İsmet Uçma'nın Ardından
İsmet abi ile tanışmamız 2000’li yılların başlarına tevafuk eder. Kendisiyle yolumuz ilk kitaplarımı yayınlatmak umuduyla harekete geçtiğim günlerde kesişti. O zamanlar İşaret Yayınları ve yazıhanesi İnkılap kitabevinin üstündeki handa bulunuyordu. İsmet abi İşaret-Şehir yayınları markasıyla dini ilimlerden siyasete, kültür tarihinden edebiyata kadar pek çok sahada eserin yayın hayatımıza kazandırılması için canhıraş mücadele veriyordu.
İsmet abinin muhafazakâr-İslami
kesimde, dönemin tanınan bütün simaları ile dostluğu ya da arkadaşlığı vardı.
Davut Dursun, Bilal Eryılmaz, Yalçın Akdoğan, Kenan Çamurcu, Ahmet Ertürk gibi
isimlerin kitapları İsmet Abi’nin gayretleriyle yayın hayatına girmiştir.
Rahmetli Ahmet Kekeç, şimdi Yalova Üniversitesinde akademisyen olan Yasin Beyaz
gibi isimler İsmet Abinin yayınevinden yetişmiş, kamuoyuna mal olmuş
isimlerdir.
İşaret Yayınlarının bir diğer
önemli hizmeti ise büyük bir Kur’an kitaplığı oluşturmuş bulunmasıdır. Örneğin
Muhammed Esed’i Türkiye’ye merhum İsmet Uçma tanıtmıştır. Yine Mukâtil Bin
Süleyman’ın tefsirini de İsmet abi yayınlayarak inanç ve kültür dünyamıza değerli
katkılar sunmuştur. 90’lı yıllarda Üsküdar’da çeşitli mahfillerde tefsir
dersleri veren İsmet Abi, Kur’an’a hizmet etmiş bir şahsiyetti. Her ne kadar o
yıllarda yakından tanışma fırsatımız olmadıysa da daha sonraki bir araya
gelişlerimizde kendisinden ilmi, kültürel ve insani anlamda istifade ettiğimiz
bir hakikattir.
İsmet abi kibar, görgülü, nezaket
sahibi bir insandı. Anlatmaktan çok dinlemeyi seven bir entelektüeldi. İşaret
Yayınlarındaki odasında kendisiyle pek çok konuda istişare etme imkânı
bulmuştuk. Ayrıca haftanın muayyen günlerinde yayınevinin ağır toplarından
Ertuğrul Özalp beyle ve diğer dostlarla yayınevinde yapılan sohbetler İşaret
Yayınlarına bir sivil okul hüviyeti kazandırmıştır. Diğer taraftan Sabahaddin Zaim
hocanın külliyatını, Süheyl Ünver’in çalışmalarını da yayınlayarak İsmet Abi
kültür dünyamıza çok şey kazandırmıştır. Bence Türkiye’de Süheyl Ünver, İsmet
Uçma sayesinde daha tanınır ve bilinir hale gelmiştir.
Ankara’da görev yaptığım dönemde
TBMM’ye çok rahat girip çıkabilen birisiydim. İsmet Abi ise AK Parti İstanbul
milletvekili olarak TBMM çatısı altında siyasi çalışmalarını yürütüyordu.
Çeşitli komisyonlarda da görevleri vardı. O yıllarda ara sıra TBMM’deki ofisine
uğrayıp ara sıra da olsa sohbet etmişliğimiz vardır. Ayrıca TBMM genel
kurulunun olduğu günlerde iktidar kulisinin arkasında bulunan bahçede, sigara
içilebilen bir kapalı kamelya vardır. Çoğu zaman İsmet abiyle orada da selamlaşır,
etrafına toplamış olduğu insanlarla yaptığı sohbetlere iştirak ederdim. Orada
gördüm ki İsmet Abinin AK Parti içinde bir özgül ağırlığı vardı. Sözü dinlenen
bir siyasetçiydi.
Üsküdar Yalı Kıraathanesinin
bahçesine uğradığı zamanlarda ise muhakkak selamlaşır, kısa da olsa sohbet
ederdik. Yalı Kıraathanesi pek çok farklı görüşten ve meşrepten insanın
uğradığı, çay ve kahve eşliğinde günün yorgunluğunu attığı, pek çok insanın
birbiriyle tanışıp kaynaşmasına vesile olmuş bir mekandır. İsmet Abi de ara ara
oraya uğrar birkaç bardak çayını içer, sigarasını tüttürür dostlarıyla sohbet
eder ve vakti gelince mekândan ayrılırdı. Orada zaman zaman İsmet Abinin
hoşgörü sınırlarını zorlayan ve kendisine sert eleştiriler getiren kimselere
dahi kırıcı olmadığını, bu eleştirileri büyük bir nezaketle dinlediğine şahit
olmuşumdur. Bence İsmet Abinin en büyük vasfı nezaketi, beyefendiliği ve
dinlemeyi/dertleşmeyi bilen tutumuydu. Evet kimilerine göre milletvekili olduğu
dönemde kendisinden istirham edilen bazı konularda yardımcı olmadığı ya da olamadığı
yönünde eleştiriler de almıştır. Ancak ne olursa olsun ölülerinizi hayırla yad
ediniz emrince biz yine de kaybettiğimiz dostlarımız hakkında hayırlı
şehadetlerde bulunmak, onların hayırlı ve iyi yönlerini konuşmak durumundayız. Cemiyet
hayatı içerisinde önemli mevkiler kazanmış insanlardan çok şey beklenir, herkes
birtakım taleplerde bulunur. Ancak bu taleplerin yerine getirilmesi bazen
mümkün olmayabilir. Sanırım bu durumu da anlayışla karşılamak gerekir. Kendi
adıma İsmet Abiye müteşekkir olduğum husus genç yaşlarda kaleme aldığım üç
çalışmamın yayın hayatına kazandırılmasıdır. Bu anlamda kendisinin desteğini
gördüm ve Şehir Yayınları’ndan çıkan kitaplarım dünyanın farklı ülkelerindeki
üniversite ve kamu kütüphanelerine ulaştı. Pek çok akademisyen ve yazar
çalışmalarımızı referans göstererek ilim dünyasına değerli katkılar sundular. Bu
vesileyle Allah İsmet Abiye rahmet eylesin. Çocuklarına, ailesine ve yakın
çalışma arkadaşlarına sabr-ı cemil niyâz ediyorum. Allah seyyiatını hasenata
tebdil eyleyerek rahmetini esirgemesin. Yaptığı değerli işler sâlih amel olarak
ahirette yüzünü güldürsün. İnşallah bizler de öteki aleme irtihal ettiğimizde
arkamızdan hayırla yad edecek dostlar biriktirmeye muvaffak oluruz. Hayırla yad
edelim, hayırla yad edilelim.