İsrail ile savaşacağız!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail için "Libya'ya, Karabağ'a girdiğimiz gibi gireriz" sözü Siyonist katilleri kudurtmaya yetti. Filistinlilerin topraklarını işgal ettiler, alkışlandılar, milyonlarca insanı vatanlarından sürgün ettiler alkışlandılar. Yüzbinlerce masumu katlettiler alkışlandılar. Son bir senedir çoluk çocuk kadın yaşlı demeden yüz bine yakın insan dünyanın gözü önünde vahşice parçalıyor, işkenceyle öldürüyor yine de alkış alıyor emperyalist dünyadan.
Ne yaparlarsa yapsınlar alkışlanmaya alıştıkları için “lanet şeytan haddini bil” diyen birisini görünce salyalarını akıtıp hırlamaya başladılar.
Siyonistleri durduracak tek şey güçtür, zordur. Allah Maide suresinde; “İsrâiloğulları Allah’a verdikleri ahitlerini bozdular. Bu yüzden Allah onları lânetledi, rahmetinden uzaklaştırıp gazabına uğrattı. Yapıp ettikleri yüzünden kalpleri katılaştı. Artık yapılan nasihatler, verilen öğütler onlara tesir etmez oldu. İçlerinden pek azı hariç olmak üzere onlardan daima bir hainlik görürsün” diyor. Siyonistlerin sözden nasihatten vicdandan insanlıktan anlamayacakları ayetle sabittir. Sadece gücün karşısında boyun eğer, zulmü durdururlar..
Malkom X: “Kurbana saldırdılar, sonra kurbana saldıran suçlu, kurbanı, kendisine saldırmakla suçladı. İşte bu Amerikan Adaleti! İşte Amerikan Demokrasisi!” derken aslında küresel emperyalist-Siyonist sistemi tarif ediyordu.
Mazlumlar için bugünün tek avantaj tarafı Hamas’ın 7 Ekim taarruzuyla yaptıkları zulümleri “demokrasi-insan hakları-medeniyet-terörle mücadele- uluslararası hukuk” gibi maskelerle perdelemeyi başaran zalimlerin maskesi düştü, insanlık Siyonistlerin ve destekçisi küreselcilerin ne kadar şeytani varlıklar olduğunu görmeye başladı.
İsrailli katillerden sonra içimizdeki Siyonistlerin doğrudan veya dolaylı olarak Erdoğan’a gösterdikleri tepki daha dikkate şayan ve önemlidir. Çünkü ne İsrail’in ne Emperyalist Batı’nın Türkiye’ye doğrudan saldıracak maçası yok, ama maşaları çok. Bu maşalar eliyle gücümüzü kırdılar, içimizden yıktılar bizi her seferinde.
Ama bugün ama yarın her halükarda Haçlı-Siyonistlerle savaşmak zorunda kalacağız. Biz istemesek bile! Yapacağız çünkü onlar istiyor! Bu yüzden özellikle içimizdeki emperyalist-siyonist aparatlarını mutlaka kontrol altına alınmalıdır.
Yahudilerin Filistin’i işgal etme gerekçesi neydi?
Vaadedilmiş topraklar!
Filistin’i Arzı Mevud iddiasıyla işgal eden Siyonistler her fırsatta ne diyor?
“Büyük İsrail’i kuracağız” diyor..
Büyük İsrail dedikleri yer neresi?
Türkiye’nin 17-18 şehrini de içine alan, Fırat nehrine kadar olan kısım. Amerika’nın PYD-PKK’ya devlet kurma çabası doğrudan İsrail’in Arzı Mevud hedefini gerçekleştirebilme gayesini taşıyor. Türkiye’ye doğrudan vuramayacakları için PKK devleti kurup İsrail’e bağlı bir özerklikle Büyük İsrail sınırlarını oluşturmak.
Siyonistlerin Lübnan cephesini açma girişimi bu yüzden. Cumhurbaşkanımız bunun farkında olduğu için bu kadar net uyarıyor. Ve içimizdeki Siyonistler de bunun farkında oldukları için tepki gösteriyor.
Türkiye’nin Doğu sınırını kesmeden İsrail’in bu idealini gerçekleştirmesi mümkün değil. Bunu yapabilmeleri için de Haçlı Siyonistlere bağlı bir kukla devletçik kurmaları gerekiyor.
PKK'nın öncelikli görevi bu toprakların en hasbi Müslümanlarını oluşturan Kürtleri İslam'dan kopartmaktı. Ülkemizi parçalamak için emperyalizmin askeri olmayı kabul edecek tetikçiler ancak İslâm düşmanı olanlardan çıkar çünkü. Bu sayede Müslüman Anadolu insanının arasına nifak sokabilir, topraklarımızı parçalayabilirlerdi.
Türk görünümlü İslam düşmanlarıyla Kürt görünümlü İslam düşmanları aynı merkezin yönettiği ve gerçekte de Türk ve Kürt olmayan vatan düşmanlarıdır.
Yakında PYD üzerinden “özerk veya benzeri” bir girişimin uygulamaya konulmak isteneceğini düşünüyorum. Onlar açısından vakti geldi!
Lübnan’dan sonra sırada biz varız. İçerde karışıklık çıkartmaya hazır meseleler ve gruplar zaten belli. Mültecileri kaşıyıp MOSSAD aparatı ırkçı ekibi, PKK’lıları, köpekçileri, laik Batıcıları, bir de CB vadettikleri kişilere yol verdiklerinde bir tarafıyla ortalık çok kısa sürede karışabilir.
Filistin davası bizim davamızdır. Müslüman Türk’ün davası, Anadolu insanının davasıdır. Hem İslami hem insani hem de vatani bir görev olarak İsrail soykırımına, savaş da dâhil gereken her türlü adımların atılmasını istiyoruz.
Çeçenlerin “karşı kıyısı için savaşmayan kendi kıyısında ölür” diye bir sözü vardı. Gazze için savaşmazsak, Kudüs için savaşmazsak kendi kıyımızda öldürülürüz. Anadolu’nun güvenliği Filistin’den başlar. Gazze direnişi tamamen yok olursa sırada Anadolu toprakları var.
Bin yıldır, “zalimlerin korkulu rüyası mazlumların hamisi büyük devlet” ruhiyatıyla gereken yapılmalıdır. Müslüman Anadolu insanı hiç tereddüt etmeden devletinin ardında yürüyecektir.
Neticede ama bugün ama yarın İsrail ile savaşacağız. Gazze direnişini ayakta tutmalı, Siyonistlerin soykırımını durdurmak için adım atılmalıdır.
