Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 May 2015

İsrail iç savaşı mı başlıyor?

7-13 Nisan tarihlerinde Kudüs'e UAHDER için insan hakları ihlalleri ve insani durum hakkında rapor hazırlamak için gittik. Kudüs içerisinde imar problemleri, vatandaşlık sorunları, seyahat engelleri, el konulan evler, çifte standart uygulamasının görüldüğü adli uygulamalar ile tutuklu çocuklar meseleleri ile ilgili bir dizi görüşmeler yaptık. UAHDER yetkililerini ve de Kudüs'teki partner kuruluşu bu organizasyondan dolayı kutlamak istiyorum. Kudüs gibi zor bir coğrafyada onlarca kişi ile görüşmemizi sağladılar. Daha önce de Kudüs'e gitmiş olmama ve Kudüs üzerine onlarca okuma yapmış olmama rağmen gerçeklerle karşılaşmak çok acıydı.

Tüm yaşanan konuların temelinde adaletsizlik yatıyordu. İsrail yönetimi amaca giden her yol mubah düşüncesi ile siyasi/dini görüşleri doğrultusunda kararlar almakta aldıkları kararları da hiçbir itirazı kabul etmeden uygulamaktalar. Öyle ki 1947 yılında BM tarafından alınan karar sayesinde kurulmuş olmalarına rağmen bu kurumunda aldığı kararları uygulamamaktalar.

İsrail'i tek cümle ile anlatmamız gerekse "adaletin olmadığı fiili oluşum" derdik. Bu adaletsizlik üzerine inşa edilmiş olan mevcut durum bu oluşumun yöneticilerini güvenlik paranoyasına sürüklemiş. Zira yaptıklarının kendilerine de yapılacağı endişesi öyle bir paranoyaya dönüşmüş ki karşılaştığınız uygulamalar karşısında gülmemek için kendinizi zor tutuyorsunuz.

Geçen hafta içerisinde Etyopya kökenli Yahudilere karşı uygulanan çifte standart neticesinde Tel Aviv'de gösteriler başladı. Şu anda bu gösteriler diğer şehirlere de sıçramış durumda. Dünyanın anlamak istemediği İsrail'in faşist bir oluşum olduğuydu. Bunu söyleyenler Müslüman olduğu içinde bu çok ciddiye alınmıyordu. Oysa şu anda kendi dininden ve vatandaşı olan kişilere karşı faşizan uygulamalarını görüyoruz. Bu uygulamaların tek izahı faşist İsrail yönetiminin gerçek yüzünü gösteriyor olmasıdır. Rachel Corrie'nin vahşice öldürülmesinde de İsrail yönetiminin sadece Müslümanlara değil herkese karşı aynı saldırgan tutumda olduğunu görmüştük. Şimdi bu yüzü tüm dünyanın görmesi ve de İsrail'in sorgulanması gerekiyor. Bu sorgulamayı dünya insanlarının yapması gerekiyor. 1947 yılından itibaren Filistin topraklarında gerçekleşen tüm suçlardan dolayı bu suçu sistematik olarak işleyen bu yönetimin sorgulanması yargılanması ve işlediği suçlardan dolayı hak ettiği cezayı alması gerekiyor.

29 Nisan'da İstanbul Üniversitesinde Hukukçular Derneği İstanbul Hukuk Gençlik teşkilatı ile Beyazıt hukuk kulübünün ortaklaşa organize ettiği panelde UCM ve İstanbul'da devam eden Mavi Marmara olarak bilinen davalar konusunda Av. Uğur Yıldırım ve Av. Gülden Sönmez ile konuştuk. UCM savcılığı insanlığa karşı suç işlendiğine ancak bunun yargılamaya konu olacak ağırlıkta olmadığına karar vermişti. Yapılan itiraz sonrasında UCM mağdurları dinleme kararı aldı.

12 yaşında çocukları gerekçesiz cezaevlerine atan, okul çıkışında asker, polis ve köpekleri çocukların üzerine saldırtan, silahsız ve savunmasız buldukları herkese silah doğrulta, insanları evlerinden atan, bir yönetim Mavi Marmara davasının mağdurlarının anlatımları ile gerçek İsrail'i dünya görecek.

İsrail Filistin topraklarında yaşattığı zulmü tüm dünyaya yaymaya karar verdiği an sonunun da başlangıcı oldu. Kısa bir süre sonra İsrail ve yetkililerinin dünya kamuoyunda sorgulanma süreci başlayacak. Bunu hep beraber göreceğiz. Zira İsrail ile ilgili ne zaman bir sorunlu durum kamuoyuna yansısa hemen kamuoyunun ilgisini dağıtacak başka bir haberle konu unutturulurdu. Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor. Adalet duygusu olmayan İsrail içinden ve dışından gelen bu baskıya daha ne kadar dayanabilecek hep beraber göreceğiz.