İstanbul bı̇r zafer anıtı

“Eğer bir gün dünya tek bir ülke olursa, şüphesiz ki başkenti İstanbul olurdu” demiş Napolyon Bonapart…

Peki İstanbul’u bu kadar önemli kılan nedir?

İstanbul; üç büyük din için önemli olma özelliğini bugüne kadar taşımış tek şehirdir dünyada. Roma, Bizans ve en son Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmanın yanında tarihte 120 İmparator ve sultana evsahipliği yapmış tek şehirdir İstanbul... Ayrıca kaç şehir, Hz. Peygamberin övgüsüne mahzar olmuştur: “İstanbul bir gün muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir” Hadisi Şerif’i İstanbul’un bir toprak parçasından öte tarihi misyonunu, büyülü olduğunu ve tarihi süreç içindeki yer ve önemini ifade ediyor.

Kutsal ve kadim bir davanın sembolüdür İstanbul....

Burada sözü Üstad Necip Fazıl’a bırakmanın tam zamanı:

“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;

Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;

O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;

Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,

Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;

Vatanım da vatanım...”

Ey İstanbul, beni hayallerimden, aklımdan sıkı sıkı tutup kendine aşık eden tek şehirsin sen dünyada. Gülüşün, güzelliğin, bakışların muhteşem. Nasıl anlatsam ki Boğaz’ın güzelliğini...

Nutkum tutuluyor, dizlerimin bağı çözülüyor Çamlıca’dan bakınca sana... Olağanüstü güzelliğin, iç içe girmiş mimari yapıların, göklere tırmanan minarelerin, sayısız kurşun kubbelerin hangi şehirde var. Hayran olunacak şekilde tabiatın içine yerleştirilmiş cennetten bir bahçesin İstanbul...

Her renkten yeşilin yanında göğün maviliğinin, turkuaz yeşilin Boğaz’ın sularına yansıması paha biçilmez elmas ve incileri kıskandırıyor kesin. İki kıtayı birbirine kavuşturan yeryüzünün boynundaki gerdanlıktır İstanbul...

Dünyada tek gerçek şehir sensin. Kaprissiz, gösterişsiz, makyajsız, maskesiz ve içten...

Cansın, canansın, yar ve aşktan ötesidir İstanbul...

Hiç bir fırça çizemedi gerçek resmini. Hiçbir hayal, hiç bir şiir, hiç bir şarkı olduğun gibi anlatamadı bugüne kadar seni... Gerçek yaşamların, hakiki hikayelerin, eşine ve benzerine az rastlanır aşkların şehridir İstanbul. İnsana hayat veren gerçek yaşama sevinci...

İstanbul kendisi gibi büyük bir zafer anıtı kazandı. İstanbul Havaalanı Türkiye’nin en büyük vizyon projelerinden biri. Bu eser bir havalimanından daha ötesi bir sembol, tarihe atılan kalıcı bir imzadır. Bağlantı ve işlevlik açısından dünyanın en önemli transfer merkezlerinden biri yapıyor İstanbul’u...

Sadece Avrupa’nın değil dünyanın da en büyük terminallerinden biri olan İstanbul Havalimanı, Avrupa, Ortadoğu ve Körfez bölgesinde dengeleri büyük ölçüde değiştirecek özelliklere sahip. İstanbul’u bir cazibe merkezi ve dünyanın en önemli transit noktalarından biri haline getirecek kuşkusuz.

İstanbul önemli bir transfer merkezi oluyor, bu doğrudan kongre turizmine de yansıyacaktır. İstanbul Havalimanı herkesin tek uçakla dünyadaki her noktaya ulaşabileceği bir meydan oluyor. Bugüne değin hep engellenmeye çalışıldı. Bu özellikleriyle karşı çıkanların korktuğu başına geldi diyebilirim.

Bundan önceki mega projelerde olduğu gibi azim, kararlılık, güçlü liderlik ve sağlam irade kazandı.

Hayallerimizi, azmimizi sıcak tutmaya devam edelim. Taze kan gibi sıcak tutalım umutlarımızı.

Kuşkusuz Türkiye kazandı...