Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2962.44
BIST 100
9680.66
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Nisan 2021

İstanbul Yüzleşmesi

Cemiyetin en küçük birimi olan aile müessesesi, ‘İstanbul Sözleşmesi’ denilen ve Avrupa Birliği normları uyumlu kanunlarla inanç değerlerimizle ters düşme durumuna getirilmeye çalışıldığı günden bugüne gelinceye kadar tartışmaları sona ermeyen konuya birazcık değinelim dedik de…

Bu konuda siyasi otorite temsilcileri başta olmak üzere adını sanını bugüne kadar hiç duymadığım ne kadar sivil toplum kuruluşu varsa ya taraftar veya karşı çıkarak bu tartışmaların merkezinde yer aldı. Belki bazıları sözleşme metnini okumadan sözleşmenin kadına şiddeti engelleyeceğine dair fikirler ileri sürerken, diğer bir grup sözleşme ile aile kurumumuz zarar görecek, ahlaksızlığın önü açılacak gibi cümleler etrafında dolaşıp durdu.

Ülke genelinde ulu orta yapılan bu tartışmalara konuyu hukuki boyutlarıyla ele alanlar panel, konferans ve bilgi şölenleri ile taşımalarına rağmen sınıfta kaldılar diyebiliriz. Medyamız sözleşme konusundaki tartışmalarda bağırıp çağıran hakaretamiz ifadeler kullananları ön plana çıkartıp reytinglerini artırmayı tercih etmişlerdir.

Kadına yönelik her türlü şiddetin ve şiddet mağdurlarının korunması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesi gibi kadına şiddeti insan hakkı ihlali olarak tanımlayan, uluslararası bu düzenleme, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği toplantısında kabul edildiği için "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinmektedir.

TBMM de de sözleşme tartışmaları aynı minvalde devam etti. Milletvekillerinin bir kısmı bulundukları siyasi partinin görüş ve düşünceleri ile kendilerine oy veren yapıya şirin gözükmek adına sözleşmeye sahip çıkarken, meclis dışı dâhil bazı muhalefet partilerinin bu sözleşme ile kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerini önlediği iddiasına karşı İstanbul Sözleşmesi’nin evlilik dışı gayr-i meşru sapkın eşcinsel hayatı yaşamayı yaygınlaştıracağı endişesi ile aile yapımızın bozulduğunu ifade ettiler.

Konuyla ilgili olarak Ayasofya Cami imamının sosyal medyadan sözleşmeye eleştirel yorum getirmesine Ak Parti milletvekili Özlem Zengin ”Kadın-erkek meselesine dair dinî bir referans yaparak katı, sert açıklamalar yapmayı problemli görüyorum” sözleriyle savunurken, muhafazakâr camia tarafından saldırıya uğradığı bir konu olduğunu, kendisiyle çelişmediğini ve tutarlı olduğunu, sözleşmenin Türk aile yapısına ağır hasar verdiğine inanmadığını, sözleşmenin yanlış anlaşıldığını, AB konseyinin tartışmalı maddelere hangi anlam yüklediğini yorum beyanı ile açıklığa kavuşturması gerektiğini kendisiyle yapılan röportajlarda dile getirdi. Türkiye’de hukuk mevzuatının kadın hakları konusunda sağlamlığından bahisle yapılan tartışmaların zarar verdiğini de söyleyen Özlem Zengin’in bu görüşlerine kendi partisinden de katılmayanların olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye Sözleşmeyi 24 Kasım 2011'de imzalayan ve TBMM de onaylayan ilk ülkedir. Temmuz 2020 itibarıyla 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanmış, imzacı ülkelerin 34'ünde onaylanmıştır. Sözleşmede geçen 'Cinsel yönelim' ve ‘Toplumsal Cinsiyet Kimliği' gibi kavramların toplum yapımıza uymadığı ve toplumsal desteğini kaybettiği, ayrıca anlaşmayı kalkan yapan LGBT ve bazı marjinal grupların, gelecek kuşakları tehdidi görülünce "Türkiye Cumhuriyeti adına 11.5.2011 tarihinde imzalanan ve 10.2.2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan 'Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin üçüncü maddesi gereğince karar verilmiştir” denilerek 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmıştır.

Ortalığı karıştırmaya germeye, insanımızın kafasını bulandırmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Sonuç itibariyle Türkiye sözleşmeyle yüzleşmiş iptal edilmiştir. Bundan böyle CHP ve diğer muhaliflerin konuya ilişkin görüşlerini açıklamaları, hatta CHP Genel Merkezi önünde sözleşmenin tekrar uygulanmasına yönelik bazı LBGT taraftarına şirin gözükme çabalarının halkımızın ferasetinden kaçmadığının da bilinmesini isterim ve’s-selam.