Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2965.38
BIST 100
9652.1
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ekim 2020

İsmini taşımak veya taşıyamamak

İnsan ismini taşıyabilir. İsmi sevilerek konmuştur. Cismine, ruhuna duyulan sevgiden. Bir umut ifadesi, bir temennidir aynı zamanda. Yepyeni insan büyüdükçe, eskidikçe o ismin anlamını yaşatacaktır kendi hayatı, hareketi, emeğiyle… İsim anlamlılığın, amaçlılığın da bir ifadesidir o halde.

Kendisinden önce ve yanı sıra gelen, hayatına eşlik ediyor olan yakınları, minik ardıllarına koca bir ufuk çizmek istemiş olabilirler. O da sever sonradan. Benimser. Evvelden sevme imkânı olmayışından büyük ihtimal. Elden ne gelir… İşte kaderini beğenip-beğenmeme (rıza gösterme işi) ilkin ismi üzerinden deneyimlenir.

İnsanın var oluş aşamasında katkısı olan vesileler ekibinin o kadar hakkı olsun artık. Anne- baba olmak bırakalım böyle bir hakkı, böyle bir yetkiyi de veriyor vermesine de çoğunlukla dedeler ve nineler bu hakkı onların ellerinden alabiliyor. Diğer toplumlarda nasıl gerçekleştiği bir yana bizim toplumumuzda yakın zamana kadar özellikle babanın ebeveyni isim hak ve yetkisini kendilerinde bulurlardı öyle ya…

İnsanın kendisi için en önemli varlık ifadesi olan ismini kendisinin seçemiyor oluşu, güce giden bir konu gibi duruyor. Fakat ne kökleri, ne dalları, tohumdan çiçeğe yürürken bir ağaca tanıklık etmemiş, üstelik kendisi de henüz olmayan, var olduğunda da senelerce varlık bilincine ermeyen bir meyvenin kendini tanımlaması zaten imkansız.

İsmimiz bizi bir yerlere, anlamına taşıyabilir. Ama nasıl? Etkileniriz. Hele hikayesi varsa. Mesela defalarca sorduğumda sülalade çok sevilen bir Ayşe haladan bahsediliyor. Söz konusu hala sağlam kişiliği ile herkesi etkilemişe benziyor. Herkesin sevgisini, saygısını kazanmış görünüyor. Ayrıca Aişe’nin kim olduğunu bilmeyen mi var?! Olsa olsa bilmezden gelen vardır. Büyük isim. İnsandan büyük emek istiyor. Liyakatin zor elde edileceği bir yüksek mananın baskısı altına alıyor. Çoğu güzel isim böyle bir etki altında insanları sessiz bir yarışa sokuyor. Eğer bir uyum yakalanırsa insan ismine layık olmaya, ismi altında daha önceden yaşamış büyük karakterlere benzemeye çalışıyor. Gücü ne kadarına yeterse…

Bir isim altında evvelce yaşamış yüksek bir kişilik o isim için ölçü oluyor. O ismin başka bir anlamı varsa bile o anlamı en iyi yaşatmış biri olarak o ismin anlamını oluşturuyor.

İnsan ismine sığabilir. Sığınabilir. İsmi ona yetebilir. O ismiyle yetinebilir. Veya isminin içini dolduramayabilir. Doldurmak için çaba harcamayabilir.

İsmini taşıyamaz. Yani taşımak istemez. İsminden yayılan anlamı kişiliğinde yansıtmaz. Tam zıddı bir anlamda yaşayabilir. O esnada o insanın yaşamından yayılan anlamın karşılığındaki kelime ne ise o kelime o kişinin ismidir. Nüfusta yazılan, önceden konulan değildir. Bu olumlu ya da olumsuz şekillerde gerçekleşebilir.

İnsan isminden taşabilir. İsmine sığamayabilir. İsmi ona dar gelebilir ve o ismin içinde hayatını oynayamayabilir. Hepsi mümkün.

İşte bu yüzden isimden ayrı konulan pek çok ek-yan isimler vardır. Göbek adı, lakap, müstear, mahlas, rumuz, kullanıcı adı, nickname vesairelerle varlığını farklı kelimeler altında ifade edebilir.

Bunlara da gelecek Salı değinelim.

İsmimize taşınıp yerleşmek, ismimizi taşımak veya ismimizden taşmak…

Hepsi biz insanlar için…