İsrail'i korku sardı
İsrail’in Gazze’de yaptığı Hamas’a karşı bir savaş değil, Filistin halkına yani sivillere karşı bir katliam ve soykırımdır. Bu durum Birleşmiş Milletlerce de tescillendi. Sahada İsrail ordusu, askerleri ve silahlarının yanı sıra ABD’nin istihbarat desteği, dünyanın tüm dijital mecralarının sanal bilgi desteği, uluslararası dev ticari markaların gizli ve açık maddi desteği, ABD ve Avrupa ülkelerinin sınırsız bomba ve silah desteği var.
Hamas’ın yaptığı ise yer altına döşediği uçsuz bucaksız
tünelleri kullanarak İsrail’in patlamayan mühimmatlarını değerlendirip ürettiği
silahlarla işgalcileri vurmaktan ibaret. Hamas’a açık ve somut destek sadece
güneyde Husilerden, kuzeyde Hizbullah’tan geliyor.
İran esiyor ama gürlemiyor. Türkiye ise olabildiği ölçüde
İsrail’e ticareti engellemeye çalışıyor. Bir de haber ve sosyal medya
kaynaklarını kullanarak İsrail zulmünü tüm dünyaya duyurmak için uğraşıyor.
Arap ülkelerine gelince, onlar ABD’nin baskısı ve korkusu ile tam bir
suskunluğa bürünmüş durumdalar.
***
Türk Dışişleri Bakanlığı bir hamle daha yaparak ticaret
ambargosunu diğer ülkelere de yaymalı. Çünkü bazen evdeki hesap çarşıya
uymuyor. İsrail, taze sebze meyvenin neredeyse yarısını Türkiye’den alıyordu.
Türkiye İsrail’e ihracatı kesince Ürdün’e yöneldi, ancak Ürdün’de kolera baş
gösterince de sebze meyve fiyatları astronomik derecede yükseldi.
Savaşın başladığı 7 Ekim 2023’ten beri İsrail’de 45 bin
küçük işletme kapandı. Çifte vatandaş olan Yahudiler ülkeyi terk etti. Turizm
ve hizmet sektörü çöktü. En fazla etkilenen sektörlerden biri ise inşaat
sektörü oldu. İsrail, ihtiyacı olan demir-çeliğin yüzde 39’unu, çimentonun ise
yüzde 54’ünü Türkiye’den alıyordu. Şimdi bunlar kesintiye uğradı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın TBMM’de sarf ettiği
şu sözler anlamlıydı: “Türkiye'nin Lahey'deki davaya müdahil olmasını
kutluyorum. Aynı şekilde İsrail ile ticareti durdurması önemliydi. 10 milyar
dolarlık ticareti Filistin halkına destek için durdurdu. Filistin davası
Türkiye'de ana mesele haline gelmiştir, bu da Türk halkının ahlakının
göstergesidir.”
***
İsrail katliamlarında ölenlerin isimleri Birleşmiş Milletler
kayıtlarına da girdi. 26 bini kadın ve çocuk olmak üzere 40 binin üzerinde
Filistinli işgalci İsrail’in saldırıları sonucu öldürüldü. Bunlara kayıp ve enkaz
altında olanların da eklenmesi durumunda Gazze’de hayatını kaybeden sivillerin
sayısı çok daha yüksek rakamlara ulaşmış durumda. İsrail, 10 bin masum insanı
da tutukladı, suçsuz yere hapishanelerde tutuyor.
Tüm bunlara rağmen İsmail Haniye’nin hain bir suikast ile
şehit edilmesinden sonra İsrail’i bir korku sardı. Hamas, Hizbullah ve
Husilerden gelecek üçlü bir tehdide karşı bütün Siyonistler tedirgin. İsrail
hükümeti, tehditler savurup korkutarak İran’dan gelecek bir saldırıyı önlemeye
çalışıyor. İsrail’de turizm bitti, ticaret dip yaptı. Günlük hayat her an çalan
sirenlerle kesintiye uğrayıp sığınaklara koşmakla geçiyor.
Gazze’de ise İsrail askerlerinin korkudan ödleri kopuyor.
Binalar arasında dolaşırken yahut bir tünele girerken mutlaka önlerine asker
elbisesi giydirdikleri Filistinli gençleri koyuyorlar. Ellerini arkadan
bağladıkları bu gençleri yem olarak kullanıyorlar ancak buna rağmen Hamas ile
baş edemeyip ciddi kayıplar veriyorlar. Gazze’den dönen İsrailli askerler ise
doğrudan psikiyatri servislerine yatırılıyor.