İstanbul’un bir gün bile kaybetmeye tahammülü yok
Hatırlarsanız bir zamanlar Şişli’nin Mustafa Sarıgül isimli efsane belediye başkanı vardı.
Yurttaşlarının nabzını iyi tutar, seçimlerde oyları siler süpürürdü.
Hatta 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde aldığı yüzde 67’lik oy oranıyla partisi CHP’yi dörde katladı. Bu sonuçlardan sonra artık İstanbul, Sarıgül’e dar gelmeye başladı.
Edirne’den Kars’a dağlara taşlara yazılan “Çare Sarıgül” sloganıyla gözünü zirveye diktiğini Türkiye’ye ilan etti.
Genel Başkanı Deniz Baykal’la aşık atmaya kalktı. “Disiplinsizlik” gerekçesiyle partisinden ihraç edildi. Bir partiden diğerine savrulup durdu. En son seçimlerde efsane olduğu Şişli’de bile seçilemedi. Politik ikbali söndü gitti.
***
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na CHP’den Ekrem İmamoğlu aday gösterildi.
Oy sayımlarında yapılan “katakulli” sonucu seçim iptal edildi. 23 Haziran’da yapılması kararlaştırılan seçim sürecinde İmamoğlu her fırsatta, “Mağdurum ben mağdurum… Mağdurum da mağdurum!..” söylemiyle yurttaşları kendisine inandırdı. Bu kadim toprakların insanı kim olursa olsun “mağdurum” diyene sırtını asla dönmez, bir şans verirdi. Verdi de. Hem de rakibine karşısında ezici bir fark attırarak. İstanbul’da şans tam 25 yıl sonra İmamoğlu’na güldü.
***
Mega şehir İstanbul’un üzerinde durulması gereken “kırmızı kod”lu 3 önemli problemi vardı. Terör, iklim değişikliği ile ortaya çıkan doğal felaketler ve iç savaşlardan dolayı maruz kalınan göç dalgası.
Başkan İmamoğlu’nun mazbatasını alıp ikinci kez koltuğuna oturmasından kısa bir süre sonra 17 Ağustos’ta İstanbul’da bir doğal felâket yaşandı. Ağustos ayında İstanbul’da hava sıcaklığı 34 derecelerde seyrederken, âni bir düşüşle âdeta felakete dönüştü. Fırtına ve sağanakla birlikte Fatih bölgesine 114 kilogram yağış düştü. Üzerinden tam 20 yıl geçen “Asrın Felaketi” 1999 Marmara Depremi’nde hayatını kaybeden 18 bin 373 kişiyi yâd ederken, İstanbul farklı bir doğal felaketin habercisi selle sarsıldı. Eminönü alt geçidi ve Kapalıçarşı’yı su bastı.
Vatandaşlar yaralarının sarılmasını beklerken, çiçeği burnundaki başkan Bodrum’a tatile çıkmıştı. Sosyal medya üzerinden “Nerede bu başkan?..” sorularının yoğunlaşması üzerine İmamoğlu Bodrum’daki tatilini yarıda kesip, yurttaşlarının derdini dinlemek için sahaya indi. Esnafın “Neredesiniz?..” sitemleri arasında incelemelerde bulunduktan sonra tekrar Bodrum’un yolunu tuttu. Eminönü’ndeki halk alt geçitte, başkan İmamoğlu ise Bodrum açıklarında yüzmeye devam etti!.. Seçmenler İmamoğlu için tatilini yarıda kesmişti, lakin başkan tatil keyfinden taviz vermedi.
BAŞKAN İMAMOĞLU TATİLDE!.. VARAN BİR…
***
Aradan aylar geçti... Başkan İmamoğlu, 24 Ocak 2020 Cuma günü akşam saatlerinde Elazığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen ve Malatya’nın Doğanyol’unu da yıkıma uğratan 6.8 şiddetindeki depremin ardından bölgeyi ziyaret etti. Sonra büyük bir yıkımın yaşandığı ve 41 canın hayatını kaybettiği bölge insanını mâtemleriyle başbaşa bırakarak sırra kadem bastı.
Millette yine bir merak!.. “Nerede bu başkan?..” diye soranların çoğalması üzerine twitter hesabı üzerinden trend topic olacak, medyayı sallayacak bir paylaşımda bulundu: “Yarıyıl tatili nedeniyle çocuklarım ve eşim ile birlikte dünya güzeli Erzurum’u hissetmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ülkemizin her köşesi başka bir değer, başka bir cennet. Türkiye kavganın değil sevginin merkezi olmalı.”
Meğer Başkan bu kez de Palandöken’de kayak keyfi yapıyormuş!..
Memlekette bir felaket olduğunda ara ki, İmamoğlu’nu bulasın!..
BAŞKAN İMAMOĞLU TATİLDE!.. VARAN İKİ...
Hadi birinci tatil tesadüf!...
İkincisine ne demeli!..
“İstanbul için artık zaman kaybetme vaktimiz bitti. Hiçbir lüksümüz yok, gece gündüz çalışmamız lâzım...” sözünüze rağmen bu kaçıncı tatil başkan?...
Memlekette bu kadar problem varken, millet zora düşüp gözler sizi ararken hep tatildesiniz!..
Sayın İmamoğlu ne olur şu tatillerinizi hep böyle felaketlerin zirve yaptığı günlere denk getirmeyin artık!.. Adınız “tatilci başkan”a çıkmadan gelin yol yakınken bu huyunuzdan vazgeçin!..
Memleketin her yeri beşik gibi sallanıyor!.. İstanbul diken üstünde!.. Elazığ’ı, Malatya’yı gidip gördünüz!.. Deprem Türkiye’nin gerçeği; fakat en çok da İstanbul’un!.. Şehremini olarak 16 milyon insanın canı size emanet!.. Allah korusun, yarın İstanbul’da büyük bir deprem yaşansa sizi nerede bulacağız?..
Derdimizi kimi anlatacağız?..
Yaralarımızı kim saracak?..
Bu şartlarda her şey nasıl güzel olacak!?..
***
Virüs salgını dünyayı kasıp kavuruyor!.. Çok şükür şu ana kadar bizde salgına dönüşecek bir vakaya rastlanmadı. Fakat dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul’da bütün kurumlar teyakkuzda olmalı. Böyle hassas konularda “İstanbul hapşırsa Türkiye nezle olur” gerçeği asla unutulmamalı... Umarım yaşananlardan ders çıkararak olası salgın ve doğal felaketlere karşı diğer kurumların yanında İBB gerekli tedbir ve eylem planları üzerinde çalışıyordur.
BAŞKAN İMAMOĞLU’NUN BİLGİSİNE!.. VARAN ÜÇ...
***
Yazınızın girişinde bahsettiğiniz “Sarıgül ne alâka?.. Orasını anlayamadık!..” diyecek olursanız ona da açıklık getirelim. Sarıgül, CHP’de yıldızı parlayan, ikbal vadeden önemli simalardan birisiydi. “Disiplinsizlik” adamcağızın başına büyük sıkıntılar açtı. Siz siz olun 25 yıl sonra size gülen şansın ve emanet edilen makamın kıymetini bilin diye...
Bazı insanlar makamını yüceltir, bazı insanları ise makamları. Muktedir olmak için “Halka hizmet, Hakka hizmettir” düsturunu önemsemez, sizi muktedir yapanları unutursanız sıkıntıya girersiniz. Çünkü sizi bulunduğunuz makama çıkaranlar gün gelir indiriverir.
Vesselam.