İstanbul'u kim alır; İmamoğlu mu Kurum mu?..

CHP, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile “İstanbul’a Hizmette Tam Yol İleri” mottosuyla sahaya inerken, AK Parti 5 yıl önce yaşadığı ağır yenilginin rövanşını almak için İstanbul Milletvekili Murat Kurum’la “Yeniden İstanbul” diyerek seçim startını verdi.

AK Parti’nin Pazar günü Haliç Kongre Merkezi’ndeki aday tanıtım toplantısından sonra Türkiye’nin gündemi değişti. Toplantıda 11’i büyükşehir olmak üzere 26 şehrin belediye başkan adayının açıklanmasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum ismi öne çıktı. Bu isim 83 gün boyunca da konuşulmaya devam edecek. Bunun ilk işaretleri dünkü gazetelerin manşetine yansıdı: “İstanbul Muradına Kavuşacak”.

Kurum, isminin açıklandığının ertesi günü Eyüpsultan Camii’nde sabah namazıyla birlikte ‘Bismillah’ diyerek sahaya indi. Ve İstanbullulara ilk mesajını verdi: “Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz”. Bu açıklama, bir önceki yerel seçimdeki “Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı?..” stratejisinden ders çıkarıldığını gösterdi.

Bugünlere gelinmesinde, milletle bu kadar uzun yol yürünmesinde en temel düstur neydi?.. Gelmeyene, gitmek... Vermeyene, vermek... Sevmeyeni sevmekti...

“İstanbul’u kim alır?..” sorusunun cevabı için sosyal medya trolü, klavye delikanlısı, kalemşör, kamuoyu araştırmacısı, müneccim olmaya gerek yok. “94 Ruhu”nun kodlarını yeniden oluşturarak, sahaya süren alır. Çünkü İstanbullu sevgiye, ilgiye, hizmete hem aç, hem de muhtaç.

*

“6’lı Masa”nın mucidi Kemal Kılıçdaroğlu ile “baba-oğul” kavgasının ardından şimdi de çiçeği burnundaki yeni genel başkanı Özgür Özel’le “kardeş kavgası”na tutuşan “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı” ve İBB Başkanı (adayı) Ekrem İmamoğlu’nun işi çok zor. Tanıtım toplantısında her ne kadar kolları sıvayıp, kuyruğu dik tutmaya çalışsa da bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkında!..

Nobranlık...

Kibirlilik...

Beceriksizlik...

Aç gözlülük...

Can sıkıcı seviyede.

İmamoğlu bu algıyı 83 günde tersine çevirebilir mi? Çok zor.

Koltuk sallantıda!..

Meral (Akşener) ablası da İP’e un serdi!..

Ne olacak şimdi?..

Olacak belli!..

Kadîm İstanbul kronikleşen dertleriyle yine, yeniden büyük bir yol ayrımında.

İstanbul, ya tatil keyfinden asla ödün vermeyen ehl-i keyif bir başkandan kurtulacak; ya da 7/24 hizmet aşkıyla çalışan bir başkana kavuşacak...

İstanbul, ya bânisinin makamında eli arkada poz veren muhteris bir başkandan kurtulacak; ya da değerleriyle barışık, mütevazı kişiliğiyle kendini milletinin hizmetkârlığa adayan bir başkana kavuşacak...

İstanbul, ya “Altın Boynuz” Haliç’i eski günlerine döndüren bir başkandan kurtulacak; ya da tekrar balık tutulacak, çevresinde oluşturulacak destinasyon alanlarıyla göz kamaştıracak projeleri devreye sokacak bir başkana kavuşacak...

İstanbul, ya ulaşımdaki aksamalarla insanları çileden çıkaran bir başkandan kurtulacak; ya da yeni ulaşım araç ve ağlarıyla “durmak yok, yola devam” diyen bir başkan kavuşacak...

İstanbul, ya yağmurda, karda, tipide felç olan trafikte çile çekerken balıkçıda keyif çatan bir başkandan kurtulacak; ya da afetlerde hem sahada hem masada olağanüstü gayretleriyle çözüm üreten bir başkana kavuşacak....

İstanbul, ya olası bir depreme karşı yeterince gayret göstermeyen bir başkandan kurtulacak; ya da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu döneminde nice selin, nice yangının, nice depremin yol açtığı felaketlerin açtığı ağır yıkımları 7/24 ürettiği çözümlerle herkesin gönlünde taht kuran bir başkana kavuşacak...

...

31 Mart’a 83 gün kaldı...

Heyecan dorukta...

İmamoğlu koltukta...

Top sahaya inen Kurum’da...

Murat Kurum, merkezi yönetimle, yerel yönetimlerle, teşkilatlarla, dahası İstanbullulara el ele vererek “94 Ruhu”nu yine, yeniden, bir kez daha kuvveden fiile çıkarmak zorunda...

Bakalım 5 yıllık “Fetret Devri”nden sonra kim muradına erecek; kollarını sıvayan İmamoğlu mu, yoksa rehavete kapılmadan 7/24 kapı kapı, sokak sokak gezerek İstanbulluların dağ gibi yığılan problemlerine çözüm üretmek için gecesini gündüzüne katan Kurum mu?..

Sözün özü; kazanan İstanbul olsun.