Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 May 2024

​İstanbul'un fethinin yıldönümü münasebetiyle…

İSTANBUL

Peygamber mührü̈ sende, toprağın Harem’e eş

Yeryüzünde sen varsın, gökyüzündeyse güneş.

Burcu burcu tüllenir, kokar erguvanların

Gece rüyalarıma akar şadırvanların

Dalgaların sesleri nakarattır şarkına

Sana âşık olmayan varamaz ki farkına

Efsunlu bir şehirsin bin bir sırrı gizleyen.

Her gün sende yaşarken, her gün seni özleyen

Her mevsim bahçesinde bülbül öten İstanbul

Sinesinde binlerce şehit yatan İstanbul

Adalar bebeğindir; kucağında beslenir.

Marmara deniz kızı; kıyısına yaslanır.

Burçlara bayrakları diker cengâverlerin.

Sanırsın birer kale, bacasını evlerin.

Balıklar eşlik eder şarkısına kızların

Sende yaşamak ise en büyüğü hazların

Gönüller ikliminde huşûdur Sultanahmet

Ebedi hayatlara beşik Karacaahmet.

Ciğerime çektiğim dumanımsın İstanbul

Çayında demlendiğim zamanımsın İstanbul.

Her gözyaşı içinde bir umman barındırır.

Süleymaniye seni günahtan arındırır.

Mehtabı akşamında içersin yudum yudum.

Tenimi okşadığın rüzgârınla büyüdüm.

Bu şehir gönlüme yar, başlarda tacımızdır.

Ayasofya semaya yükselen acımızdır.

Ey şehir, gençliğimin katili olan şehir

Âb-ı hayât misali gönlüme dolan şehir.

Onulmaz dertlerime dermanımsın İstanbul

Boynuma geçirilen fermanımsın İstanbul.

Istıraplı hayatlar saklıdır taşlarında

Vapurların seyreder, akan gözyaşlarında

Dervişleri secdede, sarhoşu nara atar

Eyüp Sultan sırtında koca bir tarih yatar.

Kız kulesi gizemli sevdalara hediye

Uğruna verdiğimiz bu kavgalar ne diye?

Ozanlar yetişemez methine bu şehirin

Aşinadır Üsküdar fethine bu şehirin.

Ağzından bal damlayan şairimsin İstanbul.

Her mısrası gül kokan şiirimsin İstanbul.

Ezanlar yankılanır beş vakit semasında.

Yılların ıstırabı okunur simasında.

Kılavuzdur boğazda martılar gemilere

Akın akın yolculuk her seher camilere

Tılsımlı kelimeler işli cübbelerine

Akşemseddin duası sinmiş kubbelerine

Selimiye isyandır, Dolmabahçe’de elem

Almaz seni şiirim, yazamaz seni kalem.

Yolların buluştuğu durağımsın İstanbul.

Onurla taşıdığım bayrağımsın İstanbul.

Birbirine uzaktan sevdalı iki yaka

Anadolu münzevi, Avrupa’da bin caka

Çağırır seni her an gizli bir ses atiden

Tuvallere nakşettim seni Piyerloti’den

Renk cümbüşü her akşam sularında boğazın

Topkapı Sarayında hapsolmuştur avazın.

Yedikule’de Sultan, surlarda tarih kanar

Herkes cehenneminde, ben de İstanbul yanar.

Cihanın kıskandığı şehirimsin İstanbul.

Altın kâse içinde zehirimsin İstanbul.

Denizle sarmaş dolaş sevgilidir yalılar.

Alın yazılarını hala saklar halılar.

Bahçeler gülistandır, bin bir çeşit çiçekten.

Aşk kokuları gelir, Beşiktaş’tan, Bebek’ten.

En nadide güfteler Çamlıca’da yazılır.

Bestelerin en katı gönüllere kazılır.

Haliç altın laledir, gamzedir yanağında

Buluşur âşıkların Emirgan konağında.

Bir başka cilve yapar seni gören İstanbul

Yedi tepe üstünde, yediveren İstanbul.

Evlerini asarlar saçaklarına kuşlar.

Kucağında kimsesiz, garip, gurebâ kışlar.

Balıklar sarhoş olur yakamozlardan gece

Şiir olur akarsın gönlüme hece hece

Yıllanmış dostluk gibi, eskidikçe kıymetli

Şehirlerin Şahı’sın, gösterişli, heybetli.

Geçmişten geleceğe yaşanacak vatansın.

Sana sevdalanmayan, hislerinden utansın.

İnce ve alımlısın, sevgilimsin İstanbul

Mahşere dek yanacak, kandilimsin İstanbul.