İsrail Nasıl Çökertilir?
İsrail terör devleti, her ramazanda olduğu gibi bu ramazanda da çok sayıda cana kıydı, onlarca Filistinli Gazze ve Aksa saldırılarında şehit oldu. Bölgede tedhiş ve terörün merkezi haline gelen İsrail, Filistinli Müslümanları evlerinden atıyor, İsrailli fanatik yerleşimcileri bu Filistinlilerin yerlerine yerleştiriyor. Direnenleri ise ya öldürüyor, ya da hapse atıyor. Korkak ve aciz İsrail askerleri çocuklar ve kadınlar yanlarına yaklaştıklarında bunu bir tehdit algısı olarak görüyorlar ve hiç acımadan yaşlılara, kadınlara, çocuklara mermi sıkıyorlar. Böyle bir korkaklık, böyle bir vahşet, böyle bir acziyet ve böyle bir kifayetsizlik bir arada görülmemiştir.
Son bir hafta içinde yaşanan olaylar da gösterdi ki aslında
İsrail dediğiniz devlet, kağıttan bir kaplan. Esasında bir tükürüklük canı var.
Ancak bu zalim ve terörist devleti ve fanatik siyonistleri şımartan bazı güçler
var ve bu güçler İsrail’e dokunmanın karşılığında nükleer silah ve benzeri
tehditlerle ortaya çıkıyorlar. İsrail’in de elinde mebzul miktarda nükleer
silah var. Bu gücü komşu ülkeler ve kendilerine karşı çıkan istisna dünya için
bir tehdit aracı olarak kullanıyor.
Ancak İsrail’i esas güçlü kılan şey elinde bulundurduğu
nükleer güç ya da kendisini himaye eden süper güçlerin askeri-teknolojik gücü
değil. İsrail’in esas gücü paraya dayanıyor. Siyonist İsrail devletini
kuranların dedelerinin icat ettiği ya da kurduğu parasal sistem ve şirketler
konsorsiyumu bugün İsrail devletinin esas gücünü oluşturuyor, bugünkü İsrail’i
dünya faiz lobisi ve şirketokrasi imparatoluğu besliyor. Daha da açığı modern
bankacılık sistemi, küresel finans kapital aslında İsrail’e çalışıyor.
Londra’daki para babaları, Manhattan’daki finans kapital çevreleri, Wall
Street’teki baronlar ve onların hizmet ettiği esas büyük patronlar İsrail’i
besliyor.
Peki bu sistemi ayakta tutan, besleyen kim? Bizlerin de
içinde bulunduğu geniş kalabalıklar. Nasıl mı? İzah edeyim. Ceplerimizde
taşıdığımız kredi kartları, bankalara faiz karşılığı yatırdığımız mevduat,
kullandığımız krediler, yerli yabancı bütün bankacılık sistemi esasında
siyonist zihniyetin kurduğu ve dünyaya yaydığı bir sistem. İşin şirketokrasi
boyutunda ise küresel siyonizme hizmet eden çok uluslu şirketler var. Deterjanından otomobiline, beyaz eşyasından
gıdasına, giyiminden akaryakıtına varana kadar günlük hayatımızda tükettiğimiz
yüzlerce ürünü siyonizme hizmet eden şirketler üretiyor. Bizler de harıl harıl
bunların kurduğu sistemi besliyoruz. Mesela Boron tüketmek yerine ısrarla siyonizme
hizmet eden şirketlerin ürettiği deterjanları kullanıyoruz. Diğer yandan kredi
kartı ve benzeri finansal araçlar faizci sistemi beslemekten başka bir işe
yaramıyor.
Yani geniş kalabalıklar bu sistemi beslemekten vazgeçmedikçe
İsrail çökertilemez. Mevcut İsrail çöker yerine başka yerlerde başka İsrailler
kurulur. Bugünkü İsrail birkaç yüzyıllık siyonist birikimin bir ürünüdür. Bugün
siyonizm bazı dini gerekçelerle bugünkü Filistin topraklarına çöreklenmiş
vaziyette. Dünyadaki evanjelist çevereler bugünkü İsrail’i destekleyerek mevcut
Filistin bölgesini İsrail için ebedi yurt haline getirmek niyetindeler.
İsrail ancak birer birer, fert fert bizlerin bu kirli ekonomik sistemi desteklemekten vazgeçmesiyle çökecektir. Bölgede silahlı çözümü şu an hiçbir ülke göze alamaz. İslam ülkeleri ortak kuvvet kullanmadıkça tek başına ne Türkiye ne İran, İsrail’e askeri yaptırımda bulunamaz. Ancak İsrail’in parasal kaynaklarına açılacak bir küresel ya da bölgesel savaşla İsrail kalesinde büyük bir gedik açılmış olur. Burada kastım basit biçimde sadece bireysel tüketimi kesmekten ibaret değil. Buna ek olarak daha büyük yaptırımların uygulanması gerektiği kanaatindeyim. İsrail sermayeli finans ve bankacılık şirketleri, İsrail ya da siyonizm sermayeli çok uluslu şirketlerin Türkiye’deki uzantıları yakın takibe alınmalı, siyonizme hizmet ettiği düşünülen şirketler yakın takibe alınarak hesapları ve mal varlıkları gözetim altında tutulmalı, mali idari ve hukuki denetim sıklaştırılıp ne yapıp ettikleri izlenmelidir. Başka İslam ülkeleri de söz konusu tutuma yönlendirilmeli, İsrail’in para kaynakları deşifre edilerek yakın takip altına alınmalıdır. İsrail karşıtı bütün devletler bu işgal gücüne, bu terörist devlete ekonomik boykot uygulamalıdır. Ayrıca İsrail’e para transferi gerçekleştiren bütün ikili anlaşmalar da iptal edilmeli, İsrail bu zulmünden vaz geçene kadar diplomatik misyonları kapatılmalı ve misyon şefleri deport edilmelidir.