İsrail'in kodları ve Harari
İsrailli yazar Yuval Noah Harari, kendi deyimi ile kuşun gözünden değil de, uydunun gözünden bakarak Sapiens’in ezeli serüvenini hikaye ediyor. Yer yer de İsrail’in ve Yahudiliğin kodlarını deşifre ediyor.
Harari ile ateist yönü
cihetiyle taban tabana zıt olsam da, “Sapiens”inin
çoğu kısmını makul, anlamlı, değerli, objektif, buldum.
Arada bir yorumlarımı katarak Harari’nin görüşlerini sizlerle paylaşmak
istedim.
13,8 milyar yıl önce kâinat,
4,5 milyar yıl evvel dünya, 3,8 milyar yıl önce ilk basit canlılar, 6 milyon yıl
önce ilk insan ve şempanzeler yaratılır. 500 bin yıl önce ilk insan türü
Neandertaller, Afrika dışına adım atarlar. 300
bin yıl önce ateş gündelik hayatımıza girer. 200 bin yıl önce Homo Sapiens,
Doğu Afrika’dadır. 30 bin yıl evvel Neandertaller yok olur. Sapiens, 45 bin yıl
evvel Avustralya’ya, 16 bin yıl önce Amerika’ya ulaşır, her iki kıtadaki
Megafaunaları yok eder. 12 bin yıl önce tarım başlar, 5 bin yıl önce ilk
krallıklar kurulur.
Karıncalar ve arılar çok büyük
gruplar halinde çalışabilirler. Ancak bu grupları sadece ve çok katı biçimde
yalnızca akrabaları ile oluştururlar. Kurtlar ve şempanzeler daha esnek biçimde
işbirliği yaparlar. Ancak onlar da sadece yakından tanıdıkları üyeyle grup
oluştururlar.
Sadece Sapiens,
Neandertallere de fark atarak sonsuz
sayıda yabancı ile çok esnek bir şekilde işbirliği ağı oluşturabilir. İşte
bu yüzden Neandertallerin nesli tükenip, Sapiens dünya’yı yönetirken, karıncalar
bizim artıklarımızla beslenir, şempanzeler araştırma laboratuvarlarında ve
hayvanat bahçelerinde kafeslerdedirler.
Bu işbirliğinin öneminin keşfi İsrail ile dünyanın
geri kalanının durumunu anlamada oldukça yararlı olacaktır.
Sapiens, gezegendeki
en büyük ekolojik ve biyolojik seri
katildir. Ayağını bastığı her yerde ekolojiyi ve biyolojiyi mahvetti. Biyoloji tarihindeki en ölümcül tür insan
oldu. Avustralya devleri olan diprotodonların neslini bile sapiens tüketti.
Tarımdan önce insanlık bel ve
kasık fıtığını bilmiyordu.
Tarımla birlikte nüfus arttı,
toplu yaşamla salgın hastalıklar baş gösterdi. Bebekler anne sütü yerine çavdar
lapasıyla beslenmeye başlandı. Gelecek kaygısıyla tanışıldı. Artık Sapiens
gelecek on yılların planını yapıyordu. Avcı toplayıcılar gelecek ayları, hatta gelecek
haftaları düşünmezlerdi.
10 bin yıl önce 8-10 milyon
insan vardı. 2 bin yıl önce 250 milyon çiftçi, 1-2 milyon avcı-toplayıcı insan
vardı. Avcı-toplayıcılar onlarca-yüzlerce kilometrekarelik alanlarda
yaşarlardı. Evlerinin çatısı gökyüzü idi.
Dünya yüzeyi 155 milyon km.
kare, karaların alanı 155 milyon km. karedir. Milattan sonra 1400’lerde
insanlar 11 milyon km karelik bir alanda yaşıyorlardı. İnsanlık tarihi, gezegen yüzeyinin işte bu %2’lik kısmında yaşandı.
Tarih, çok az insanın yaptığı,
gerisinin tarla sürdüğü bir şeydir.
Yüzlerce askerin yapamadığını bir rahip yapabilir.
Süngü ile pek çok şey
yapabilirsiniz, ama süngünün üzerinde oturamazsınız.
Ateist Harari, yer yer
kendisiyle ters düşüyor; varlığını inkar
etseniz de yer çekimi vardır, inansanız da inanmasanız da radyoaktivite
vardır, sizin inkar etmenizle
radyoaktivite yok olmaz, diyor.
Hindu kast sistemini 3 bin
yıl önce Hindistan’ı işgal eden İndo-Aryan halkları tesis ettiler. İşgalciler
katmanlı bir toplum oluşturarak üst katmanlara kendilerini
yerleştirdiklerinden, kölelik, hizmetkârlık yerlilere kalmıştı. İşgalciler, sayıca
az olduklarından, ayrıcalıklı konumlarını kaybetmekten korkuyorlardı. Bu
tehlikeyi bertaraf etmek için nüfusu kastlara, tabakalara bölerek, her birinin
farklı bir meslekle uğraşmasını, toplumda farklı rol oynamasını sağladılar. Tüm kastların yasal statüleri,
ayrıcalıkları, rolleri vardı.
Evlilik, sosyal yakınlık hatta yemek paylaşarak kastların birbiriyle karışması
yasaklandı. Hatta bunlar sadece yasak değil, dini mitolojinin gereği ve
ibadetti.
Harari’nin Hindistan’daki kast sistemi için yaptığı bu
analiz, Yahudiler ile dünyanın geri kalanının ilişkisini anlamada çok
açıklayıcı olabilir. Galiba İsrail ve Yahudiler böyle başarıyor.
Maymun klanlarında alfa erkekler, bilek gücü ile değil, ittifaklar kurarak lider olurlar.
Dünyadaki para 473 milyar
dolar, nakit ise 47 milyar dolardır.
Dinar, Roma
İmparatorluğunun para birimidir, Dinar günümüzde Sırbistan, Tunus, Ürdün, Irak,
Makedonya’nın da para birimidir.
Hırslı şövalyeler
sadakatlerini para ile göstermişlerdir.
Romalılar mağlubiyetlere
alışıktılar, mağlubiyetleri yönetmeyi öğrenmişlerdi.
Eski İranlılar olan Persler,
işgal ettikleri ülke insanlarına, “topraklarınızı
sizin iyiliğiniz için işgal ediyoruz” derlerdi.
Lawrence filmi,
Türklere karşı Arap isyanını anlatan bir “İngiliz
Destanı”dır.
Liberalizm, kapitalizm,
komünizm, feminizm, milliyetçilik, “batı ideolojileri”dir.
Budizm’e göre, acılar
arzulardan doğar, arzu etmezseniz, acınız da çekmezsiniz. Budistler bu öğretiye
“Dharma” diyorlar.
Dinleri, “tanrı merkezli dinler” ve “doğa dinleri” olarak tasnif edebiliriz.
Komünizm fanatik ve tebliğci
bir doğa diniydi. Troçkizm gibi
sapkın mezhepleri vardı. Bir komünistin gerekirse hayatı pahasına Marks ve
Lenin öğretilerini yayması beklenirdi.
Modern çağ, liberalizm, komünizm, kapitalizm,
milliyetçilik, Nazizm, faşizm v.s. gibi yeni birtakım “doğa dinleri”nin yükselişine tanık olmuştur.
Haftaya devam inşallah...