İsmi bile güzel: Barış Pınarı Harekâtı
Hareketlerin önemi büyük olduğu gibi isimleri de önemlidir. Biz tarih boyunca, başarılı hareketler yaptık ve hepsine de güzel isimlerde koyduk... Zaten imanlı ve kahraman orduların her şeyi güzel olur. İşte şimdi de Suriye mazlumlarının dört gözle beklediği Barış Pınarı Harekâtı Fetih Sureleri ile başladı…
Otobüste her birinin yüzünde korku ve endişe olmayan Kahraman Mehmetçiklerimiz, Kur’an ayetlerini ruhlarına takarak, pırıl pırıl yüzlerle gidiyorlar... Onlarca yıl ellerimize tutuşturulan şarjörlerde bizi kahpe haçlılardan ayırt etmeyecek, ortaya farklılık koymayacak mermiler vardı, mühimmat vardı... O bozuk mühimmat ve kör kurşunlar atıldı, direk zalimi ve İslam düşmanı haçlıyı bulacak, dur diyecek mermilere, mühimmata sahibi olduk… O bozuk mühimmat ve çöplük mermiler yerine; yeni ve tam biz olan, ecdadımız ve haklı davamız olanlar, değerlerimiz şarjörlere dolduruldu… Zalimi vuran, sınırını aşanı, ahlaksızı, alçağı ve Ortadoğu’da ezanları susturup, katil ve korsan devlet İsrail’in çirkin sesini duyulur hale getirmek isteyenleri bulup yok edecek mermiler, toplar…
Asırlarca ezan ve sünnet-i seniyyenin ihyası için kellesini ortaya koyan, başı iman dolu Mehmetçiğimiz, tamda dedelerinin şanına ve mirasına layık şekilde harekete çıkıyorlar; dillerde Kur’an, gözlerde şahadet mertebesi, aldığı kararda ise yeniden gülmesi gereken Suriye’nin hayatta kalmış Aylan bebekleri, çocukları…
Mehmetçiğin hedefi: Fırat'ın doğusunda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu Barış Pınarı ile yıkayıp, temizleyip, küfre hizmet edecek koridor değil, Suriyeli analara ve çocuklarına nefes aldıracak ve bizim sınırlarımızı da güvende tutacak aydınlık bir koridor sağlamaktır. Ağızları haçlı zihniyeti ile yalanlara alışmış olanlar, yine bu hareketi “savaş” iftirası ile gölgelendirmeye çalışıyorlar ama bu iftiraya sadece kendileri inanıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, bu hareketle, terör örgütünü yok etmek ve Fırat’ın doğusunu gerçek sahipleri olan masum Suriyelilere teslim etmek istiyor. Devletimiz bunu yapmak istiyor da, bizdeki kimliği henüz oturmamışlar, Suriye’de ne işimiz var diye yere gelen kısımlarını yırtıyorlar…
Asıl bilmem nerelerden gelerek sadece kan ve gözyaşı dökenlere: Sizin buralarda ne işiniz var? Demeye tırsanlara yazıklar olsun! Bizim Ortadoğu batağında ne işimiz var diyenlere yuh olsun! Bu kişiliksiz ve kimliksizlerin istediği; komşu cayır cayır yansız bize ne, yangın bizi ilgilendirmez! Azıcık ayık kafa ile düşünseler, bir yerde çıkan yangın kaç komşuyu alevlere teslim ederek yok etmiştir... Ama yok, hiç ayık kafa düşünemiyorlar ki; şişe olmasa en azından zındık heriflerin üfürüğüne maruz kalarak, yine şuur sarhoşu oluyorlar… Düşünmekte, vatan için ölmekte, yine bu toprakların kimliği mevcut çocuklarına düşüyor… Kimliksizler ne için ölecek? Neyi endişe edecek? Bayrak nedir, vatan nedir bilmezler ki! Ölseler de kendi ihtirasları uğrunda ölürler… Evet, Ezan ve bayrak için ölmek, böyle bir duruma canıyla ruhuyla destek vermek, kimlik gerektirir, aidiyet gerektirir ne keçi nede koyun olamamış Allah’ın cezaları bu ülküyü bilemezler!
Devletimiz, Güneyimizde oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu dağıtmak için başlattığı Barış Pınarı Harekâtı’nın ikinci gününde, Tabatin ve Al-Mushrifah köylerini hürriyetine kavuşturdu ve Tel Abyad-Resulayn arasındaki Tel Erkam köyüne yakın yolu başarıyla kontrol altına aldı. Harekâta katılan tüm Güvenlik Güçlerimizi Yüce Mevla’mıza emanet ediyoruz. Yüce Rab’imiz Her türlü hainlikten hıfz edecektir… İnşallah tek bir sivilin tırnağına zarar vermeden PKK itlerinin hepsini leş haline getirerek, vatanımıza geri dönerler... Bu Barış Pınarı Hareketinin sonuna kadar yanındayız ve dualarımız hiç eksik olmayacak. O Kur’an okuyarak yola çıkan askerlerimizin ellerinden, alınlarından öperiz... Şükürler olsun; Allah’ın askerleri iş başında…