İsrail-Hamas savaşı veya Hamas'ın parladığı anlar
Bir aydan fazla bir süredir İsrail ve Filistinliler arasında
bir gerilim mevcuttu. İsrail güvenlik güçlerinin Ramazan ayı içinde Mescid-i
Aksa’yı basmaları, kontrol edilemez yeni bir çatışma sürecinin önünü açtı.
Netanyahu hükümeti, kasıtlı ve bilinçli bir şekilde Mescid-i Aksa baskınını
gerçekleştirerek İsrail ve HAMAS arasında yeni bir savaşın çıkmasını sağlamaya
çalışmaktadır. İsrail, Gazze dahil bütün Filistin yerleşim yerlerine
saldırmaktadır. İsrail saldırılarına karşı HAMAS, Tel Aviv başta olmak üzere
bütün İsrail şehirlerine roketler atmaktadır. İsrail saldırıları sonucu 200’den
fazla Filistinli insanın hayatını kaybettiği, yüzlerce insanın yaralandığı
ifade edilmektedir. İsrail, canlı-cansız herkesi ve her şeyi hedef alan topyekun
imhayı amaçlayan bir savaş ve şiddet politikası izlemektedir.
İsrail’in toptan imhayı amaçlayan saldırıları, bu sefer karşılıksız
kalmamaktadır. HAMAS ve onun silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail’e
çok güçlü ve etkili bir askeri ve sosyal karşılık vermektedirler. İsrail
saldırıları, Filistinlileri HAMAS etrafında birleştirmiştir. Kassam
Tugayları’nın gösterdiği direniş sayesinde Filistinlilerin moral,
motivasyonları ve özgüvenleri maksimum düzeye çıkmış durumdadır. İsrail
saldırılarını genişlettikçe ve yoğunlaştırdıkça, Filistinlilerin direnme karar
ve azmi artmaktadır. Her türlü şart altında İsrail saldırılarına karşı Filistin
direnişinin devam edeceğini söyleyebiliriz. İsrail’in Filistin direnişini sonlandırması
artık mümkün değildir. İsrail saldırılarının en büyük başarısızlığı, Filistin
direnişini yenilgiye uğratamamasıdır. Psikolojik ve moral üstünlük, Filistin
tarafındadır.
HAMAS ve İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail işgaline ve
ırkçılığına karşı direnen en büyük direniş gücü olarak savaşmaktadırlar.
İsrail’in HAMAS’ı bir terör örgütü olarak gösterme çabasının dünya kamuoyunda bir
karşılığı bulunmamaktadır. Dünya kamuoyu, İsrail’in terörizmle mücadele
ettiğine inanmamaktadır. Dünya kamuoyu, İsrail’in işgalci ve ırkçı bir devlet
olarak Gazze’ye ve Filistinlilere saldırdığının farkındadır.
HAMAS bir terör örgütü olarak değil, bir özgürlük savaşçısı
olarak İsrail işgaline ve ırkçılığına karşı direnmektedir. İsrail saldırılarının
başından itibaren HAMAS’ın gösterdiği organizeli, sistematik ve çok yönlü
direniş, Filistinliler arasında HAMAS’a duyulan güveni arttırmıştır.
Filistinliler, HAMAS sayesinde İsrail’in yenilmez güç olduğu efsanesinin yıkıldığına
inanmaktadırlar. Olağanüstü nitelikteki askeri ve teknolojik üstünlüğüne rağmen
İsrail, HAMAS karşısında çaresiz ve aciz bir duruma düşmüştür. İsrail’in
Gazze’deki basın merkezini bombalaması, HAMAS karşısında içine düştüğü çaresizliği
göstermektedir.
HAMAS ve Fetih arasında bir siyasal iktidar mücadelesi
bulunmaktadır. Seçimleri kaybetmekten korkan Mahmut Abbas, 22 Mayıs’ta
yapılması planlanan seçimleri iptal etmiştir. Filistin’de bir siyasal kaosun
olduğunu söyleyebiliriz. Siyasal bir istikrarsızlığın olmasından yararlanmak
isteyen İsrail, Mescid-i Aksa baskınını gerçekleştirerek Filistinliler
üzerindeki baskısını artırmak, Kudüs’teki Müslüman mahallelere Yahudileri
yerleştirmek ve Fetih karşısında HAMAS’ı zayıflatmak için provokatif
saldırılarda bulunmuştur. HAMAS’ın organize etmesi sayesinde Şeyh Cerrah mahallesindeki
Filistinliler, evlerini boşaltmamışlar ve evlerinin işgal edilmesine karşı
direnmişlerdir. İsrail’in Filistinlilere saldırdığı andan itibaren HAMAS,
Filistinlilerin protestolarını ve direnişlerini organize etmeye başlamıştır.
HAMAS’ın en zor şartlarda bile Filistinlilere liderlik edebilecek ve İsrail’e
direnebilecek etkili ve işlevsel bir kapasiteye sahip olduğunun ortaya çıkması,
İsrail-HAMAS savaşının önemli sonuçlarındandır.
Çatışmalar başlamadan önce HAMAS’ın askeri kanadı olan
İzzeddin KASSAM Tugaylarının komutanı Muhammed Deif, İsrail’i Şeyh Cerrah
Mahallesinde yaşayan Filistinlilere dokunmaması konusunda uyarmış,
Filistinlilerin evlerini terk etmeye zorlanması durumunda askeri karşılık
verecekleri tehdidinde bulunmuştur. Deif’in olayların başlangıç düzeyinde
İsrail’i tehdit boyutunda uyarması, HAMAS’ın özgüvenini ve kapasitesini yansıtmaktadır.
HAMAS, İsrail saldırılarına bu sefer çok etkili bir yöntemle
karşılık vermektedir. HAMAS, Kudüs, Tel Aviv ve Hayfa başta olmak üzere İsrail
kentlerine yüzlerce roket yollamaktadır. İzzedin Kassam Tugayları tarafından
atılan roketlerin yüzde yirmisinin İsrail’in hava güvenlik sistemini aşması,
İsrail’in savunma kapasitesi konusunda soru işaretlerinin doğmasına neden
olmuştur. HAMAS’ın askeri ve sosyal direnişi, HAMAS’ın bütün unsurlarıyla Kudüs’te
yaşayan Filistinlileri korumak, Kudüs’ün Yahudileştirilmesine ve Mescid-i
Aksa’nın bulunduğu bölgenin statüsünün değiştirilmesine engel olmak için her
şeyi yapmaya hazır meşru ve güvenilir bir direniş gücü olduğunu ispatlamıştır.
Devam eden savaşta HAMAS, İsrail’le savaşmaktan çekinmeyen tek güç olarak algılanmaktadır. Abbas yönetimi ve Arap ülkeleri, İsrail saldırılarına karşı güçlü bir tepki ve protesto ortaya koyamamışlardır. Arap yönetimleri tarafından yalnız bırakıldıklarının farkında olan Filistinliler arasında, HAMAS’ı daha fazla desteklemeleri ve onun etrafında birleşmeleri gerektiği düşüncesi yaygınlaşmaktadır. Abbas yönetimi ve Fetih kadroları, Mesicid-i Aksa ve Şeyh Cerrah krizlerinde başarılı ve etkili bir liderlik ortaya koyamamışlardır. İsrail saldırıları, HAMAS’ın sadece Gazze’de değil bütün Filistin’de hakim etkili güç olmasını sağlayan yeni bir sürecin önünü açmıştır.