İsrailli diplomata tokat gibi cevap
Türkiye ve Türkiye’nin güney sınırlarından ta Umman Denizine kadar olan bölgenin coğrafyasına Ortadoğu diyorlar. İsrail’in dışında bu coğrafya üzerindeki ülke halklarının büyük çoğunluğu Müslümandır. İran ve Mısır’ın dışındaki tüm ülkeler daha 1918’e kadar Osmanlı devletinin birer parçalarıydı.
Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri olan İngilizler, Şerif Hüseyin’e ‘’Büyük Arap İmparatorluğunu’’ vaat ederek yanına çekti. Daha sonra da kendilerine yardımcı olan her bir aşiret reislerini dikkate alarak coğrafyayı bölerek yapay sınırlar oluşturdu.
Okuduğum bazı kaynaklarda Şerif Hüseyin, aldatıldığını anlıyor ama artık iş işten geçmişti. Müslüman halklar kum taneleri gibi dağıldı. Ne acıdır ki o gündür bugündür bu coğrafya da kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı.
Tüm bu tecrübeler ortadayken Siyonist İsrail’in sürekli Arapları Osmanlıyla korkutmaları anlamsız değil mi? Türkiye’nin ‘’Osmanlı rüyasını gördüğünü’’ sık sık yazan İsrail’in The Jeruselam Post gazetesine şu soruyu sordum: ‘’ Siz sürekli Arapları Osmanlı ile korkutmaya çalışıyorsunuz. Peki, bu coğrafyalar Osmanlının birer parçalarıyken mi daha huzurluydu yoksa şimdi mi?’’ Soruma henüz bir yanıt alamadım.
Daha önceki yazılarımda da belirtiğim gibi İsrail sürekli Arapları, Türkiye ve İran’la korkutmaya çalışıyor. İsrail, bu korkuyu yaymak için ABD’de Birleşik Arap Emirliğiyle birlikte hareket ettiği tahmin edilen bazı paneller, konferanslar organize ediyor. İlginç bir uygulama olarak hiçbir şekilde bu toplantılarda görüntü almalarına izin verilmiyor.
İsrail’in sürdürdüğü ‘’korkutma’’ politikasına bir yenisini eklemek için BAE’yle birlikte organize ettiği tahmin edilen bir panel düzenledi. Geçen hafta Cuma günü ABD’nin Georgia eyaletinin Başkenti Atlanta’da düzenlenen panellin başlığı ‘’Ortadoğu’da Tehditler Ve Tedbirler’’ ismini taşıyordu.
Atlanta’da yaşayan bir dostumun paylaşımında haberimin olduğu o panele, Ortadoğu kökenliler ağırlıklı olarak davet edilmiş. Panelin ilk konuşmacısı olan İsrailli söze şöyle başlıyor: ‘’Türkiye, Ortadoğu’da Osmanlı Rüyası Görüyor.’’ Daha bunu der demez bir genç oturduğu yerden fırlayarak İsraillinin suratına şöyle haykırıyor: ‘’ Oh Zionist! We hope this dream will be true / Ey Siyonist! Umarız ki bu rüya gerçek olur!’’ Bu soylu çıkıştan sonra kopan alkış tufanında şaşkına dönen İsrailli ile diğer konuşmacılar bir süre neye uğradıklarını anlamadan boz kesiliyorlar sahnede. Güvenlik görevlileri genci dışarı çıkartmaya zorlayınca, salondakiler de İsrailliye tepki gösteriyorlar o da salonu terk etmek zorunda kalıyor.
Bu bilgileri benimle paylaşan dostuma: ‘’Diğer konuşmacıların neler söylediğini’’ sordum. Aldığım yanıtı şöyle özetledim: ‘’Diğer konuşmacılar Türkiye ile ilgili hiçbir yorumda bulunmadılar. Sadece İran’ın Suriye’de, Yemen’deki rolünün felakette neden olduğu üzerinde durdular.’’ Bu bilgileri benimle paylaşan dostuma teşekkür ettikten sonra, o gence ulaşmasını rica ettim ve eğer ulaşırsa kendisiyle Skype üzerinden Milat Gazetesi için röportaj yapacağımı söyledim.
Dün İsrail’i Müslümanların bağrına hançer gibi saplayan İngilizler, yapay sınırlar oluşturdular. Bugün İsrail ise, yapay korkular üreterek Müslüman halklar arasında düşmanlık oluşturmak istiyor. İsrail ne yaparsa yapsın, hakikat şu ki; Ortadoğu’da tehdit İsrail’in saldırganlığı ve halklar arasında sürekli düşmanlık oluşturma çabalarıdır. Tedbir ise, İsrail’in tuzaklarına düşmeden kardeşliği öne çıkartmaktır. Hakikatin karşısında batıl her zaman zayıftır ve zayıf kalacaktır.