Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2495.13
BIST 100
9439.76
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 May 2021

İsrail (Türkiye), Filistinliler (Kürtler) ve Netanyahu (Erdoğan)

PKK (HDP), İsrail (ABD) ve içerideki belli odakların Türkiye’yi getirmek istediği nokta tam da budur.

Türkiye’yi İsrailleştirmek,

Kürtleri Filistinlileştirmek,

Erdoğan ya da Bahçeli’yi Netanyahulaştırmak

PKK (HDP), Kürtleri Filistinlerin durumuna düşürmek, Türkiye’yi de Filistinlileri ezen İsrail yapmak için yıllardır uğraşıyor.

Türkiye, tarihin hiçbir döneminde İsrail gibi olmadı, olmaz da.

Ama HDP (PKK), Türkiye’yi İsrail gibi bir duruma getirmek için uğraşıyor.

Bunu yaparken de yalnız değil. İçerideki dostlarıyla birlikte bu zemini oluşturmaya çalışıyor.

*

Netanyahu’nun Türkiye’deki karşılığı Erdoğan mı?

İYİ Parti genel Başkanı Meral Akşener, adeta PKK’nın bu amacına destek verircesine (maksadı bu olmamasına rağmen), “Erdoğan’ın İsrail’deki versiyonu olan Netanyahu” dedi.

Bunu tersinden okursak, Netanyahu’nun Türkiye’deki versiyonu Erdoğan’a tekabül ediyor.

Ancak PKK bu kadar ileri gitmişti bugüne kadar.

İsrail (Netanyahu) bile bu kadar ileri gitmemişti.

Netanyahu’nun kızı bile Erdoğan için böyle bir şey söyleyemezdi.

Netanyahu’nun oğlu ise, tam bunun üzerinden, yani Kürtler üzerinden Erdoğan’a cevap vermişti.

*

Meral Akşener: “Gözümüzün önünde insanlık dramı yaşanıyor. Siviller, kadınlar ve çocuklar insafsızca katlediliyor. Mart ayında, İsrail’de seçimler yapıldı ve oluşan tablo, İsrail’in en uzun süreli başbakanı Netanyahu’nun yeni hükümet kurmasına imkân vermedi. Bu gelişmeler üzerine bir anlamda Sayın Erdoğan’ın İsrail versiyonu olan Binyamin Netanyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kast etmekten geri durmadı.” Bu sözleri söyledi ve daha sonra da düzeltme yoluna gitmedi.

Bu sözlerin toplumda oluşturduğu olumsuz etkiyi kırıp, gündem değiştirmek için de Rize’ye gitti.

Rize’de İsrail dostu tepki gören Akşener, şiddetli bir şekilde protesto edildi.

Halbuki bu sözlerini düzeltme yoluna gitseydi, Türkiye’nin hiçbir Cumhurbaşkanının Netanyahu’ya benzetilemeyeceğini söyleseydi, … çok daha iyi bir strateji izlemiş olacaktı.

Meral Akşener dahil, muhalefetimizin neredeyse tamamı, Kürtleri HDP (PKK) üzerinden kazanmaya çalışarak, PKK’yı aracı yaparak, büyük bir hata yapıyorlar ve Kürtleri de Türkiye’yi de büyük bir felakete sürüklüyorlar.

HDP (PKK)’yi Kürtlerin geleceği yapmaya çalışıyorlar. Kendi gelecekleri için, mevki makam hırsları için Kürtleri PKK gibi bir vampirin kucağına atıyorlar.

*

HDP (PKK), Kürtlerin geleceği mi felaketi mi?

PKK kurulduğu günden beri, Kürtlere felaket dışında hiç bir şey getirmemiştir.

Bir kısım Kürtler, Kürtlerin geleceğini PKK’da görmekte ya da görmek istemektedir.

Halbuki PKK (HDP)’nın Kürtlere verebileceği tek şey; acı, kan ve gözyaşıdır.

Kürtlerin geleceği HDP (PKK) de değil, tam tersine HDP’den tamamen kurtulmalarına bağlıdır.

*

Kürtleri PKKlılaştırma, Türkiye’yi Suriyeleştirme ittifakı

2023 seçimlerine giderken, ittifaklar daha da netleşmeye başlayacak.

HDP (PKK) ve CHP şuanda, kemikleşmiş oylarında bir düşüş olmayacağına inanıyor ve bir alternatifleri olmadığı için de rahatlar.

Ama seçim sürecine girildiğinde bunun gerçekçi olmadığı, hem HDP (PKK) hem CHP için barajı aşma sorunu olduğu görülecektir.

Memleket Partisi CHP’yi zorlarken, HDP’ye çıkacak alternatifler de HDP’yi zorlayacaktır.

Bu durumda CHP ile HDP (PKK) ittifakı daha görünür ve daha sıkı hale gelecektir.

HDP hem PKK dağ kadrosunu, hem radikal tabanını ikna etmek için; özerklik, başkan yardımcılığı, Abdullah Öcalan’ın serbest kalması, bakanlıklar, PKK’nın yasal hale gelip HDP’nin silahlı legal ordusu olması, … gibi pazarlıklar yapmaya hazırlanıyor.

HDP (PKK) artık oldukça açık oynayacak.

İttifak için ya hep ya hiçi oynayacak.

*

PKK (HDP)’nın, Atatürk ve Anıtkabir açılımı

Hatta PKK (HDP), CHP tabanına şirin gözükmek için, Atatürk ve Anıtkabir açılımı yapmaya hazırlanıyor.

HDP’li bir grup, Anıtkabir ziyaretine hazırlanıyor.

Normal şartlar altında böyle bir ziyaret, Türkiye’nin normalleşmesine, birlik ve beraberliğine katkı yapacak büyük ve önemli bir adım olabilirdi.

Ama HDP’nin amacı, CHP üzerinden istediklerine (özerklik) kavuşarak, CHP ile Türkiye’yi bölmektir.

HDP (PKK)’nin CHP ile ittifakının Türkiye’yi bölünmeye götürmek dışında hiç bir hedefi yoktur.

PKK, Anıtkabir mesajının sonuçları üzerinde düşünüyor.

PKK şu anda bunun getirisi ve götürüsü üzerinde düşünüyor.

Özellikle İYİ Parti’yi uyarıyoruz. HDP ile bir ittifakın içine girmemeleri için samimiyetle uyarıyoruz.

CHP için ise iş işten geçmiş durumda.

CHP, PKK (HDP) tarafından işgal edilmiş durumda.

CHP geri dönülemez bir yola girmiştir.

Bu durumda;

HDP ile seçim ittifakı demek, doğrudan PKK ile seçim ittifakı demektir.

PKK ile seçim ittifakı ise, Suriyeleşme demektir.

HDP ile ittifak, …

Türkiye’nin Suriye gibi parçalanmasının önünü, ittifak ortaklarının üzerinden açmaktır.

PKK’ya oy verenlerin önemli bir kısmı zaten, Türkiye’nin Suriye gibi olmasını istiyor.

PKK’ya oy vermeyen Kürtler ise, Türkiye’nin Suriye gibi olmaması için oy vermiyor.

PKK (HDP) ve Selahattin Demirtaş, Kürtlerin büyük çoğunluğunun oylarını (desteğini) alsa, hiç tereddütsüz vakit kaybetmeksizin bağımsızlık ilan eder.

Büyük isyan provasını Kobani İsyanı ile zaten yaptılar.

*

CHP’yi HDP’ye, HDP’yi de CHP’ye vererek marjinalleştirelim

CHP’yi PKK’ya, PKK’yı da CHP’ye verelim.

HDP ne işe yarıyor ki zaten?

PKK yüzünden günde ortalama 10 Kürt çocuğu ABD (İsrail) askeri olarak ölüyor.

HDP (PKK) ise;

Seçimleri asla kazanamayacak CHP ile 2 bakanlık pazarlığı yapıyor.

PKK'lı Selahattin Demirtaş hapiste hikaye yazıyor.

HDP'den Kürtlerin oylarıyla seçilen Süryani Tuma Çelik tecavüzcü çıktı.

HDP'den Kürtlerin oylarıyla seçilen Erkan Baş İşçi Partisi'ne geçti

HDP'den Kürtlerin oylarıyla seçilen artis Barış Atay İşçi Partisi'ne geçti

HDP'den Kürtlerin oylarıyla seçilen Ahmet Şık İşçi Partisi'ne geçti

HDP'den Kürtlerin oylarıyla seçilen kaç Kürt var? Kürtler de bilmiyor.

Türk Solu HDP'yi ele geçirmiş, işgal etmiş...

HDP ise CHP'yi ele geçirip işgal etme peşinde. Bunu da büyük ölçüde başarmış.

Türk Solu HDP’yi yönetiyor, HDP ise CHP’yi yönetmeye çalışıyor.

Türk Solu HDP üzerinden Ak Parti ve Erdoğan’ı devirmeye çalışırken,

HDP (PKK) ise, CHP üzerinden Türkiye’yi Suriye gibi bölmeye, parçalamaya çalışıyor.

*

Pandemi süreci Kürtler için bir nimet oldu.

HDP (PKK), Batı illerindeki Kürtlerin desteğini alıyor ama, Doğu ilerlindeki Kürtlerin desteğini almakta güçlük çekiyor.

Batı illerindeki Kürtler, PKK ile direk temas halinde olmadığı için daha rahattır

Doğudaki Kürtler PKK ile direk temas halinde olduğu için, PKK (HDP)’nn gerçek yüzünü görmektedir.

Pandemi süreci özellikle bölgedeki Kürtler için bir nimet (fırsat) oldu.

PKK, Kürtleri sokağa çekemedi, Kürt çocuklarını dağa gönderemedi bu süreçte.

***

Gelecek korkusu

Toplumda bir korku hakim.

Özellikle Kürtlerde bu korku daha yüksek.

Milletvekilleri, belediye başkanları, partilerin il ve ilçe başkanları, üst düzey bürokratlar… Hemen herkeste bir korku hakim.

FETÖ eski gücüne tekrar kavuşursa,

PKK içeride tekrar güçlenirse,

Mafya ve çeteler tekrar eski güçlerine kavuşursa,

İşte bütün korkaklar buna göre pozisyon alıyor.

Çünkü; FETÖ’den, PKK’dan, mafya’dan iktidara yönelik bir ses çıktığında, toplumun (muhalefetimizin) yarıya yakını iktidara karşı olma refleksiyle, FETÖ, PKK ve mafyadan yana tavır alıyor. Hükümeti ve Erdoğan’ı FETÖ, PKK ve mafya üzerinden vuruyor.

Bu muhalefet korkuları besliyor.

Muhalefetin de iktidarın da suç ve suçluya karşı hukuk ve adalet ölçüleri içerisinde olmalıdır.

Aksi halde illegal (PKK, FETÖ, mafya) geleceğe güvenle bakar ve korkakların korkusunu daha da arttırır.

*

Milli And

Toplumun bütün katmanlarındaki bu korkuyu gidermek için stratejiler geliştirilmeli.

Hem FETÖ’nün hem PKK’nın hem de mafya ve çetelerin asla ve asla eski güçlerine ve etkisine kavuşamayacağına hemen herkes ikna edilmelidir.

Asıl olanın hukukun üstünlüğü olduğuna, yasalara olan bağlılığın her şeyin üstünde olduğuna, iktidara kim gelirse gelsin illegal yapıların eski güçlerine kavuşamayacağına bütün toplum kesimleri inandırılmalıdır.

Bunun için Milli And üzerinde tartışılabilir.

Her Türk vatandaşı; PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi bütün terör örgütleriyle mücadele edeceğine yemin etmelidir.

Memur kanununda değişiklik yapılabilir. Memur ya da özel sektör fark etmez, her vatandaş bütün terör örgütleriyle mücadele etmek zorundadır.

Bütün firmaların işe alımlarında bir sözleşme imzalatılabilir.

Siyasi partiler kanununda PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi bütün terör örgütleriyle mücadele yer almalıdır.

Milli anda imza atmayan hiç kimse,

Milli And’daki PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi bütün terör örgütleriyle mücadeleye imza atmayan hiç kimse; memur olamamalı.

Milli And’daki PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi bütün terör örgütleriyle mücadeleye imza atmayan hiç kimse; muhtar, milletvekili, belediye başkan adayı ve Cumhurbaşkanı adayı olamamalıdır.

Bu yasal zorunluluk haline getirilmelidir.

Her vatandaş suç ve suçluyla mücadelede sorumlu olmak zorundadır.

Hiç kimse bana dokunmayan yılan bin yaşasın deme hakkına sahip değildir, olmamalıdır.

*

Fetullah Gülen bir yana, İslam dini bir yana

Yıllarca İslam’a hizmet diyerek insanları kazanmaya çalışan Fetullah Gülen ve taraftarlarının ne kadar samimiyetsiz olduğu gün geçtikçe daha belirgin hale geliyor.

PKK (HDP), CHP gibi yapılar İslam ile kavgalı oldukları halde, FETÖ İslam ile kavgalı herkesi destekliyor.

Erdoğan ve Ak Parti İslam ile değil, FETÖ ile kavgalı olduğu halde, FETÖ tabanı da Fetullah Gülen’i İslam dinine tercih ediyor.

Sizin davanız İslam mı yoksa Fetullah Gülen mi?

Evet, FETÖ ve PKK yüzünden, suçsuz olduğu halde bedel ödeyenler oluyor.

Ama, bu insanlar hala FETÖ ve PKK'yı suçlayacaklarına, Erdoğan ve AK Parti'yi suçluyorlar.

Garip değil mi?

Halbuki suçlu kim olursa olsun, suçunun bedelini ödemelidir.

Hem insani hem İslami olan da budur.

Adalet de budur.

***

Yeni bir (Çerkez) Ethem Vakası olarak Sedat Peker

Sedat Peker, muhalefetin yeni idolü olmuş durumda.

Adeta muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı gibi hareket ediyor.

Nedeni ise; Türkiye Cumhuriyeti’nin en başarılı içişleri bakanını yıpratmaya çalışması.

Muhalefet bir mafya liderine BEYİN (akıl) bağlamış durumda.

Sedat Peker, 2. (Çerkez) Ethem Vakasıdır.

Nasıl ki Ethem, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'ye kızarak, Yunanistan tarafına geçip kendi ülkesine İHANET ettiyse, Sedat Peker de BAE tarafına geçerek, Ethem gibi ülkesine İHANET etmektedir.

*

Peki Sedat Peker ne istiyor?

Organize suç örgütü lideri mafya Sedat Peker diyor ki:

"Ben suç işleyeceğim, beni el üstünde tutup, bana suç işleme özgürlüğü vereceksiniz. Bana devletin gücünü kullanma hakkı vereceksiniz. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu beni koruyacak. Ben istediğimi devletin gücü ve desteğiyle yapacağım ve suç işlediğim halde ceza almayacağım. Ben suç işleme özgürlüğü istiyorum." diyor. Aynen PKK’lı Selahattin Demirtaş gibilerin istediği gibi.

Süleyman Soylu da diyor ki:

"Türkiye bir hukuk devletidir. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Suç işleyen bedelini öder. Kim olursa olsun."

*

FETÖ AK Parti’ye PKK (HDP) ise CHP’ye sızdı

FETÖ önce devlete, sonra AK Parti'ye sızdı. AK Parti'den bütün devleti kendisine vermesini istedi. Erdoğan buna direndi ve FETÖ 15 Temmuz darbe girişiminde bulundu.

Sonuç: Türkiye Suriye gibi parçalanmaktan Erdoğan sayesinde kurtuldu.

Erdoğan 15 Temmuz gecesi, 13 saat içerisinde vatanı düşman işgalinden kurtardı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İslam Halifesi ve Osmanlı Padişahı Sultan Vahideddin Han’dan aldığı emirle, 19 Mayıs 1919 tarihinde başladığı vatanı düşman işgalinden kurtarma harekatını 1922 yılında, tam 4 yıl içerisinde ancak yapabildi.

Erdoğan, bir gün içerisinde, 24 saat dahi dolmadan, vatanı Suriye gibi parçalanmaktan, dünyanın belli (ABD, İngiltere, Rusya, Fransa) güçlerinin Türkiye’yi işgal etmesinden kurtardı.

Hala 15 Temmuz 2. Kurtuluş Savaşının önemi, bütün toplum kesimleri tarafından tam olarak kavranabilmiş değildir.

Bunun kavranamamasının en büyük suçlusu da AK Parti kadrolarıdır.

2. Kurtuluş Savaşının bütün toplum kesimlerine benimsetmeyi,

PKK, FETÖ gibi terör örgütleri ve mafya çeteleriyle mücadeleyi bütün toplum kesimlerine yaymayı AK Parti kadroları bir türlü başaramadılar.

Bütün yük; Erdoğan, Süleyman Soylu ve birkaç kişinin omzundadır hala.

PKK da FETÖ’nün taktiklerini izliyor.

PKK (HDP) da FETÖ'nün izinde.

PKK önce CHP'ye sızdı ve CHP'yi büyük ölçüde ele geçirdi.

Önce İstanbul il başkanlığını sonra diğer büyükşehir belediyelerini ele geçirdi.

Şimdi CHP'den bakanlık da, başkan yardımcılığı da valilikler de istiyor.

Sonra özerklik, sonra PKK'nın HDP'nin legal askeri (ordu) kanadı olması...

Sıra (FETÖ gibi) bütün devleti istemeye de gelecek.

HDP, CHP’den PKK devleti istiyor.

Cemil Bayık CHP'den, PKK devleti kurmasını istiyor aslında.

FETÖ gibi sinsice sızarak, Cumhuriyeti kuran parti üzerinden, Cumhuriyeti parçalatmak ve yıkmak…

FETÖ neredeyse başaracaktı.

PKK başaramaz demeyelim.

Sonra PKK (HDP)’ya karşı olan Kürtler de PKK’nın yanına geçmek zorunda kalır.

Hep birlikte (Türk, Kürt, …) felakete sürükleniriz.

Suriye’den de Filistin’den de daha beter duruma düşeriz.