İstanbul seçimleri ve AK Parti
23 Haziran 2019 da yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını AK Parti sekiz yüz bine yakın büyük bir oyla CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na kaptırdı. İki ay evvel yapılan seçimde başa baş bir oy potansiyeli varken, iki ay içerisinde bu kadar açık bir farkla oy kaybına uğrayan AK Parti’nin nerede yanlış yaptığını, danışmanlar ve akil adamlarla değil bu işi çok iyi bilenlerle ciddi bir şekilde istişare etmesi kaçınılmazdır.
Seçim yaklaşırken Kürtlerle ilgili kart tekrar açıldı. Apo ve Selahattin Demirtaş üzerinden Kürtlerin oyunu alabilmek için bunlara ait bazı mesajlar okundu. Ancak şu hususu gözden kaçırdılar ve siyaseten yapılmaması gerekeni yaptılar. Çünkü zamanlama burada en etkin rolü oynar. Seçim zamanı böyle yollara başvurmak ne kadar inandırıcı olur.
Şöyle ki: Apo ve Demirtaş cezaevinde bulunuyor. Böyle bir durumda olanların tavsiyeleri ne kadar inandırıcı ve gerçekçi olur. Irak Kürdistan yönetiminin lideri Nerçivan Barzani tam seçim zamanında Türkiye ye geldi. Buradaki mesaj da Kürt seçmenlere geçmedi.
31 Mart öncesi sayın Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan PKK ve yandaşlarını kast ederek “Kürdistan diye bir yer Türkiye de yok” derken bilahare sayın Binali Yıldırım’ın ‘Kürdistan’dan bahsetmesi garip bir durum meydana getirdi. Çünkü siyaset asla ve asla zikzak kabul etmez. Verilen mesajlar berrak olmalı ve asla bulanık olunmamalıdır. Çünkü siyasetin en büyük bir erdemi ve hüsnü kabul görmesi halk tarafından kabul edilen emniyettir.
AF BEKLENTİSİ
Türkiye de hukuk sistemi son derece problemlidir. Bunu Sayın Reisicumhur geçenlerde çok açık bir şekilde dile getirdi. İnfaz yasasında değişiklikten bahsetti. Bir yıldır yapılması gerekenler gündeme geliyor amma bir türlü hayata geçirilmiyor. Şimdi düşünün cezaevinde bulunan yüzbinlerce insan ve onların yakınları her gün ne kadar ciddi bir problem yaşıyor ve umutla bekleyiş hayatlarının bir parçası oldu. Yaşadıkları hayat, infaz yasası gerçekleşinceye kadar adeta zehirlendi.
Milyonlarca dosya mahkeme ve icra dairelerine açılmış ve cezaevleri t ıklım tıklım dolmuştur. Bir ülkede mahkemelere açılan dava sayısı çok ve cezaevlerinde neredeyse yer bulmak imkansız hale gelmişse o ülkede çok ciddi ahlaki ve hukuki problemler var demektir.
Milyonlarca işsiz insanın her biri fitili çekilmiş bomba gibidir. Çünkü Fakirlik küfre yakındır.
Bazı eski milletvekillerinin bankaların yönetim kurullarında görev alması da izahtan varestedir. Sayın Reisicumhura danışmanlık yapmak isteyenlerin asla ve asla herhangi bir maaş karşılığında böyle bir göreve talip olmamaları gerekir.
AK Parti buna benzer ve daha birçok hususta iç muhasebe yaparak yapılan hataları düzeltmek için çaba göstermelidir. Çıkış yolu için henüz vakit vardır ve kapanmış değildir. Dost acı söyler diye bir tabir var. Yazdıklarımızı lütfen o kabilden kabul eder misiniz?
