İsrail bir devlet değil, bir askeri üstür
İsrail’in
Kudüs ve Gazze’de Filistinli Müslümanlara yönelik katliam boyutundaki
saldırıları bir haftasını doldurdu. Şu ana kadar 200’ü aşkın Filistinli
Müslüman terör devlet İsrail’in bombalarıyla şehid düştü.
Geçtiğimiz
Çarşamba günü, dünya sessizce İsrail’in katliamını izliyor, demiştim.
Hayır,
Yanılmışım.
Dünya izlemekle yetinmedi.
Dünya,
İsrail’in Filistinliler tarafından katlediliyor, yalanını dile getirmeye
başladı.
Başta ABD,
İngiltere, Hollanda olmak üzere bütün hümanist ve demokrat maskeli devletler
İsrail’e destek verdi. Hatta bu ülkelerin gazetecileri İsrail tarafından
vurulduğu halde bu devletlerin resmi organları İsrail aleyhine bir tek açıklama
yapmadı.
Neden?
Önce
İsrail’in “nitelik” sorununu çözelim, sonra “neden?” sorusuna
cevap arayalım.
İsrail bir
devlet değildir.
Osmanlı
Devleti’nin yıkılmasından sonra Filistin toprakları elimizden çıkınca
İngilizler, Fransızlar ve ABD bu toprakları kendileri için en faydalı şekilde
değerlendirdiler.
Hani insanlar
bir tesis kurduklarında,
Ya da
ektikleri bostandan, diktikleri bağdan arzu ettiği kadar verim elde etmek
istiyorsa orayı muhafaza edecek bir bekçiye (bazen köpek de olabilir) nasıl
ihtiyaç duyuyorlar ise Avrupa ve Amerika da bu anlamda İsrail’e böyle ihtiyaç
duyuyorlar.
Batılı
devletlerin Ortadoğu ve İslam dünyası ile arasındaki mesafe uzak olunca İslam
dünyasına yakın, mümkünse hepsine eşit olmasa da eşite yakın mesafede bir üsse
ihtiyaç duydular.
İslam
dünyası derken bilhassa petro-dolar sahibi krallıklar, emirlikler, şeyhlikler
ve sadece adı cumhuriyet olan devletler ve jeopolitik öneme sahip olmaları
sebebiyle Batı için stratejik olan ülkeleri kastediyoruz.
Batılı
devletler, bu ülkelerde, kendileri için olumsuz gelişmeler baş gösterdiğinde, her
seferinde binlerce km yol kat ederek gelip buralara müdahale etmeninçok
külfetli, bazen de mümkün olamayacağını biliyor.
Bu sebeple
bu coğrafyanın merkezinde önemli bir üsse ihtiyaçları vardı. Böylelikle burada
bir müdahale ihtiyacı hasıl olur ise bunuen düşük maliyetle giderebilsinler.
İşte İsrail
tam da budur.
İsrail
devlet görünümlü bir üsstür, bir askeri üsstür.
Tabi, bu
İsrail’in sahipleri açısından böyledir.
İsrail için
ise hem bir vatana hem de “Tanrı Yehova/Yahve’nin Hz. İbrahim ile onun
soyundan gelenlere verilmesi va’d edilen topraklar”dedikleri bölgede bir
devlet kurmaları hayati derecede önemlidir.
Bu yüzden İsrail’i
askeri bir üs olarak tasarlayanların bu niyeti İsrail tarafından da bilindiği
için Batı’nın kendisinden vazgeçemeyeceğini ve dolayısıyla alanını genişletmek
için katliamlara girişmesi halinde ciddi bir tepkiyle karşılaşmayacağını
biliyor korsan devlet İsrail.
ABD bugüne
kadar İsrail aleyhine bir tek kararın çıkmasına izin verdi mi?
İngiltere,
Fransa, Hollanda, Almanya ve batılı diğer devletlerin İsrail’in zulmüne ses
çıkardıkları görülmüş müdür?
İsrail’in,
insanlık dışı katliamlarını sürdürmesinin nedeni budur.
Gerçekten de
İsrail’e “dur!” diyen yok.
Batılı bir
iki ülkenin yetkilileri ile Müslüman bazı ülkelerin yetkilileri dışında dünya
İsrail’den yana. Tercihleri böyle. Bu konuda haklı haksıza bakılmıyor: ABD kime
destek veriyorsa, İngiltere, Fransa, Almanya kimi destekliyorsa dünyanın geri
kalanı da onların desteklediklerini destekliyorlar.
Çin ile Rusya
var ile yok arasında bir yerde duruyorlar.
Bir tek
Türkiye var: çırpınan, bir şeyler yapmak isteyen, Müslüman devletleri harekete
geçirmek için çabalayan…
Cumhurbaşkanı
Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın günlerdir pek çok liderle Filistin’de yaşanan acıları
sona erdirmek ve Filistin’in İsrail tarafından işgal edilmesi meselesini çözmek
için çabaladığını görüyoruz. Takdire şayan bu çabaların gerekli karşılığı
bulması için batı vesayetinin kırılması gerekiyor ki bu devletler için asıl
sorun bu.
Daha dün Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu,
"Filistin içinbirlik ve kararlılığımızı gösterme vakti. Ümmet bizden
liderlik bekliyor. Türkiye gereken her adımı atmaya hazırdır" diyerek
Türkiye’nin sorumluluklarının müdriki olduğunu dile getirdi.
Türkiye
meseleyi geçiştirmiyor,
Türkiye
tarihine, değerlerine muvafık bir politika ile Filistin meselesini ele alıyor.