İşler çığrından mı çıktı?
Hep diyorum. Türkiye'nin dış ve iç politikadaki bazı atakları birilerinin kulağına kar suyu kaçırdı.
Şemdinli'den Foça'ya, Amerika'dan Asya'ya, Doğu'dan Batı'ya birileri fena pirelendi.
İşin çivisinin çıktığı, yorum ve analizlerin tıkanma noktasına geldiği bir konjönktörde, fena bir panik halindeymişiz gibi hissetmemizi isteyenler var.
***
F4 uçağımızın düşmesinin ardından Suriyeliler tarafından yapılan "Biz düşürdük" iddiasını ve Şemdinli ile Foça'daki eylemleri uluslarası arka planıyla ele almak zorundayız.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken CHP'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu hedef alan açıklamaları ve Şemdinli'yle ilgili olarak yine CHP'nin yaptığı "Meclis acilen toplansın" talebininin de tüm yaşananlarla birlikte okunması gerekiyor. CHP'nin talebine şimdilik BDP'den başka olumlu yanıt veren yok.
Bunların akabinde PKK CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün'ü kaçırdı. Aygün'ün derhal serbest kalmasını temenni ediyoruz.
***
Türkiye'nin "tekinsiz" bir yer olduğuna ve aynen Suriye gibi "iç savaş"ın yaşandığına yönelik uluslar arası bir kamuoyu oluşturma çabaları var.
Daha düne kadar "ulusalcı" takılan bazı isimlerin aniden "Kürt sevdalısı" kesilerek, yazdıkları yazıların satır aralarında "Şemdinli bir türlü Halep gibi dünya medyasında yer bulamadı" serzenişinde bulunmaları manidar(!)
***
PKK'nın tepe noktasındaki bazı isimlerin "Savaşımız AK Parti ile. Onlar iktidardan gidene dek savaş konseptinden çıkmayız" minvalli açıklamalarını hatırlayalım.
Sözde sisteme yönelik devrimci kalkışma içindeki hangi örgüt, mücadelesini siyasal bir partiyi öne alarak verir? Her şeyi apaçık anlatan bir açıklama değil midir bu?
AK Parti'nin iktidardan gitmesini en büyük görev belleyen örgütün hedefilerinin, bu denli lokalizasyona uğraması sizde de soru işaretleri uyandırmıyor mu?
"Kimlik ve hak" mücadelesinin aniden "kan davası" gibi feodal bir mücadeleye dönüşmesindaki paradoks, en azından bu "örgütlü mücadele"nin sempatizanları tarafından fark edilmiyor mu?
***
Evet işlerin gerçekten çığrından çıktığı bir noktaya doğru hızla ilerletildiğine tanıklık ediyoruz maalesef!
Tamam TRT Şeş, Açılım ve seçmeli ders gibi devrim niteliğinde olan ancak PKK ve BDP çevrelerince burun kıvrılan gelişmeleri bir kenara bırakalım.
Ancak daha düne kadar kimsenin hayalinden bile geçiremeyeceği Oslo gibi cesur müzakere girişimlerine, bugüne kadar hiçbir iktidarın aklından bile geçiremediği gerçeğini unutmayalım.
***
Kimsenin kimseye üst perdeden bakarak lütuf ihsan etmiş gibi "Bu kadar hak verdik daha ne istiyorsunuz?" basiretsizliğine kapılmamsı gerek. Bu Allah'ın verdiği hakları elinden alıp sonra azıcık azıcık bunları geri verenlere özgü üstenci ve jakoben bir dildir.
Ama "hak-hukuk" dedikten sonra "kan davası" retoriğiyle işi çapulculuğa vuranların rol aldıkları uluslar arası tezgahlardaki görevleriyle ilgili de en azından bir sorgulamaya girişmesini bekliyoruz.
"AK Parti iktidarıyla bİrlikte Kürt sorun unda işler çığrından çıktı" algısı yaratarak bu toplumu cendereye almak isteyenlerden biz de Allah'a sığınıyoruzu2026
