İstanbul'un kalbine ateş düştü
UNESCO’nun
Dünya Mirasları Listesi’ndeki Kapalıçarşı, daha yeni çehresine kavuşmuşken dün gece
geçirdiği yangınla yürekleri ağızlara getirdi. Kapalıçarşı’nın Mercan
Kapısı’nın olduğu bölümün çatı kısmında 22.30’da henüz belirlenemeyen bir
sebeple çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede söndürüldü. Yangınla
ilgili inceleme başlatıldı.
Kapalıçarşı;
İstanbul’un içindeki İstanbul...
Kapalıçarşı;
Osmanlı Medeniyeti’nin kalbi...
Kapalıçarşı;
içinden dünya geçen çarşı...
Yürekleri
ağızlara getiren bu yangın sebebiyle önce Kapalıçarşı’nın
tarihçesine bir göz atalım, sonrasında ise maruz kaldığı yangınların
oluşturduğu tahribatlara...
***
İstanbul’un
1453’te maddi fethinin yanında mânâ fethi için atılan önemli temellerden birisi
de Kapalıçarşı’nın inşa ve ihya edilmesidir. Nitekim fetihten hemen sonra, Fatih Sultan Mehmed’in kent içinde
çarşı, han, dükkân, hamam, cami yapılmasını emrettiği belgelerden izlenir.
Bu
bağlamda yeni bir başkentte rekabet sağlayacak güvenli bir üretimi sağlamak,
ekonomiyi düzenlemek ve bir güç; yeni bir kimlik; küresel rekabet için yeni bir
ürün; yeni bir felsefe oluşturmak Kapalıçarşı’nın temelinin atılmasındaki en
önemli sebeplerdir.
Doğal
olarak burada yeni bir “Osmanlı ürün
kimliği” oluşturulması ve bu kimliğin öncelikle seçkin bir çevre içinde “öncü eserlere dönüştürme” çalışmaları
da başlatılmıştı. Büyük Çarşı; devasa bir tasarım, eğitim ve üretim merkezi
olmasının yanında büyük bir “gücün
simgesi”ydi.
*
Cihan
Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed Han’ın emriyle 1461 tarihinde İstanbul’a
kazandırılan Kapalıçarşı asırlardır sadece ekonomi değil, tarih, kültür, sanat
ve turizmin merkezi olarak varlığını sürdürüyor. İstanbul’un kalbi olmasının
yanında dünyada eşi benzeri bulunmayan çarşı yüzyıllardır kültürlerin buluştuğu,
ticaretin kalbinin attığı yer olma özelliğiyle bir çekim merkezi olarak herkesi
kendine hayran bırakıyor.
İstanbul’un
Fatih ilçesinde Beyazıt, Molla Fenari ve Taya Hatun Mahalleleri sınırları
içinde bulunan ve 2 adet bedestenden (Cevahir ve Sandal) oluşan Kapalıçarşı’da
3285 dükkân, 24 han, 1 cami, 2 mescit, 7 çeşme, 1 şadırvan, 1 kıraathane, 5
lokanta, 4 kafeterya ve 40 bin çalışan faaliyet gösteriyor.
Alanında
dünyanın ilk örneklerinden birisi olan Kapalıçarşı, öncelikle bir ticaret ve
alışveriş merkezi olmanın yanı sıra diğer unsurlarla birlikte düşünüldüğünde
kendisine has ayrı bir dünyadır. Adı ve şöhreti sınırları aşmış olan çarşı,
yaklaşık 562 yıldan beri
medeniyetlerin harman olduğu yarımadada İstanbul’un ticaret, tarih, kültür,
sanat ve turizm hayatına yön vermeye devam ediyor.
Kapalıçarşı,
42 bin metrekarelik alana kurulmuş 2 bin 500 mağazasına 21 kapısından günde
ortalama 230 bin kişiyi ağırlayarak, en çok ziyaret edilen ticaret ve turizmin
merkezi olmayı sürdürüyor. (TIME dergisi Kapalıçarşı’yı dünyanın en çok ziyaret
edilen çarşısı seçti.) Dünyadaki emsalleri işlevlerini yitirerek müze statüsüne
alınırken, Kapalıçarşı hâlâ, tarih, kültür ve ticaret merkezi olarak hizmet
veriyor.
Çarşı,
Kapalıçarşı Kat Malikleri tarafından oluşturulan Yönetim Kurulu tarafından
yönetiliyor. Genel kurul tarafından seçilen ve 9 kişiden oluşan kurulda
İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih Belediyesi ve Vakıflar
Bölge Müdürlüğü de birer üye ile temsil ediliyor.
*
Asırlardır
kültür, tarih ve ticaretin harmanlandığı eşsiz bir yer olan Kapalıçarşı,
İstanbul’un, ülkemizin ve dünyanın en önemli simgelerinden birisidir. Her
yönden benzersiz olan bu yapıyı geçmişten kopmadan ileriye taşımak, gelecek
nesillere aktarmak, Kapalıçarşı etrafında toplumda bir bilinç oluşturmak
herkese düşen bir görevdir. Kapalıçarşı’nın özünü temsil eden, ona ruh veren
geleneğin zamanın icapları da dikkate alınarak yaşatılması gerekir. Kapalıçarşı
mirasını geleceğe taşımak sorumluluğu, sadece bir kesimin değil, toplumun
bütünündür.
İşte
bu anlayışla yola çıkılarak asırların yorgunluğunu iyice hissettirmeye başlayan
İstanbul’un gözbebeği, ticaretin kalbi Kapalıçarşı yaklaşık 40 yıl aradan sonra
tekrar 2016’da “yoğun bakım”a
alındı.
Çatıda
başlatılan restorasyonla gece gündüz demeden aralıksız olarak tam 630 gün
boyunca hummalı bir çalışma yürütüldü. 48 bin metrekarelik alanda temel yalıtım
yapılarak, 800 bin kiremit kullanılarak büyük bir emek ve planlı bir çalışma
sonucu Kapalıçarşı’nın çatısı tamamen değiştirilerek yeni görünümüne
kavuşturuldu. 2019 yılında çalışmaların sona ermesiyle birlikte eşsiz bir
manzaraya sahip olan çarşının çatısı 1 Temmuz’da turizme açıldı. İstanbul’u
Kapalıçarşı’nın çatısından izlemek isteyenler için turizm acenteleri
vasıtasıyla turlar düzenlemeye başladı. Her ne kadar ziyaretçilerin toplanma
lokasyonu tarihî yapıya uygun olmasa da çatıyı bugüne kadar çok sayıda
ziyaretçi gezdi.
*
Çatının
ardından 2020’de İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Fatih Belediye Başkanı Mehmet
Ergün Turan ve Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş’un imzaladığı
üçlü protokolle yeni bir restorasyon sürecine girildi. İmzalanan protokol ve
Anıtlar Kurulu’nun onayıyla Aralık 2020’de statik güçlendirmesi, altyapı
düzenlemesi, zeminlerin yenilenmesi ve beden duvarlarının güçlendirilmesi ve
tavan işlemeleri için ilk çalışmaların startı verildi. Restorasyon döneminde
şantiyeye dönen çarşı, 7 kişilik bilim kurulu koordinasyonunda, tarihî dokusuna
uygun olarak yeniden ayağa kaldırılmaya başlandı.
UNESCO’nun
Dünya Mirasları Listesi’ndeki Kapalıçarşı’nın 17 bin metrekarelik tabanı
yenilenirken, 40 kişilik ekip gece gündüz demeden aralıksız “kalem işi”ni büyük bir titizlikle
orijinaline uygun olarak duvar ve kubbelere yeniden nakşedildi. 1894
depreminden sonra yapılan en kapsamlı onarım ve restorasyon çalışmalarıyla
Kapalıçarşı yeni çehresine kavuştu.
*
Medeniyetlerin
geçit merasimi yaptığı yarımadada asırlardır varlığını sürdürerek günümüze
kadar ulaşan Kapalıçarşı veya yabancıların ifadesiyle Grand Bazaar’ın “İçinden Dünya Geçiyor”. İçinden
dünyanın geçtiği bu çarşının üstü başka, altı bir başka âlem!.. Çarşının içinde
karınca misali fasılasız büyük bir insan seli akarken, çatısında ise insanları
farklı bir boyuta taşıyan âlem var. Issızlığın sessizliğe eşlik ettiği çatıda
medeniyetlerin ruhunu günümüze taşıyan Nuruosmaniye (kubbesindeki dua eden
insan silüeti görülmeye değer), Atik Ali Paşa Camii ve Beyazıt Camii semaya
yükselen minareleriyle salâh ve felâha çağırırken, Çemberlitaş (Yanık) Sütunu
ve Beyazıt Kulesi, İstanbul’da eserleri sadece yangınların yok etmediğini,
heyhûlâ gibi dikilen kimliksiz beton kulelerin istilasını tarihe not düşüyor.
***
KAPALIÇARŞI YANIYOR,
ALLAH’INI SEVEN SÖNDÜRSÜN!..
Adı
ve şöhreti sınırları aşmış olan Kapalıçarşı, yaklaşık 562 yıldan bir taraftan
İstanbul'un orta yerinde şehrin ticaret ve sosyal hayatına yön vermeye devam ederken,
diğer taraftan ayakta kalma mücadelesi veriyor. Tarih boyunca deprem ve yangınlara
maruz kalan Osmanlı Medeniyeti’nin bu önemli mirası restorasyonlarla ayakta
kalmayı başarmış. İşte tarihe not düşülen Kapalıçarşı yangınları...
*
Sağlam
kâgir yapılı bedestenlerin yangın tehlikesini nispeten kolay atlatmalarına
karşılık sokaklarının üstleri ve dükkânları tamamen ahşap olan Kapalıçarşı’nın
bu tehlikeden kurtulabilmesi mümkün olmuyordu.
25
Ağustos 1515, 4 Temmuz 1539, 1546, 20 Kasım 1652, 24 Temmuz 1660, 3 Aralık 1701
tarihlerinde meydana gelen yangınlar sonucu tekrar imar edilen Kapalıçarşı,
1702 yılında Sultan 2. Mustafa’nın
hükmüyle, ciddi bir tedbir olarak ahşap dükkân, hatta ev yapımının yasaklanıp
bundan böyle ev ve dükkânların kâgir yapılmalarına özen gösterilmesi
emredilmiştir.
Kapalıçarşı’nın
sokak üstlerinin kâgir tonozlarla örtülerek kapalı bir çarşıya dönüştürülmesi
bu tarihten itibaren başlamıştır. Padişahın
hatt-ı hümâyunu ile ve gerektiğinde zor kullanarak kâgir inşaat başlatılmış ve
iki yıl boyunca mülk sahiplerinin çekişmelerine rağmen Kapalıçarşı’nın yanan
yerleri kâgire dönüştürülmüştür.
Kâgire
dönüştürüldükten sonra Kapalıçarşı’da yangınlar seyrekleşti ve verdikleri zarar
azaldı, fakat bütünüyle önlenemedi. 27 Nisan 1750, 1803, 2 Ağustos 1826, 9
Eylül 1943, 26 Kasım 1954 yıllarında meydana gelen yangınlarda Kapalıçarşı ile
birlikte sur içindeki İstanbul büyük zarar gördü. Son yangından sonra yazılan,
Eski Eserleri Koruma Encümeni’nin 30 Kasım 1954 tarihli raporuna göre bu
yangında Kapalıçarşı’nın beşte ikisi harap oldu. Tamiri beş yıl süren çarşı, 28
Temmuz 1959’da tekrar törenle hizmete açıldı.
*
2021’de
Tahtakale Caddesi’ndeki bir oyuncak imalathanesinde çıkan ve 3 binaya sıçrayan
yangın maddi hasarla birlikte yine tarihimizin bir uzvunu daha küle çevirmişti.
Cumartesi günü, İstanbul’un kalbi Kapalıçarşı’nın Mercan kapısının olduğu
bölümün çatı kısmında henüz belirlenemeyen bir nedenle 22.30’da yangın çıkan
yangın ise yürekleri ağızlara getirdi.
***
BU DÜNYA MİRASINA DAHA İYİ
SAHİP ÇIKILMALI
Alanında
dünyanın ilk örneklerinden birisi olan Kapalıçarşı, öncelikle bir ticaret ve
alışveriş merkezi olmanın yanı sıra diğer unsurlarla birlikte düşünüldüğünde
kendisine has ayrı bir dünyadır. Adı ve şöhreti sınırları aşmış olan Çarşı,
yaklaşık 562 yıldan beri İstanbul'un orta yerinde şehrin ticaret hayatına yön
vermeye devam etmektedir.
562
yıldır kültür, tarih ve ticaretin harmanlandığı eşsiz bir yer olan Kapalıçarşı,
İstanbul’un, ülkemizin ve dünyanın en önemli simgelerinden birisidir. Her
yönden benzersiz olan bu yapıyı geçmişten kopmadan ileriye taşımak, gelecek
nesillere aktarmak, Kapalıçarşı etrafında toplumda bir bilinç oluşturmak
herkese düşen bir görevdir.
Kapalıçarşı’nın
özünü temsil eden, ona ruh veren geleneğin zamanın icapları da dikkate alınarak
yaşatılması gerekir. Geçmişten bize intikal eden Kapalıçarşı mirasını geleceğe
taşımak sorumluluğu, sadece bir kesime değil toplumun bütününe düşmektedir.
Çarşıya
değer katan geleneksel sanatlar, zanaatlar canlandırılarak çarşının tarihsel
dokusu ve değerleri korunmalıdır. Çarşı’ya sonradan ilave edilen eklentiler
temizlenerek yapıların özgün mimarisi ön plana çıkarılmalıdır. Tarihi Yarımada
ve hanlarda var olan ticaretin niteliği değiştirilerek günlük ihtiyaçların
karşılanabileceği yaşanabilir bir mekân haline dönüştürülmesiyle, “altın
yumurtlayan tavuk” hâline getirilebilir.
Turizm
açısından çok önemli bir mekân olan Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi’nin daha çok
sahiplenilmeye ve tanıtıma ihtiyacı var.