Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Eylül 2022

İslamiyette Mîras Hukuku

İslam Mîras Hukuku kadın erkek, genç yaşlı, karı koca, ana baba çocuklar, ana veya ana baba bir kardeşleri pay sahibi kılan mucizevî bir sistemdir.

Bütün varlıkların yaratıcısı olan yüce Allah, biz insanların da hâlıkıdır. O bizi insan olarak erkek ve kadın şeklinde en güzel kıvamda yaratmıştır. Biz insanları, verdiği nimetler ve sonuncusu Hz. Muhammed olan peygamberleri aracılığı ile koyduğu yasalarla denemeyi dilemiştir.

Kulluk denemesine tabi tutulduğumuz ve uygulayıp uygulamadığımızdan ötürü sorgulanıp ceza veya mükâfat göreceğimiz bir yasalar dizisi de İslam Mîras Hukuku’dur.

Biz insanlara pek merhametli olan Rabbimiz, insanlığa son ilahi mesajlarını içeren ve Hz. Muhammed ile tebliği edilen Kur’an’la bizzat koyduğu İslam Mîras Hukuku adalet ve merhamet yüklüdür. İnsanlığın doğasıyla ve toplumsal ihtiyaçları ile uyumludur.

İslam Mîras Hukuku’nun Özellikleri…

Bu Kur’ân merkezli mîras sistemi vaz edildiği dönemden beri yani on dört asırdır yazılı yasalar bütünü olarak uygulanmış olup bundan sonra da uygulanacaktır.

İslam Mîras Hukuku kadın erkek, genç yaşlı, karı koca, ana baba çocuklar, ana veya ana baba bir kardeşleri pay sahibi kılan mucizevî bir sistemdir. Ancak bu sistem, gereğince İslam Hayat Düzeni’nin bir parçası olarak ele alındığında kavranabilir.

İslam MÎras Hukuku’nda varisleri ve paylarını belirleyen Allah’tır. Hiç kimse veya toplum düzeni varisleri artıramaz ve eksiltemez.

Yüce Allah, varislerin alacağı payları örneğin 1/2, 1/3, 1/4, 1/6 ve 1/8, 2/3 şeklinde belirlemiştir.

Allah’ın belirlediği varislerin ve oranların dışına çıkılamaz. Varisler mîrastan düşürülerek; mal örneğin istenilen kişilere, hayvanlara ve hatta hayır kurumlarına bile bırakılamaz. Bu sistemde meselâ cenin de pay sahibidir ama İslam’ın onaylamadığı evlatlığa mirastan pay verilmemiştir.

Yaşadığımız dönem dahil, insanlık tarihi boyunca inançları ne olursa olsun erkekler ailede ve toplum yönetiminde önde olmuştur. Bu durum yaratılış düzenimizin doğal bir uzantısı olup aklın ve düşüncenin duyguya üstünlüğünü gösterir. İslam miras sisteminde malların yaklaşık üçte ikisinin erkeklere ve üçte birinin de kadınların yönetimine verilmesi fıtrat doğrultusunda akıl ve düşüncenin kadının temsil ettiği duyguya tercihi olarak da değerlendirilebilir. İslam miras sisteminde fıtrat temelli bu ayırım geçerli olmakla birlikte erkeğe yüklenen görevler kadınları fiilen taşınır ve taşınmaz malların üçte ikisinden yararlandırmaktadır.

Bölüşümde Öncelik

İslam miras sisteminde ölenin bıraktığı mallardan, önce yazıya dayalı belgeli borçlar ödenir. Ardından -varsa- miras üçte birle sınırlandırılarak vasiyet yerine getirilir. Daha sonra da birbirleriyle evlilik akdi yoluyla bağlı olan eşlerin payı çıkarılır. (Nisa 4/33) Kalan mallar ise Allah’ın belirlediği paylara dağıtılır.

İslam, adaletin yanında erdemlere de ağırlık verdiği ve amaç kıldığı için malların varislere dağıtımı sırasında dağıtımdan haberdar olan ve olabilecek olan akrabaya, yetimlere yoksullara da örneğin hediye türünden bağış yapılır ve güzel sözlerle kalpleri kazanılır.

Bunun amacı sahip olunacak mirastan verilerek malı mülkiyet düşmanlığından korumak ve tedavüle sokarak artmasına zemin oluşturmak olsa gerektir. (Nisa 4/8)

Kocası ölen kadın, yeni bir evlilik için Rabbimizin belirlediği dört ay on günlük iddet süresini koca evinde bekler, bu sürenin bir yıla çıkarılmasının koca tarafından varislere tavsiye edilmesi de Rabbimizin öğüdüdür. (Bakara 2/240)

Hakları Çiğneyici Laik Düzenimiz

Cumhuriyetle birlikte oluşturulan jakoben (dışlayıcı ötekileştirici ve hakları zalimce çiğneyici) laik düzen, İslam Miras Sistemi ile birlikte İslam’ı bütünüyle dışladığı ve hukuk düzeni ile seküler hayatı zorla dayattığı ve biz sözde Müslümanlar da yapılanlara fiilen onay verdiğimiz için İslam Mîras Hukuku yürürlükten düşürüldü.

Osmanlı Devletinde azınlığı oluşturan gayr-ı müslimlere bile tanınan mîras sistemlerini uygulama hakkı Müslümanlara verilmedi ve batıdan tercüme yasalar zorla dayatıldı ise de tarafımızdan da benimsendi.

Yapılabilen tek eleştiri kız çocuklarının erkek çocuklara ve kadın eşlerin de erkek eşlere nispetle yarı hisse almasıdır. Laik pencereden bakılınca eşitsizlik olarak görülebilecek bu durum aslında İslam’ın bütünü içinde kadınların aleyhine değil bilakis lehinedir. Çünkü İslam doğal ve aklîdir.

İslam Miras Hukuku’na getirilen eleştiriler cehalete dayanmıyorsa gavurluğun ürünüdür. Çünkü analara ve babalara miras verilmesi insan doğası ve müşterek aklın bir gereği olmasına rağmen örneğin ülkemiz miras siteminde onlara miras verilmemesi eleştirilmemektedir.

Pandemi döneminde yaşlılarını ölüme terk edebilen batılıların onlara mirastan pay vermemesi anlaşılabilir ama bizim insanımıza ne oldu da bu derece insanlık çizgisini yitirebildik.

Bu sebeple biz önce İslam Miras Sistemi’nde kadınlarımıza ayrılan paylara değinecek, sonra da erkeklere verilen payları ve sebeplerini açıklamaya çalışacağız.

Devam edecek.