Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Haziran 2021

İşte gerçek sendikacılık…

Sanırım bu hafta başıydı. Sosyal medyada bir habere denk geldim. Eğitimciler adına oldukça önemli ve köşeme taşıdığımdan anlaşılacağı üzere benim açımdan da ilgi çekici bir haberdi. Haber sendika şubesi ile üniversite arasında yapılan işbirliği protokolünden bahsediyordu.

Dicle Üniversitesi Rektörü ile Eğitimciler Birliği Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı arasında imzalanan protokolün konusu, sendika üyelerinin tezli/tezsiz yüksek lisans yapmasına olanak sağlamak. 2023 vizyonu çerçevesinde üyelerin bilgi ve becerilerini arttırmak, akademik deneyim kazandırmak, mesleki anlamda alanlarında ilerlemelerine yol açmak gibi imzalanan protokolün birçok hedefi var. Rektör Mehmet Karakoç ve Şube Başkanı Ramazan Tekdemir’in böyle güzel bir çalışmaya ortak imza atmaları Diyarbakır adına oldukça önemli. Diyarbakır’ın terörle, kaosla, kavga ve gürültü ile gündeme geldiği tarihsel süreç içerisinde eğitime dair çaba ile adının anılmasını önemsiyorum.

Bu haberi okurken ilk gözüme çarpan şey “eğitimsel çaba” oldu. Yani hiçbir emel gözetmeksizin, perde arkasında hiçbir beklenti olmaksızın tamamen iyi niyet ve halis duygular ile eğitimcilerin merkeze konup, onları önemseyip, onların geleceği düşünülerek imzalanması oldu. İşte gerçek sendikacılık budur dedim.

Nitekim “Çalışanların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını korumak, sorunları çözme amacı ile kurulmuş ekonomik değer taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlenmelerinden bağımsız örgütlerdir” şeklinde tanımlanır Sendikalar. Oysaki baktığınızda sendikaların çoğunluğunun neredeyse siyasallaştığı, siyasi erk gibi davranıp birilerinin göreve gelip görevden alınması için koşturduğu, ter akıttığı kamuoyunca malum iken, bir sendika şubesinin tüm bunlardan arınıp üyeleri için koşturup ter dökmesi, üniversite rektörünü bu çalışmaya ortak etmesi çok kıymetli ve anlamlı. Diyarbakır belki de ilk defa eğitim camiası içerisinde kendini bu kadar anlamlı bir yerde buluyor, sendikal bağlamda… Bu çalışma ya da imzalanan bu işbirliği protokolü bir tetikleyici görevi görüp, beraberinde birçok güzel çalışmaya daha imza atılmasını sağlayabilir mi, ne dersiniz?

Rektör Bey için de aynı şey geçerli. Yıllardır siyasetle uğraşan rektörlerin yanı sıra göreve geldiği günden beridir eğitime dair çaba içinde olan, koşturan bir rektör olduğunu sıkça duyduğumu söyleyebilirim. Rektör Bey’in kampüs ve akademik eğitim ile ilgili çalışmalarının da olduğunu duydum. İlerleyen günlerde üniversite öğrencileri için de belki güzel haberler alacağız.

Köşem her zaman eğitime dair kaygıları, çabaları olan ve çalışmaları olanlar için açık. Kalemimin ucunu kalemtıraş değil, bu güzel çalışmalar sivriltir. Yazmaya her zaman hazırım. Yeter ki eğitime dair kaygılarımız, çabamız olsun.

Ulaşabildiğim bazı detayları siz değerli okurlarımla paylaşayım: Üniversite ile sendika arasında imzalanan işbirliği protokolüne göre ön başvurular 21 Haziran ile 21 Ağustos arasında alınacak, akademik eğitim ise Eylül ayı içerisinde başlayacak. Sendika üyeleri ekonomik olarak %50 indirimle bu eğitimden faydalanabilecek. İsteyen üyeler tezli, arzu eden üyeler tezsiz yüksek lisans yapabilecek.

Günümüz koşullarında yüksek lisanını tamamlamış öğretmenlerin meslek hayatı içerisinde birçok avantaja sahip olduğunu söylemek mümkün. Yöneticilikte artı puan getirdiği, ekonomik olarak ek derslerin farklı hesaplandığı başta olmak üzere lisansüstü eğitime sahip öğretmenlere sağladığı birçok yarar var. Bu nedenle böyle bir protokolün imzalanması birçok üniversiteye ve birçok şube başkanına örnek teşkil etmesi gerektiğine inanıyorum. Bence gerçek sendikacılık budur; üyelerin ekonomik, sosyal haklarını korumak veya iyileştirmek için çaba sarf etmek…

Eğitimde kalitenin ve niteliğin artmasını istiyorsak, bunu sadece öğretmenlerden beklemememiz gerekiyor. Evet, öğretmenler tek başlarına belki bu yükün altından kalkabilirler, ama bu süreç uzun sürebilir. Ama STK’ları, üniversiteleri, dernek ve vakıfları, yerel yönetimleri başta olmak üzere tüm kesimler hep birlikte omuz omuza verip birlik olurlarsa, o vakit eminim ki eğitime dair sorunlarımız oldukça minimize olacak, başarı ve kalite çıtası ise oldukça yükselecek. Buna gönülden inanıyorum.

İşte bu nedenle, her gün bilgisayar başında yüksek lisans duyurularını dört gözle bekleyen, yıllarca yüksek lisansa yerleşme hayalini kuran öğretmenler adına imzalanan bu işbirliği protokolü hayati derecede öneme sahip.

Bu öğretmenlere umut ve ışık oldukları için Ramazan Tekdemir ve Mehmet Karakoç Beyleri yürekten ve binlerce kez tebrik ediyorum…