Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 May 2021

İsrail İnsanlığın Sorunudur

Tarih boyunca zulüm her türlü kötülüğün anası olmuştur. Günümüzde bunun en somut örneği İsrail’dir. Kuruluşundan beri Filistin’de işlediği insanlık suçu bunu göstermektedir. Bugün İsrail’in sahip olduğu güç, Filistin’de vahşet uygulamaya yetiyor. Ancak yarın gücü arttığı zaman başka ülkelere karşı aynı vahşete başvuracaktır.

Demek ki İsrail sadece Filistin halkı için değil, tüm insanlığın sorunudur. O hâlde ya tüm ülkeler Filistin’de İsrail sorununa kalıcı bir çözüm bulacaklar ya da İsrail her yeri Filistin’e çevirecektir.

İsrail’in işlediği vahşete karşı somut bir eylem ortaya koymayan ABD ve AB her defasında: ‘’tarafları itidalli olmaya çağırıyoruz’’ açıklamasını duymak artık mide bulandırıcı olmaktadır.

Kudüs’te iki eşit taraf mı var? Bir tarafta toprakları ellerinden alınmış, inanç ve bedenlerinden başka hiçbir şeyi olmayan onurlu Filistin halkı bulunuyor, diğer tarafta ise, emperyalist devletlerin desteklediği işgalci İsrail bulunuyor.

İşgal demişken, zaman zaman vurguladığım bir hususu burada tekrar edeceğim: İki türlü işgal vardır. İlki zihinsel işgal diğeri coğrafi işgaldir. Bugün sadece Filistin toprakları işgal altında değildir. Aynı zamanda bazı Müslüman ülke idarecilerinin zihinleri, yürekleri de işgal altındadır. Unutulmaması gerekir ki işgallerin en acıklısı zihinlerdeki işgaldir.

Sömürgeciler işgal ettikleri coğrafyalarda uzun süre hâkim olabilmek için işe önce zihinsel işgalden başlarlar. Bu bakımdan Müslüman idarecilerin zihinlerinin işgalden kurtarılması toprakların işgalinden kurtarılması kadar hatta belki daha mühim bir meseledir.

Sömürgecilerin zihinsel işgale verdikleri önemi ilk defa en çarpıcı bir şekilde ortaya koyan İngiliz tarihçi ve politikacı Thomas Babington Maculay’dır. Maculay’ın 1835’te yayımlanan makalesinde şunlar yazılmaktadır: ‘’İngiliz dili ve kültürünü Hindistan’a yayarak, öyle bir insan grubu oluşturacağız ki bunlar renkleri itibariyle Hintli ama zevkleri ve dünya görüşleri, zihinsel yapıları İngiliz olacaklar’’

Kadir gecesinde İsrail’in Kudüs’te işlediği vahşete karşı ’dünya nasıl tepki veriyor?’ diye ajanslara baktım. Bazı Arap rejimlerinin resmi ajanslarının ortaya koyduğu tepki, insaflı bazı Yahudilerin gösterdiği tepkiden daha düşük olduğunu üzülerek okudum.

Bu insanlar görünürde Arap ve Müslüman ama ruhu ve zihni bir sömürgeci gibiydi. Ancak bu insanlara öfke duyulsun, hakaret edilsin diye bunları yazmıyorum. Aksine bunlara acıyarak içinde bulundukları zihinsel işgalden kurtarmak için ‘ne yapabiliriz?’ sorusuna cevap aramak için yazdım.

Topraklarımızı, kaynaklarımızı kaybedebiliriz ancak inancımızı, ruhumuzu, özümüzü kaybetmezsek tekrar toparlanabiliriz. Bu bakımdan hem Cumhurbaşkanımızın kararlı tavrı hem de mecliste bulunan tüm siyasi partilerimizin imzasıyla ‘’İsrail’i kınama’’ kararı çıkartmaları Türkiye’nin özünü kaybetmediğini göstermiştir.

İsrail’in barbarlığına karşı dünyaya baktığımızda, akıl ifsat olmuş, değerler yozlaşmış ve hukukun işlevsiz kaldığını görüyoruz. Böyle bir dünya vasatında Türkiye iktidarıyla muhalefetiyle ortaya koyduğu tavır insanlığın vicdanını temsil etmiştir.

İnsan haklarından, hukuktan bahseden ülkelerin zerre kadar bu değerlere saygı duymadıklarının somut göstergesi, İsrail’in Kudüs’te işlediği barbarlığa karşı sessiz kalmalarıdır.

Hâlbuki Kudüs, iyilik ile kötülüğün, zalim ile mazlumun tevhit ile şirkin, karanlık ile nurun, kısacası tüm zıtlıkların çarpıştığı bir alandır. Kimin hangi tarafta durduğu kayıtlara geçmektedir.

Kudüs, aklın ve vicdanın temsilcileri olan Nebilerin tarihi ve yurdudur. İsrail, bu değerlere karşı savaşmaktadır. Bu nedenle tekrar diyoruz ki İsrail sadece Filistin’de değil tüm insanlığın sorunudur.

Not: Herkesin Bayramını tebrik ederim.