İstanbul Seçimini Kim Kazanır?..
31 Mart öncesinde, “Seçimi kaybetmek için (adeta) elinizden geleni yapıyorsunuz!” dediğim için AK Parti çevrelerinden nice tepki almıştım.
Şimdilerde “Haklıymışsın!” diyenler çoğunlukta da, olan oldu bir kere.
AK Parti, zamanlaması son derece yanlış “naylon poşet” uygulamasından, bazı “mağdur kesimleri” üzen son derece “a-stratejik” çıkışlara kadar nice “yanlış”ın faturasını ödedi, ödüyor...
“Kibir âbidesi” haline dönüşmüş kimi genel ve yerel yöneticilerin, etrafa doluşmuş “muteber” menfaat gruplarının…
Kimi gazete ve televizyonlardan yansıyan “vıcık vıcık” (sözde) destek gösterilerinin; abuk sabuk, ayarsız, biçimsiz, mantıksız, irfansız, idraksiz, alâkasız, üslupsuz konuşmaların…
Damgalamaların, yaftalamaların, niyet okumaların…
Ve dahi, “hayat pahalılığı”nın bütün faturasını esnafın “en gariban kesimine” yüklemeye kalkışmanın…
“Salon particiliği”nin…
Sonradan görmüşlüğün, gösteriş hastalığının, ihtiras patlamasının…
Gençliği ihmal etmenin…
Seçmenin oyuna sahip çıkmamanın…
Vesaire, vesaire…
Hepsinin faturası az bile geldi!
“Hırsızın hiç mi suçu yok!” demek faydasız; kış kışlığını yapacaktır…
“Muhtar bile olamaz!” başlıklarının hedefindeki Sayın Erdoğan onca seçim başarısına imza atarken şer odakları yok muydu?..
“Üst akıl” yok muydu?..
Seçmenin oyuna sahip çıkmamanın, sandığı boş bırakmanın faturasını, 15 Temmuz’da tankların önüne yatan vefakâr, cefakâr vatan evlâtlarına mı çıkartmalı!..
Neyse, ders alınmışsa ne güzel.
Enseler karartılmasın, olmuşa çare yok.
Bugün ise Allah’ın izniyle elinizde.
Şimdi…
Bayram tatili biterken…
Son 15 güne yığılacak “yüklenme ameliyesi”ne bakmak gerek.
Oyların hepsi sayılsaydı şüphesiz, hiç şüphesiz Sayın Binali Yıldırım –her şeye rağmen- kazanmış olacaktı.
Şimdi…
Kazanabilme ihtimali fazla…
Çoğu vekilin, partinin çeşitli kademelerindeki kimi idarecilerin, “sorumsuz, cıvık medya”nın tavırlarına rağmen durum bu.
AK Parti, 31 Mart’ı kaybetmek için elinden geleni yapmıştı adeta, şimdi kazanmak için elinden geleni yapıyor mu?..
Şunu görüyorum ki; sahadaki durum bir zamanların AK Partisine göre iyi değilse de, 31 Mart öncesine göre iyi.
Teşkilât daha fazla çalışıyor, “kırgınlara” telefonlar açılıyor, şehir dışındaki seçmenlere ulaşılıyor…
“Hemşehri dernekleri”ne daha fazla kulak veriliyor…
“Kayıp kaçakların” önlenmesi için epeyce gayret var.
Sayın Binali Yıldırım’ın geçtiğimiz döneme göre kendisini daha iyi anlatabildiği bir süreçten geçiyoruz, bu da fena değil.
“Öteki”nin yaldızları dökülüyor, “cici çocuk” rolü deşifre oluyor…
Gittikçe hırçınlaşıyor bir taraf ve bunun sonucu olarak da tıpkı Sayın Süleyman Soylu’ya yapıldığı gibi “sokak saldırıları”ndan medet umuluyor…
İstanbul seçimini kim mi kazanır?..
“Öteki” ‘az bir farkla’ önde gibiydi ilk zamanlar ama “algı operasyonun” etkisi azaldı, rüzgârın yönü değişmeye başladı…
Öyle tahmin ediyorum ki, son 15 günde bambaşka bir tablo göreceğiz…
Ya da görmeyeceğiz, bu da olabilir.
Olanda hayır vardır, mesuliyetin elinden geleni yapmaktır.
31 Mart öncesinde kaybetmek için (adeta) elinden geleni yapan Ak Parti, bu kez kazanmak için elinden geleni yapacak mı?..
İşler yakın geçmişe kıyasla iyi, olması gerekene göre ise...
Bakmak gerek…
Son 15 güne bakıp karar vermeli.
*************************
Kemalist Yazar’dan Önemli “İstanbul” Uyarısı…
Biz yazsak, biz söylesek hedefe yerleştirilirdik…
Neyse ki, değerlendirmeler Kemalist Yazar Nihat Genç’ten…
Ne demiş, dikkatlerinize şöyle bir arz edelim:
“Seçim rüşveti olarak ne? İki tane Meclis üyesi mi, yoksa İspark diye bir şey var; otopark, 10 bin tane otopark var, bunların işletmesi. Bu İspark’ın, İstanbul otoparklarının işletmesi HDP’ye verildiği takdirde… HDP’nin elemanları nereden geliyor? PKK ya da Kandil. İstanbul’un göbeğinde 2 bin tane 3 bin tane Kandil demek! Ya da Hendek günlerini hatırlayın; Mardin’de, değil mi oralarda, yolları molları nasıl kontrol ettiklerini belediye güçleriyle gördük. Bu tehlikeli bir şey mi değil mi? Hadi soruyorum; İspark’ın HDP’ye verilmesi. Bir örnek olarak bunu veriyorum; bir aydın olarak, felsefe okudum, mantık okudum, kafamdan yorumlayıp söylüyorum size, İspark’ın HDP’ye verilmesinden sonra İstanbul’un güvenliği ne olacak? Bu sorunun cevabı var mı?”