İşsizlik üzerine
Türkiye İstatistik Kurumu'nun geçtiğimiz hafta açıkladığı verilere göre Türkiye genelinde 15 ve üzeri yaştakilerde işsiz sayısı 2015 yılı Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 401 bin kişi artarak 3 milyon 226 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1 puanlık artış ile %11,2 seviyesinde gerçekleşti.
Bu kısımda ekonomide işsizliğin ve bir kişinin işsiz sayılabilmesi için gerekli olan şartlara bakmak gerektiğini düşünüyorum. Genel olarak işsizliği ekonomistler; bireylerin çalışma konusunda istek, arzu ve gücünde olup, iş gücü (emek) piyasasındaki geçerli olan ücret düzeyinde iş aramak için son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaştaki fertler işsiz nüfusuna dahildirler. Bu arada 2014 yılı öncesinde iş arama kriterinde referans dönemi olarak "son 4 hafta" yerine "son 3 ay" kullanılmaktaydı. Ayrıca, üç ay içinde başlayabileceği bir iş bulmuş ya da kendi işini kurmuş ancak işe başlamak ya da işbaşı yapmak için çeşitli eksikliklerini tamamlamak amacıyla bekleyenler de işsiz nüfus kapsamına dahildirler.
Yukarıda gördüğümüz üzere bir kişinin işsiz sayılabilmesi için farklı şartlar gerekmektedir. Her çalışmayan kişiyi işsiz olarak hemen kabul edemiyoruz mesela çeşitli nedenlerle bir iş aramayan, ancak 2 hafta içinde işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten kişiler iş gücüne dahil edilmemektedir. Buna ek olarak daha önce iş aradığı halde bulamayan veya kendi vasıflarına uygun bir iş bulabileceğine inanmadığı için iş aramayan ancak işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten kişiler, mevsimlik çalışma, ev kadını olma, öğrencilik, çalışamaz halde olma gibi nedenlerle iş aramayıp ancak işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten kişiler, mevsimlik çalışması nedeniyle iş aramayanlar, kendi evinde ev işleriyle meşgul olmasından dolayı iş aramayanlar, bir öğrenim kurumuna devam etmesi sebebiyle iş aramayan kişiler, bedensel engel, hastalık veya yaşlılıktan dolayı iş başı yapmaya hazır olmayan kişiler ve kişisel nedenlerle iş aramayan kişiler işsiz olarak kabul edilmemektedir.
Yani bir kişinin işsiz olarak kabul edilmesi için belli kriterler bulunmaktadır. Ancak TÜİK'in açıkladığı işsizlik oranları incelenirken sadece ülkemizdeki işsiz oranına bakmak eksik kalır. Sonuçta ülkemizde nüfus artıyor ve artan nüfus ile birlikte istihdam oranı da artıyor. TÜİK'in verilerine göre iş gücü 2015 yılı Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 979 bin kişi artarak 28 milyon 803 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 1 puan artarak %50,1 olarak gerçekleşti. Yani ülkemizde yaklaşık 1 milyon kişi bir yılda yukarıda bahsettiğimiz tanımlamaların dışına çıkmış ve işsiz olarak kabul edilmiş ve iş gücüne dahil olmuştur.
Bahsettiğimiz gibi ülkemizde bir yılda işsizlik artıyor gibi görünüyor ancak iş gücüne katılım oranı da artıyor. İş gücüne katılımın artmasıyla birlikte istihdam edilen kişi sayısı da artıyor. Yine Türkiye İstatistik Kurumu'ndan alınan verilere göre istihdam edilenlerin sayısı 2015 yılı Şubat döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 577 bin kişi artarak 25 milyon 576 bin kişi, istihdam oranı ise 0,3 puanlık artış ile %44,4 olmuştur. Yani sadece işsizlik değil iş gücüne katılım ve istihdam da artmaktadır.
İşsizlik oranlarına baktığımız zaman 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 3 puanlık artış ile %20 olduğunu görmekteyiz. Ülkemizde artan bir genç nüfus ve bunların iş gücüne katılımıyla birlikte iş gücü artışı görülmektedir. Genç işsizliği ve genel işsizliği azaltabilmek öncelikle girişimciliğin desteklenmesi ile mümkündür. Gençleri girişimciliğe yönlendirmek ve teşvik etmek ile işsizlik oranının azalmasında ciddi bir etki oluşturulacağını düşünüyorum.
Ayrıca gençler arasındaki mesleksizliğin azaltılması ile hem iş dünyasının vasıflı eleman ihtiyacı giderilmiş olur hem de işsizliğin önündeki en büyük engellerden biri kalkmış olur. Bu konuda son bir kaç yıldır önemli hamleler yapılsa da yeterli gelmemekte bununla ilgili daha köklü çalışmaların yapılacağıyla ilgili haberler gelmektedir.