Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Şubat 2024

​İsrâ Sûresi'nden insanlığa oniki ödev- 2

30. Rabbin rızkı dilediğine bol bol verir de kısar da. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları görmektedir.

Allahü Teâlâ, elimizdeki herşeyin asıl sahibidir ve bunları O vermiştir. O, kiminin rızkını bollaştırır, kimininkini de kısar. O hüküm ve hikmet sahibidir.

31. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızın canına kıymayın! Biz onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.

Beşinci ödev: Çocukların hayatını korumaktır. İslam öncesindeki câhiliyet devrinde bazı insanlar geçim korkusuyla çocuklarını öldürüyorlardı. Maalesef günümüzde bile bazı insanlar, doğrudan vaya dolaylı olarak çocuklarını öldürmektedirler.

32. Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o hayâsızlıktır, çok kötü bir yoldur.

Altıncı ödev: Zinadan, fuhuştan kaçınmaktır. “Yaklaşmayın” emri; zinaya götürme tehlikesi bulunan tutum ve davranışlardan da uzak durmayı ifade eder. Çünkü zina, insanın temiz fıtratına ve akl-ı selime aykırı çok kötü bir iştir.

33. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. Bir kimse haksızlıkla öldürülürse velisine yetki verdik; ancak o da öldürme hususunda sınırı aşmasın; çünkü o, yeterince yardıma mazhar olmuştur.

Yedinci ödev: Adam öldürmemektir. Kaatile ölüm cezası uygulanması halinde velinin öldürmede aşırılığa gitmemesi istenmektedir. Buradaki aşırılık, iki şekilde açıklanmaktadır: a) Sadece ölüm cezası uygulanmalı; işkence etmemeli ve organları kesilmemeli. b) Kaatilden başkasına zarar verilmemelidir.

34. Rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, onun yararına olmadıkça el sürmeyin. Ahde vefa gösterin; çünkü ahid sorumluluk doğurur.

Sekizinci ödev: Yetim malı yememektir.

Dokuzuncu ödev: Verilen sözü tutmak yani ahde vefa göstermektir.

35. Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu hem daha iyidir hem de sonucu daha güzeldir.

Onuncu ödev: Ölçüyü ve tartıyı tam yapmaktır. Ölçü ve tartıyı tam yapmanın iyi olması; bunu yapanın gerek Allahü Teâlâ, gerekse insanlar katında sevilmesidir. Âkıbetinin güzel olması ise, dünyada kendisine yarar sağlaması, âhirette de sevap kazandırmasıdır.

36. Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.

Onbirinci ödev: Kişinin bilmediği bir şeyin peşine düşmemesi, bilgisiz hüküm vermemesidir. Bu âyet-i kerime ile insanın bilmediği bir konuda konuşması, hüküm vermesi, bilmediği tanımadığı kişiler hakkında ileri geri konuşması, daha özel olarak yalancı şahitlik yapması, iftira atması, kısaca bilgi sahibi olmadan tahmine göre herhangi biri için maddî veya mânevî zarara yol açacak şekilde konuşması ve hareket etmesi yasaklanmaktadır.

37. Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.

Onikinci ödev: Büyüklük taslamaktan sakınmaktır. Büyüklük taslamak kibirdir. Kibirlenmeyi kınayan çok sayıdaki âyet-i kerime, bunun zıddı olan tevazuun ahlâkî bir görev olduğunu gösterir. Zira büyüklük Allahü Teâlâya mahsustur. Şu halde insanın kendinde büyüklük görmesi her şeyden önce Allah’a karşı edepsizliktir. Bunun için pek çok âyet-i kerimede büyüklük taslayanlar ağır biçimde zemmedilmiş, şeytanın lanetlenmesinin asıl sebebinin de kibre kapılarak baş kaldırması olduğu bildirilmiştir.

İnsanın tevazu sahibi olabilmesi için düşünmesi lazımdır: İnsan, önce birşey yapamayan âciz bir bebek oldu. Şimdi de, her an hasta olmak ve ölmek korkusu içindedir. Nihayet ölecek, çürüyecek ve toprak olacaktır. Hayvanlara, böceklere gıda olacaktır. Sonra diriltilip kıyamet sıkıntılarını çekecektir. Bunu düşünen bir insan tekebbür etmez, tevazu gösterir. Gerçekten başkaları tarafından dünyaya getirilen, başkaları tarafından eğitilen ve nihayet hayatının kuralları, başkalarınca belirlenen bir kişiye kibir yakışmaz; sadece ve sadece tevazu yakışır. Ne zaman dünyaya geleceği ve ne zaman dünyadan çıkacağı kendi elinde olmayan âciz bir insan, tevazu göstermeyecek de kim gösterecek?

38. Bütün bunların kötülüğü, Rabbinin katında istenmeyen şeyler olmasıdır.

39. İşte bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdir. Allah’tan başka tanrı tanıma; sonra kınanmış ve kovulmuş olarak cehenneme atılırsın.” (İsrâ 22-39)