Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Ekim 2013

İstanbul'u kim alacak?

Siyasi partiler İstanbul yerel seçimlerine her zaman İstanbul'un fethi gibi bakıyor.
75 milyonluk bir ülkede 15 milyonluk bir kent İstanbul. Türkiye'nin beşte biri burada yaşıyor.
Haliyle İstanbul'u alan, geneli de alıyor veya almaya namzet hale geliyor.
Özal, İstanbul'u kaybettikten sonra ANAP inişe geçmişti.
İsmi dahi bilinmeyen RP'nin İl Başkanı Tayyip Erdoğan, güçlü rakiplerini alt edip İstanbul'un Başkanı olunca, siyasi ikbali de çoktan Başbakanlığa doğru yol almaya başlamıştı.
***
AK Parti 1994'te Erdoğan'ın kazandığı seçimlerden bu yana İstanbul'da kendine güveniyor. En büyük referansı da hizmet merkezli politikalarıyla şehrin en ücra köşesine, varoşlara kadar ulaşmayı başarması.
AK Parti belediyecilik anlamında, bazı muhalefet liderlerinin ismini haritadan bile bulamayacağı noktalara metro ve tramvay hatları çekiyor. Hizmeti, İstanbul'un kılcal damarlarına kadar ulaştırmasının karşılığını da sandıkta alıyor.
Dolayısıyla çok büyük ve radikal bir kırılma olmadıkça AK Parti Kadir beyle yola devam edecek.
***
CHP ise 2009 seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin ikilisi ile İstanbul seçimlerine asılmıştı. Partinin oyunu yükseltmelerine karşın AK Parti'den 5 puan geride kaldılar.
Fakat İstanbul'da aday olmanın ödülünü, Kılıçdaroğlu partiye Genel Başkan, Gürsel Tekin ise Genel Başkan Yardımcısı olarak aldı.
Yirmi yıldır, "solu, CHP'yi, ülkeyi, İstanbul'u kurtaracak adam" olarak lanse edilen PR harikası Mustafa Sarıgül ismi şu sıralar CHP'de birinci gündem maddesi.
Kılıçdaroğlu'nun alelacele Gürsel Tekin'e de "İstanbul adayı" olduğunu açıklatması, gözü CHP liderliğinde olan Sarıgül'e karşı iyi bir hamle idi.
Gezi'nin arkasındaki sermaye gruplarının, Sarıgül'ün de arkasında durması, CHP için "İstanbul adayı kim olacak" sorusuna çok daha farklı anlamlar kazandırıyor. İlk günden asıl hedefinin "İstanbul" değil "Ankara" olduğunu söyleyen Sarıgül dün Hürriyet'e verdiği röportajda, "Fırlamaya hazır tay gibiyim" demiş. "Gezi'de en öndeydim, sadece şov kısmında yoktum. Oraya ilk giden de bendim, ilk gazı yiyen de. Sana filmlerini de gösterebilirim" diyen Sarıgül, Parkın bütün tuvaletlerini kendisinin gönderdiğini, ihtiyaçların büyük kısmını karşıladıklarını, 150 arkadaşının, 28 ambulansının, temizlik ve fen işleri müdürlerinin orada 'çalıştıklarını' söylüyor.
Sargül'e "Gelme" dese "korkuyor" sözlerine muhatap olacağını bildiğinden Kılıçdaroğlu, şimdilik Gürsel Tekin ile Sarıgül'ün elini zayıflatıyor. Baykal ve ekibi ise ellerindeki "Sarıgül'ün yolsuzluk dosyaları"nı medyaya sunmak için işin netleşmesini bekliyor.
***
MHP ise gönlündeki iktidar ateşinin soğukluğu ile doğru orantılı olarak iktidara giden yol olan İstanbul konusunda sessiz. Mesela 2009'da MHP'nin İstanbul adayının ismini bilen var mı? Ben söyleyeyim, Ahmet Turgut.
O seçimde Turgut, MHP'nin il genel meclisinde aldığı oydan bile az oy aldı. Ülke genelinde yüzde 15 oyu olan bir partinin İstanbul'da SP ve DTP ile neredeyse aynı şekilde yüzde 5 oy alması enteresan değil mi? Kılıçdaroğlu'nun artırdığı o yüzde 5'lik CHP oyu, büyük ihtimalle il genel meclisinde verilen ancak belediye başkanlığında kaybolan yüzde 5'lik MHP oyları idi.
Bu seçimde de MHP'nin göstereceği adayın ismine göre CHP'ye gizli destek olup olmayacağı anlaşılacak!
***
BDP'ye gelince. İstanbul'dan HDP olarak aday gösterecekler. Sırrı Süreyya Önder "şakayla karışık aday" olacağını açıkladı ama sonra çarketti. Önder'e soldan, ulusalcılardan, Gezicilerden ve CHP'den büyük baskı var, "Oyları bölme!" diye. Bu arada Kürtlerin partisinden, Kemalist ulusalcıların oylarını bölmemesini talep etmek da ayrı bir paradoks!
HDP bütün Kürtlerin, solcuların, devrimcilerin vs. oyunu alsa bile İstanbul'da kazanamayacağını biliyor. Genel seçim olsa bazı bölgelerden vekil çıkarıyor ama yerel seçimde büyükşehir'i alması neredeyse imkansız. Onlar da adaylarına göre ulusalcılara mı, çözüm sürecinin ortağı muhafazakar demokratlara mı yaklaşacaklarını gösterecekler. Büyük ihtimalle BDP, yıllardır olduğu gibi Anadolu İslam'ı yerine ulusalcı Türk solunda karar kılacak.
Hangi hesaplar yapılırsa yapılsın, Haliç'in lağım kokusundan, sokaktaki çöp dağlarından, İSKİ'deki yolsuzluklardan, akmayan sulardan, toplanmayan çöplerden neler çektiğini unutmayan İstanbul, yine "Hizmet" diyecek!