İstanbul seçimlerine dair!
Gündemimiz yine seçim. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimi.
Ortak yayınla milletin karşısına geçen başkan adaylarının konuşmalarını izledim bu satırları yazarken. CHP adayının özellikle son dönemdeki gergin yapısı ortak yayında daha net görüldü. Ve kameraların tespit ettiği görüntülere rağmen valiye yaptığı hakareti inkâr etmesi üç saatlik programın öncesini de sonrasını da kaybetmesine yeterli oldu.
Aslında normal şartlarda bir belediye seçiminde başkan adaylarının ne yapıp yapamayacağı, geçmiş icraatları ve vaatleriyle ve tabi ki bunu gerçekleştirebilecek kapasitesiyle değerlendirilmelidir.
Yıldırım’la kıyaslanmaz
Bu açıdan bakarsak Binali Yıldırım’ın siyasi kariyeri, ülke için yaptığı hizmetler ve tecrübesi Ekrem İmamoğlu ile kıyaslandığında çok fazla, çok üstte ve kıymetlidir. Bir de buna parti faktörünü eklersek, AK Partinin belediyecilik tecrübesi ve yaptıkları ortada. CHP’nin mevcutta kazandığı belediyelerdeki uygulamaları ve geçmişte millete yaşattığı tecrübeler hepimizin hafızasındadır. Herkes şunu bilir ki, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’de belediyenin halka hizmeti Refah Partisi ve devamında AK Partinin belediyeleri kazanmasıyla başlamıştır.
Tabi ki değerlendirmemizi üç saatlik konuşmaya bakarak yapmıyoruz. Veya kazanmaya odaklı seçim vaatlerine…
Bizim açımızdan bir adayı, bir partiyi desteklemek için bütün bu saydıklarımın yanında ve ötesinde belli kriterler var.
Bir partinin durduğu yer, inancı, dünya görüşü, milli olup olmaması, İslam’a ve değerlerimize tavrı, darbecilerle, PKK’lılarla- fetöcülerle, ülkemizi devamlı ve her yönden saldırı altında tutan emperyalistlerle ilişkisi, Doğu’ya ve Batı’ya bakış açısı, Müslüman bir ülkede Müslümanların inancına saygılı olup olmaması her şeyden önemlidir mesela.
Bu çerçevede, Ekrem beyin seçim odaklı çizdiği portre ılımlı gibi görünüyor olsa da, CHP’nin parti olarak duruşu ve bu çizgisinden vazgeçmemesi hepinizin malumudur. Bunun yanında 18 günlük belediye reisliği zamanında adeta eş başkan gibi davranan ve bütün kararların arkasındaki isim olduğu söylenilen İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun samimiyetle arkasında durduğu dünya görüşü de bilindiğine göre, İstanbul’a Binali beyin başkan olması ülkemiz için daha hayırlı olacaktır diyoruz.
Düşman neden destekliyor!
Bizim için denklem basit! Bu ülkenin dostları ve düşmanları var. Vatanımızı ve milletimizi ilgilendiren her meselede önce düşmanımız ne için uğraşıyor, kime destek veriyor ve gayesi ne? sorusunu sorarız biz.
Akdeniz kaynıyor. Kıbrıs’ı elimizden alıp sınırımızda bir PKK devleti kurma plan ve faaliyetini yürütenler kim?
Yunanistan üzerinden Batı sınırlarımıza yığınak yapan ve uzun bir süredir krizde olan Yunanistan’ı ekonomik destekle üzerimize süren kim?
Algı ve ekonomik operasyonlarla ülkemizi zor durumda bırakan kim?
Darbeci fetöcü PKK’lı ve DAEŞ’li teröristleri koruyup üzerimize salan kim? (Daha yeni 200 tır dolu silah gitti yine PKK-PYD saflarına…)
Her platformda Türkiye aleyhine karar alan, Türkiye özelinde bütün İslam Coğrafyasına saldıran kim?
Emperyalist Batı devletleri!..
Ülkemizi kendi çıkarları için her türlü kötülüğü yapan bu emperyalist devletler ve onların işbirlikçileri kimi destekliyor?
Ülkemizi yine eskisi gibi Batının dayattığı her politikaya boyun eğen, Müslüman halkın inancını yasaklamaya çalışan, ekonomik ve askeri olarak atılan her adımı engellemek için her şeyi yapan, milleti kutuplaştıran ve azınlık bir grup olarak çoğunluk olan Anadolu insanını hakir görerek yönetmek isteyen zihniyete bırakmamalıyız.
Bu zihniyet ve destekçisi olan emperyalist Batı devletleri seçimleri, kendi milletiyle uğraşan devlet haline getirmenin ilk adımı olarak gördükleri için taraf oluyorlar. Bunu bilerek onlardan yana olmayız, olamayız, olmamalıyız…
Bunun için İstanbul Belediye Başkanlığını Binali beyin kazanması ülkemizin faydasınadır… Ötesi, hayırlısı neyse Rabbim bu millete onu nasip etsin inşallah.