İSLAMO FAŞİZM MİTİ, EMPERYALİST FAŞİZM GERÇEĞİ
İslam dünyası üzerinde sürekli olarak egemenlik ve dizayn hesapları ve planları yapılmaktadır. Müslüman ülkelerin sonsuza kadar sömürülmesi için savaş, soykırım ve şiddet dahil her türlü kirli ve kanlı oyun sahneye konulmaktadır. Müslümanların kıyımı, sefaleti ve tutsaklığı üzerinden sömürgeciler semirilmekte, beslenmekte ve azgınlaşmaktadır.
Müslüman toplumlar için en önemli sorun emperyalizm sorunudur. Emperyalizm olgusunun farkına sahici anlamda varılmadığı sürece, Müslümanların bireysel, sosyal, kültürel, teolojik, ekonomik, entelektüel, eğitimsel, diplomatik ve hukuksal alanlarda gerçek anlamda bir ihyayı ve inşayı gerçekleştirmeleri mümkün değildir.
Sömürgecilik veya emperyalizm, yüz yıl öncesinde veya soğuk savaş dönemine ait kötü bir tecrübe değildir. Sömürgecilik ve emperyalizm, Müslüman toplumlarda her alanda kendisini üreten dinamik ve karanlık süreçler ve olgular bütünüdür. Emperyalizm, kanser gibi, Müslüman toplumların kılcal damarlarına kadar kuşatmış durumdadır.
Emperyalizmin Müslüman toplumların özgürleşmesi, demokratikleşmesi ve hukuk devletinin kurulması gibi bir sorunu yoktur. Emperyalizm için asıl olan Müslüman toplumların çatışması, yıkılması, diktatörlükler tarafından ezilmesi ve zulüm devletlerinin baki kalmasıdır. İslam ülkelerinde demokrasi, hukuk ve özgürlüğün kurulamamasının önündeki en temel engel Amerika ve Avrupa tarafından sürdürülen emperyalizmdir.
Batı, İslam ülkelerinde sürdürdüğü emperyalizmini sürdürmek, kirli ve karanlık yüzünü saklamak için sürekli olarak hayali tehlikeler ve tehditler icat etmektedir. Batıda iki binli yıllardan itibaren İslamofaşizm ve Müslüman terörizmi şeklinde kurgular uydurulmuştur. İslam'ı İkinci Dünya Savaşı öncesinin faşizm tehlikesiyle mukayese eden emperyalist sistem, modern medeniyetin bir bütün olarak siyasal İslam faşizmi tarafından kuşatıldığını ve tehdit edildiği propagandasını sistematik bir şekilde yapmaktadır.
İslamofaşizm kurgusunun propagandası en çok Türkiye'ye karşı yapılmaktadır. Türkiye'nin Ak Parti tarafından diktatörlüğe götürüldüğü ve tek adam rejiminin kurulduğu şeklindeki söylemler, İslamofaşizm ideologları tarafından sürekli olarak gündemde tutulmaktadır.
Müslüman sosyal ve siyasal hareketlerin liderleri, Hitler ve Goebbels gibi Nazi liderleriyle karşılaştırılmaktadır. Mursi ve Erdoğan'a, İslamofaşist liderler denilerek dünyada haklarında olumsuz bir kamuoyu oluşturulmaktadır. İslamofaşist suçlamalarıyla, Müslüman hareketler dünyadan soyutlanmak istenmektedir. İslamofaşizm, İslam ve Müslümanları dünyadan ve insanlıktan koparmayı amaçlayan emperyalist bir kurgudur.
Türkiye'de iktidarı ve devleti eskiden olduğu gibi tekrar kontrol etmek isteyenler, Batıdaki İslamofobi korkusunu harekete geçirmek için Siyasal İslam faşizminin ülkeyi otoriteryanizme ve diktatörlüğe götürdüğü söylemini içte ve dışta tekrar etmektedirler. Aslında Ak Parti iş başına geldiği andan itibaren Ak Partinin İslamofaşist bir darbeyi adım adım gerçekleştirmenin peşinde olduğu hep söylenmektedir. Saray diktası ve darbesi söylemleri, emperyalist faşizmin kurgusu olan İslamofaşizmin günümüzdeki propagandasından başka bir şey değildir. İslamofaşist veya siyasal İslamcı faşist darbesi korkuları pompalanarak asıl yapılmak istenen, topluma ve hükümete darbe yapmaktır. Ortada siyasal İslamcı darbe girişimi yoktur, ama İslamofaşizme karşı olma adı altında emperyalist faşist darbe mekaniği işletilmektedir. İslamofaşizm, İslam ve Müslüman toplumlara kurulan bir kumpastır.
Emperyalist faşistler, dünyada İslamofaşizm kurgusunu propaganda ederek İslamofobinin yoğun bir şekilde yaygınlaştırılmasına çalışmaktadırlar. İslamofaşizm, İslamofobi şeklindeki İslam ve Müslüman düşmanlığının ideolojisidir. İslamofaşizm ve İslamofobi birbirinden ayrılmayan kurgulardır. Emperyalist faşistler İslamofobi diye bir şeyin olmadığını, Türkiye ve Mısır gibi ülkelerde asıl tehlikenin İslamofaşizm olduğu propagandasını ısrarla yapmaktadırlar.
İslamofaşizm denilen emperyalist kurgunun asli hedefi, İslam'ı insanlık için ahlak, manevi, sosyal ve zihinsel açılardan fıtri yol olmaktan çıkarmaktır. Emperyalizm, İslam'ı bir şiddet, radikalizm ve faşizme indirgemenin yollarını aramaktadır. İslam, faşizmi, radikalizmi ve şiddeti reddeden fıtrat dinidir. Her şeyden önemlisi İslam, emperyalizmi reddeden bir dindir. Emperyalizmin, İslam'ı faşizmle tanımlama ve bir araya getirme imtiyazı ve hakkı yoktur. Dünyada İslamofaşizm şeklinde gerçek bir tehlike ve tehdit yoktur. Dünya ve insanlık, emperyalist faşizm tehlikesini ve tehdidini yakıcı bir şekilde yaşamaktadır. Suriye ve Irak, emperyalist faşizmin neden olduğu büyük insani facialardır.
İslamofaşizm ve siyasal İslam faşizmi darbeciliği şeklindeki kurgular, özgürlük ve hukukun arkasına saklanarak gerçek yüzlerini saklamaktadırlar. Emperyalist faşizmin, İslam ülkelerinde hiç istemediği şey demokrasi, hukuk, refah ve özgürlüğün gerçekleşmesidir. Emperyalist faşizm, Müslüman toplumları, İslam ile karşı karşıya getirerek onların savaş ve şiddet içinde yok olmalarını istemektedir. İslamofaşizm, İslam'a ve Müslümanlara karşı kurulan kirli, karanlık ve kanlı bir komplodur. Müslümanların, İslamofaşizmin ürettiği mitlere itibar etmeyerek, emperyalist faşizmin kuşatmasından kurtulmak için yeni bir bilinç yenilenmesine ihtiyaçları vardır.