İstanbul'da 'USS Mount Whitney' teyakkuzu
İstanbul
arı kovanı gibi... Bir tarafta Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir
Uraloğlu’nun Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Hattı’nda test sürüşü programı,
diğer tarafta Sarayburnu’na demirleyen ABD donanmasında 6. Filo’ya bağlı USS
Mount Whitney savaş gemisi ve Eminönü’ndeki yaya ve araç trafiği çilesi var. Ne
diyelim azîz İstanbul; sefân da hoş, cefân da...
KADÎM ŞEHRE ZİYARETÇİ
AKINI...
İstanbul,
ziyaretçi sayısında rekor üzerine rekor kırıyor. İstanbul Kültür ve Turizm
Müdürlüğü verilere göre, 2023 yılının ilk altı ayında gelen yabancı turist
sayısının geçen yıla oranla yüzde 17’lik artışla milyona 8 milyona ulaştığı
ifade ediliyor.
En
başta Fatih Sultan Mehmed’in emaneti kadîm Ayasofya-i
Kebîr Câmi-i Şerîfi Ayasofya Camii, yeniden ibadete açıldığı 24 Temmuz
2020’den beri ziyaretçi akınına uğruyor. Medeniyetlerin geçit merasimi yaptığı Sultanahmet Meydanı’nda kavurucu sıcağına
aldırış etmeyenler, Topkapı Sarayı’nda
Osmanlı’nın ihtişamından gözlerini alamıyor. Yerebatan Sarnıcı’na inip, tarihîn
derinliklerinde serinlemek isteyenlerin bir ucu “Milyon (Million) Taşı”na
diğer ucu ise Gülhane’ye doğru uzanıyor.
GÜLHANE PARKI SESSİZ VE
SAKİN...
Osmanlı
Devleti döneminde Topkapı Sarayı’nın dış bahçesi olarak kullanılan serin ve
sessiz Gülhane Parkı, yaklaşık 100
bin metrekarelik alanı ve içinde barındırdığı ağaçlarla ziyaretçilerine huzur
vermeye devam ediyor.
At
kestanesi, karayemiş, gülibrişim, kelebek çalısı, defne, şeftali, kiraz, ahin
çanı, şimşir, papaz külahı, acuba, alaca taflan, porsuk, kartopu, Japon ayvası,
yalancı akasya, çınar, hanımeli, abelya, zakkum, kırmızı yapraklı erik, sedir,
dişbudak, ladin, Çin mabed ağacı, erguvan, lavantini, kokar ağaç, dut, manolya,
ispir, ıhlamur, mor salkımıyla âdeta masaldan çıkmış bir bahçeyi andırıyor.
Bir
tarafta “Zararlı Profesör” Fuat
Sezgin ebedi istirahatgâhında hesap gününü beklerken, diğer tarafta Âşık Veysel’in
“Uzun ince bir yoldayım...” demeye
devam ediyor. Nâzım Hikmet Ran’ın dizelerinde, Cem Karaca’nın gitarında hayat
bulan “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane
Parkı’nda...” tınıları ise Topkapı
Sarayı’nın duvarlarından masmavi Marmara’nın yakamozları arasında Boğaz’a
kadar yayılıyor.
Bizler
tarihî yarımadayı arşınlarken, diğer tarafta ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir
Uraloğlu ve Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Hattı’nda test sürüşü
gerçekleştiriyor. Yıl sonunda bitirilmesi planlanan 8 kilometre uzunluğundaki
raylı sistem hattı, yaya ve bisiklet yollarıyla entegre edilerek rekreasyon
alanlarından oluşuyor. Şehir sakinleri, çevre dostu ulaşım seçenekleri sunan
projenin bitirilmesini sabırsızlıkla bekliyor.
SARAYBURNU’NUN AĞIR
MİSAFİRİ; USS MOUNT WHITNEY
İstanbul’un
simge mekânlarından Sarayburnu, uzunca
bir sürenin ardından köpek sürüleri ve ayyaşların esaretinden kurtarılmanın
sevincini yaşıyor. Toplamda 34 bin metrekare alana sahip olan Sarayburnu Parkı’nın
21 bin 500 metrekaresi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları sonucu
tekrar halkın hizmetine sunuldu. İçinde kıyı yürüyüş yolu, spor-koşu alanları,
oturma duvarları ve bitkisel rekreasyon alanları bulunuyor. Marmaray
kazılarında ortaya çıkan tarihî kalıntıların sergileneceği alanda Sarayburnu
Parkı 2. Etapta Arkeo Parkı’nda ise çalışmalar sürüyor.
İnsanlar
ve dahi bütün canlılar denizden esen hırçın dalgalar eşliğinde kendini püfür
püfür esen rüzgârın kollarına bırakmanın hazzını yaşıyor. Ve bizlerle birlikte
parkta “ağır bir misafir”
ağırlanıyor; USS Mount Whitney. Amerika
Birleşik Devletleri Donanması’nda 6.Filo’ya bağlı olarak görev yapan sancak ve
komuta gemisi USS Mount Whitney, olağan ziyaret kapsamında 150’si sivil, 150’si
askeri personel olmak üzere yaklaşık 300 kişilik ekibiyle, İstanbul'a gelerek Sarayburnu Limanı’na demirledi. ABD
Donanmasının en eski 3 gemisinden biri olan ve 52 yıldır görev yapan gemide,
Pazar günü üst düzey Türk yetkililer ve ordu mensuplarının katıldığı bir resepsiyon
düzenlendi. Güvenliğin üst düzeyde olduğu bölgede âdeta kuş bile uçurtulmadı.
Türkiye’de
6. Filo’nun ismi anılınca, hâfızalarda “Kanlı
Pazar” olayı canlanır. ABD 6. Filosu’nun Temmuz 1968’den sonra Şubat 1969′da
yeniden İstanbul’a gelerek Dolmabahçe’ye demirlemesi yoğun protesto
gösterilerine neden oldu. Bir hafta boyunca yürüyüşler yapan öğrencilerin
eylemlerinden sonra 16 Şubat 1969 Pazar günü bir yürüyüş düzenlendi. Sağ ve sol
grupların Taksim ve Beyazıt Meydanı’nda karşılaşması sonucunda çıkan ve iki
öğrencinin öldüğü, yüzlercesinin de yaralandığı olaylar tarihe “Kanlı Pazar” olarak geçti.
Protestoların
baş göstermesiyle Cumartesi ve Pazar günü Sarayburnu’ndaki güvenliğin üst
düzeye çıkartılmış olmasının sebebi de buymuş.
EMİNÖNÜ’NE BİR GELEN, BİR
DE GELMEYEN PİŞMAN!..
Sepetçiler
Kasrı’ndan Sirkeci’ye doğru hem insan hem de araç seli akıyor. Eminönü’nde ise
bütün trafik kilitleniyor. İnsanlar menzile yetişmek için büyük bir savaş
veriyor. Sıcaktan bunalıp maraza çıkaran mı dersiniz, hararet yapıp su kaynatan
mı dersiniz; ne ararsanız var.
İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun göreve geldiğinden beri bir
türlü bitiremediği bin üç yüz metrelik Cibali-
Eminönü Tramvay Hattı’na bir de Galata Köprüsü’nde başlatılan bakım-onarım
çalışması eklenmiş ki, trafik kilit.
Eminönü’ne
bir gelen, bir de gelmeyen pişman!.. Neymiş; “Her Şey Güzel Olacak”mış!.. İstanbul,
İstanbul olalı böyle güzellik görmedi!..