İsrail emperyalizmi, özgür Filistin ve Kudüs
Dünyada yaklaşık yüz yıldır Filistin sorunundan bahsedilmektedir. Aslında dünyada Filistin sorunu yoktur, var olan İsrail emperyalizmi sorunudur. İsrail emperyalizmi, Filistin'le beraber bütün Ortadoğu'yu sömürmeyi amaçlayan kirli, kanlı ve karanlık bir yapıdır. İsrail, kurulduğu günden beri, Filistinli Arapların kaçması ve toprak kazanmak için her türlü katliamı, vahşeti ve soykırımı yapmaktadır. İsrail'in Gazze'de işlediği en son katliamın amacı, Filistinlilerin Kudüs'ü unutması, yılması ve kaçmasıdır. Bundan sonraki süreçte İsrail, Kudüs'te yaşayan Filistinlilerin buraları terk etmesi ve onların yerine daha fazla Yahudi yerleştirilmesi için her türlü vahşi girişimin içinde olacaktır. Kudüs'ü kendisine ebedi başkent ilan eden İsrail, Kudüs'ün Yahudileştirilmesi için Kudüs'te büyük bir nüfus mühendisliği projesini uygulamaya koymaktadır.
İsrail ve Amerika, Kudüs dahil bütün Filistin'i Filistinlilerden arındırmayı amaçlamaktadırlar. Kudüs'e Amerika elçiliğinin taşınması, İsrail emperyalizminin stratejik bir adımıdır. Filistin halkı, Gazze'de ortaya koyduğu mücadele ile İsrail-Amerika emperyalizmine teslim olmayacağını ortaya koymuş bulunmaktadır. İsrail emperyalizmi, Filistinlilerin Gazze'de ortaya koyduğu direniş iradesini kırmak için insanlığa karşı suç boyutlarında bir vahşeti gerçekleştirmiştir. İsrail vahşeti sonucu altmışın üstünde insan hayatını kaybetmiş ve 3 binin üstünde insan da yaralanmıştır.
İsrail vahşeti, Filistinlilerin direniş iradesini zayıflatmamış, bilakis güçlendirmiştir. Filistinliler, Filistin ve Kudüs özgürleşene kadar mücadele edeceklerdir. İsrail ve Amerika'yı, bütün güçlerine rağmen, çaresiz ve aciz bırakan şey, Filistinlilerin güçlenen direniş iradesidir.
Amerika, Kudüs'e büyükelçiliğini taşımakla aslında iki devletli çözüm söyleminin bir masaldan başka bir şey olmadığını ortaya koymuş bulunmaktadır. İsrail-Amerika emperyalizmi için, iki devletli çözüm diye bir şey yoktur. İsrail-Amerika emperyalizmine göre nihai çözüm, İsrail devletinin bütün Filistin topraklarına mutlak olarak sahip olmasından geçmektedir. İsrail emperyalizminin tek çözüm olarak dayatılması, Ortadoğu coğrafyasındaki bütün kötülüklerin kaynağını oluşturmaktadır. Ortadoğu'da sorun, Filistin ve Kudüs değil, İsrail emperyalizmidir.
İsrail emperyalizmine karşı askeri direniş yeterli değildir. Müslüman toplumların bilim, ekonomi, diplomasi, eğitim ve felsefe alanlarında nitelikli insani altyapıya sahip olmaları halinde Amerika-İsrail emperyalizmini etkisizleştirmeleri mümkündür. İsrail-Amerika emperyalizminin son olarak gerçekleştirdiği Kudüs'ü ilhak ve işgal politikası, Müslüman toplumların her şeyi yeniden düşünmelerini ve kendilerini yeniden organize etmelerini gerekli kılmaktadır.
İsrail emperyalizmi ve Kudüs'ün özgürleşmesi, bütün kısır iktidar mücadelelerinin üstünde olan yakıcı bir sorundur. Kısa vadeli politik hesaplarla ve duygusal yakınmalarla, Ortadoğu'nun, Filistin'in ve Kudüs'ün İsrail'den özgürleştirilmesi mümkün değildir. Müslüman toplumların, güçlü, nitelikli ve derinlikli bir politikada, duruşta ve anlayışta ortaklaşmaları hayati bir ihtiyaç haline gelmiş bulunmaktadır. Müslüman toplumlara karşı Amerika-İsrail'in ortaklaşmak suretiyle Kudüs'ün ilhakı ve işgali gibi yıkıcı adımları attıkları gerçeğinin unutulmaması lazımdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözleri Müslüman toplumların sahip olmaları gereken bilinç ve davranış düzeyini derinlikli bir şekilde ifade etmektedir: "Kudüs sadece bir şehir değildir. Kudüs bir semboldür, bir imtihandır, Kudüs kıbledir. İlk kıblemizi koruyamazsak son kıblemizin geleceğine güvenle bakamayız. Yüreklerin canların ortaya konduğu bir mücadele elbet zaferle sonuçlanacaktır. Yüreklerimizin gücünü eklemediğimiz müddetçe zalimi durduramayız. Ahlakı olmayan zalimin anladığı tek dil, güçtür. Şayet tüm Müslümanlar bir olup bu zulmün karşısına dikilirse, pervasızlığı sürdüremezler."
İsrail emperyalizmine karşı Gazze'de ortaya konan direnişi, Türkiye-Yenikapı Deklarasyonuyla sahiplenmektedir. Yüzbinlerin ortaya koyduğu Yenikapı Deklarasyonu, Filistin ve Kudüs'ün Amerika-İsrail emperyalizmine bırakılmayacağı mesajını güçlü bir şekilde dünyaya vermiştir.
İsrail-Amerika, şiddeti ve emperyalizmi kutsallaştırarak bütün Ortadoğu'ya bir kan banyosu yaptırmaya ve bölgemizde kalıcı bir kaos durumu oluşturmaya çalışmaktadırlar. İsrail-Amerika emperyalizmine karşı Müslüman toplumlar, bütün çatışma konularını bir tarafa bırakarak İslam'ın temel değerleri olan Tevhit, hikmet, cehd, barış, adalet ve özgürlük değerleri etrafında bir araya gelmek için gerçek anlamda çaba sarf etmelidirler.