İslamiyette Mîras Hukuku
İslam Mîras Hukuku kadın erkek, genç yaşlı, karı koca, ana baba çocuklar, ana veya ana baba bir kardeşleri pay sahibi kılan mucizevî bir sistemdir.
Bütün varlıkların yaratıcısı olan yüce Allah, biz insanların
da hâlıkıdır. O bizi insan olarak erkek ve kadın şeklinde en güzel kıvamda
yaratmıştır. Biz insanları, verdiği nimetler ve sonuncusu Hz. Muhammed olan
peygamberleri aracılığı ile koyduğu yasalarla denemeyi dilemiştir.
Kulluk denemesine tabi tutulduğumuz ve uygulayıp
uygulamadığımızdan ötürü sorgulanıp ceza veya mükâfat göreceğimiz bir yasalar
dizisi de İslam Mîras Hukuku’dur.
Biz insanlara pek merhametli olan Rabbimiz, insanlığa son
ilahi mesajlarını içeren ve Hz. Muhammed ile tebliği edilen Kur’an’la bizzat koyduğu
İslam Mîras Hukuku adalet ve merhamet yüklüdür. İnsanlığın doğasıyla ve
toplumsal ihtiyaçları ile uyumludur.
İslam Mîras
Hukuku’nun Özellikleri…
Bu Kur’ân merkezli mîras sistemi vaz edildiği dönemden beri
yani on dört asırdır yazılı yasalar bütünü olarak uygulanmış olup bundan sonra
da uygulanacaktır.
İslam Mîras Hukuku kadın erkek, genç yaşlı, karı koca, ana
baba çocuklar, ana veya ana baba bir kardeşleri pay sahibi kılan mucizevî bir
sistemdir. Ancak bu sistem, gereğince İslam Hayat Düzeni’nin bir parçası olarak
ele alındığında kavranabilir.
İslam MÎras Hukuku’nda varisleri ve paylarını belirleyen
Allah’tır. Hiç kimse veya toplum düzeni varisleri artıramaz ve eksiltemez.
Yüce Allah,
varislerin alacağı payları örneğin 1/2, 1/3, 1/4, 1/6 ve 1/8, 2/3 şeklinde
belirlemiştir.
Allah’ın belirlediği varislerin ve oranların dışına
çıkılamaz. Varisler mîrastan düşürülerek; mal örneğin istenilen kişilere,
hayvanlara ve hatta hayır kurumlarına bile bırakılamaz. Bu sistemde meselâ
cenin de pay sahibidir ama İslam’ın onaylamadığı evlatlığa mirastan pay
verilmemiştir.
Yaşadığımız dönem dahil, insanlık tarihi boyunca inançları
ne olursa olsun erkekler ailede ve toplum yönetiminde önde olmuştur. Bu durum
yaratılış düzenimizin doğal bir uzantısı olup aklın ve düşüncenin duyguya
üstünlüğünü gösterir. İslam miras sisteminde malların yaklaşık üçte ikisinin
erkeklere ve üçte birinin de kadınların yönetimine verilmesi fıtrat
doğrultusunda akıl ve düşüncenin kadının temsil ettiği duyguya tercihi olarak
da değerlendirilebilir. İslam miras sisteminde fıtrat temelli bu ayırım geçerli
olmakla birlikte erkeğe yüklenen görevler kadınları fiilen taşınır ve taşınmaz
malların üçte ikisinden yararlandırmaktadır.
Bölüşümde Öncelik
İslam miras sisteminde ölenin bıraktığı mallardan, önce
yazıya dayalı belgeli borçlar ödenir. Ardından -varsa- miras üçte birle
sınırlandırılarak vasiyet yerine getirilir. Daha sonra da birbirleriyle evlilik
akdi yoluyla bağlı olan eşlerin payı çıkarılır. (Nisa 4/33) Kalan mallar ise
Allah’ın belirlediği paylara dağıtılır.
İslam, adaletin yanında erdemlere de ağırlık verdiği ve amaç
kıldığı için malların varislere dağıtımı sırasında dağıtımdan haberdar olan ve
olabilecek olan akrabaya, yetimlere yoksullara da örneğin hediye türünden bağış
yapılır ve güzel sözlerle kalpleri kazanılır.
Bunun amacı sahip olunacak mirastan verilerek malı mülkiyet
düşmanlığından korumak ve tedavüle sokarak artmasına zemin oluşturmak olsa
gerektir. (Nisa 4/8)
Kocası ölen kadın, yeni bir evlilik için Rabbimizin
belirlediği dört ay on günlük iddet süresini koca evinde bekler, bu sürenin bir
yıla çıkarılmasının koca tarafından varislere tavsiye edilmesi de Rabbimizin
öğüdüdür. (Bakara 2/240)
Hakları Çiğneyici Laik
Düzenimiz
Cumhuriyetle birlikte oluşturulan jakoben (dışlayıcı
ötekileştirici ve hakları zalimce çiğneyici) laik düzen, İslam Miras Sistemi ile birlikte
İslam’ı bütünüyle dışladığı ve hukuk
düzeni ile seküler hayatı zorla dayattığı ve biz sözde Müslümanlar da
yapılanlara fiilen onay verdiğimiz için İslam Mîras Hukuku yürürlükten
düşürüldü.
Osmanlı Devletinde azınlığı oluşturan gayr-ı müslimlere bile
tanınan mîras sistemlerini uygulama hakkı Müslümanlara verilmedi ve batıdan
tercüme yasalar zorla dayatıldı ise de tarafımızdan da benimsendi.
Yapılabilen tek eleştiri kız çocuklarının erkek çocuklara ve
kadın eşlerin de erkek eşlere nispetle yarı hisse almasıdır. Laik pencereden
bakılınca eşitsizlik olarak görülebilecek bu durum aslında İslam’ın bütünü
içinde kadınların aleyhine değil bilakis lehinedir. Çünkü İslam doğal ve
aklîdir.
İslam Miras Hukuku’na getirilen eleştiriler cehalete
dayanmıyorsa gavurluğun ürünüdür. Çünkü analara ve babalara miras verilmesi insan
doğası ve müşterek aklın bir gereği olmasına rağmen örneğin ülkemiz miras
siteminde onlara miras verilmemesi eleştirilmemektedir.
Pandemi döneminde yaşlılarını ölüme terk edebilen
batılıların onlara mirastan pay vermemesi anlaşılabilir ama bizim insanımıza ne
oldu da bu derece insanlık çizgisini yitirebildik.
Bu sebeple biz önce İslam Miras Sistemi’nde kadınlarımıza
ayrılan paylara değinecek, sonra da erkeklere verilen payları ve sebeplerini
açıklamaya çalışacağız.
Devam edecek.