Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

İsrail-Hamas savaşı veya Hamas'ın parladığı anlar

Bir aydan fazla bir süredir İsrail ve Filistinliler arasında bir gerilim mevcuttu. İsrail güvenlik güçlerinin Ramazan ayı içinde Mescid-i Aksa’yı basmaları, kontrol edilemez yeni bir çatışma sürecinin önünü açtı. Netanyahu hükümeti, kasıtlı ve bilinçli bir şekilde Mescid-i Aksa baskınını gerçekleştirerek İsrail ve HAMAS arasında yeni bir savaşın çıkmasını sağlamaya çalışmaktadır. İsrail, Gazze dahil bütün Filistin yerleşim yerlerine saldırmaktadır. İsrail saldırılarına karşı HAMAS, Tel Aviv başta olmak üzere bütün İsrail şehirlerine roketler atmaktadır. İsrail saldırıları sonucu 200’den fazla Filistinli insanın hayatını kaybettiği, yüzlerce insanın yaralandığı ifade edilmektedir. İsrail, canlı-cansız herkesi ve her şeyi hedef alan topyekun imhayı amaçlayan bir savaş ve şiddet politikası izlemektedir.

İsrail’in toptan imhayı amaçlayan saldırıları, bu sefer karşılıksız kalmamaktadır. HAMAS ve onun silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail’e çok güçlü ve etkili bir askeri ve sosyal karşılık vermektedirler. İsrail saldırıları, Filistinlileri HAMAS etrafında birleştirmiştir. Kassam Tugayları’nın gösterdiği direniş sayesinde Filistinlilerin moral, motivasyonları ve özgüvenleri maksimum düzeye çıkmış durumdadır. İsrail saldırılarını genişlettikçe ve yoğunlaştırdıkça, Filistinlilerin direnme karar ve azmi artmaktadır. Her türlü şart altında İsrail saldırılarına karşı Filistin direnişinin devam edeceğini söyleyebiliriz. İsrail’in Filistin direnişini sonlandırması artık mümkün değildir. İsrail saldırılarının en büyük başarısızlığı, Filistin direnişini yenilgiye uğratamamasıdır. Psikolojik ve moral üstünlük, Filistin tarafındadır.

HAMAS ve İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail işgaline ve ırkçılığına karşı direnen en büyük direniş gücü olarak savaşmaktadırlar. İsrail’in HAMAS’ı bir terör örgütü olarak gösterme çabasının dünya kamuoyunda bir karşılığı bulunmamaktadır. Dünya kamuoyu, İsrail’in terörizmle mücadele ettiğine inanmamaktadır. Dünya kamuoyu, İsrail’in işgalci ve ırkçı bir devlet olarak Gazze’ye ve Filistinlilere saldırdığının farkındadır.

HAMAS bir terör örgütü olarak değil, bir özgürlük savaşçısı olarak İsrail işgaline ve ırkçılığına karşı direnmektedir. İsrail saldırılarının başından itibaren HAMAS’ın gösterdiği organizeli, sistematik ve çok yönlü direniş, Filistinliler arasında HAMAS’a duyulan güveni arttırmıştır. Filistinliler, HAMAS sayesinde İsrail’in yenilmez güç olduğu efsanesinin yıkıldığına inanmaktadırlar. Olağanüstü nitelikteki askeri ve teknolojik üstünlüğüne rağmen İsrail, HAMAS karşısında çaresiz ve aciz bir duruma düşmüştür. İsrail’in Gazze’deki basın merkezini bombalaması, HAMAS karşısında içine düştüğü çaresizliği göstermektedir.

HAMAS ve Fetih arasında bir siyasal iktidar mücadelesi bulunmaktadır. Seçimleri kaybetmekten korkan Mahmut Abbas, 22 Mayıs’ta yapılması planlanan seçimleri iptal etmiştir. Filistin’de bir siyasal kaosun olduğunu söyleyebiliriz. Siyasal bir istikrarsızlığın olmasından yararlanmak isteyen İsrail, Mescid-i Aksa baskınını gerçekleştirerek Filistinliler üzerindeki baskısını artırmak, Kudüs’teki Müslüman mahallelere Yahudileri yerleştirmek ve Fetih karşısında HAMAS’ı zayıflatmak için provokatif saldırılarda bulunmuştur. HAMAS’ın organize etmesi sayesinde Şeyh Cerrah mahallesindeki Filistinliler, evlerini boşaltmamışlar ve evlerinin işgal edilmesine karşı direnmişlerdir. İsrail’in Filistinlilere saldırdığı andan itibaren HAMAS, Filistinlilerin protestolarını ve direnişlerini organize etmeye başlamıştır. HAMAS’ın en zor şartlarda bile Filistinlilere liderlik edebilecek ve İsrail’e direnebilecek etkili ve işlevsel bir kapasiteye sahip olduğunun ortaya çıkması, İsrail-HAMAS savaşının önemli sonuçlarındandır.

Çatışmalar başlamadan önce HAMAS’ın askeri kanadı olan İzzeddin KASSAM Tugaylarının komutanı Muhammed Deif, İsrail’i Şeyh Cerrah Mahallesinde yaşayan Filistinlilere dokunmaması konusunda uyarmış, Filistinlilerin evlerini terk etmeye zorlanması durumunda askeri karşılık verecekleri tehdidinde bulunmuştur. Deif’in olayların başlangıç düzeyinde İsrail’i tehdit boyutunda uyarması, HAMAS’ın özgüvenini ve kapasitesini yansıtmaktadır.

HAMAS, İsrail saldırılarına bu sefer çok etkili bir yöntemle karşılık vermektedir. HAMAS, Kudüs, Tel Aviv ve Hayfa başta olmak üzere İsrail kentlerine yüzlerce roket yollamaktadır. İzzedin Kassam Tugayları tarafından atılan roketlerin yüzde yirmisinin İsrail’in hava güvenlik sistemini aşması, İsrail’in savunma kapasitesi konusunda soru işaretlerinin doğmasına neden olmuştur. HAMAS’ın askeri ve sosyal direnişi, HAMAS’ın bütün unsurlarıyla Kudüs’te yaşayan Filistinlileri korumak, Kudüs’ün Yahudileştirilmesine ve Mescid-i Aksa’nın bulunduğu bölgenin statüsünün değiştirilmesine engel olmak için her şeyi yapmaya hazır meşru ve güvenilir bir direniş gücü olduğunu ispatlamıştır.

Devam eden savaşta HAMAS, İsrail’le savaşmaktan çekinmeyen tek güç olarak algılanmaktadır. Abbas yönetimi ve Arap ülkeleri, İsrail saldırılarına karşı güçlü bir tepki ve protesto ortaya koyamamışlardır. Arap yönetimleri tarafından yalnız bırakıldıklarının farkında olan Filistinliler arasında, HAMAS’ı daha fazla desteklemeleri ve onun etrafında birleşmeleri gerektiği düşüncesi yaygınlaşmaktadır. Abbas yönetimi ve Fetih kadroları, Mesicid-i Aksa ve Şeyh Cerrah krizlerinde başarılı ve etkili bir liderlik ortaya koyamamışlardır. İsrail saldırıları, HAMAS’ın sadece Gazze’de değil bütün Filistin’de hakim etkili güç olmasını sağlayan yeni bir sürecin önünü açmıştır.