Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Kasım 2024

​İslâm'ın kısa bir tarifi- 14

İslâm dininin çok önemli özelliklerinden biri de hiç şüphe yok ki, “ahlak”tır. ‘Hulk’ kelimesinin çoğulu olan “ahlak”, insan ruhundaki ‘huy’ dediğimiz hâller ve melekelerdir. Edeb, tevazu ve cömertlik gibi hayırlı neticeler veren huylara güzel huylar manasında “ahlak-ı hasene,” denir. Terbiyesizlik, kibir ve cimrilik gibi şer sonuçlar veren huylara da kötü huylar manasında “ahlak-ı zemîme,” denir. İşte iyi kötü bütün bu huylardan ve neticelerinden bahseden; insanı bunların iyilerini yapmaya ve kötülerinden de sakınmaya sevk eden ilme “ahlak ilmi” denir.

“Ahlak ilmi”, yaradılış gayesine uygun olarak insanı; mükemmel hâle getirmeye yani “insan-ı kâmil” olmaya sevk eder ve çok kıymetlidir. Zira böyle yüce bir hedefe, ancak ahlak ilminin ilkelerine uyularak varılabilir. Sorumluluk bilincine sahip insanlar; ahlak ilminin emrettiği vazifeleri hakkıyla yerine getirdiklerinde; -kendilerine de başkalarına da faydalı olmanın yanısıra- son derece mutlu ve mesut olurlar. Bundan dolayı ahlak ilmin faydası herkes içindir.

“Ahlak ilmi”; dört temel İslamî ilimden biri olup, çok önemli ve çok faziletlidir. Öyle ki, bütün peygamberler aleyhimüsselam; kötü huyları toplumdan silmeye ve güzel ahlakı aşılamaya çalışmışlardır. Allahü Teâlâ, sevgili Peygamberimizi, güzel ahlakıyla övmektedir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Şüphesiz sen, pek yüksek bir ahlak üzeresin!” (Kalem 4) Efendimiz aleyhisselam da bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Ben, ancak ve ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim!” (Muvatta 2633)

Büyük İslam âlimlerinden İmam-ı Gazalî hazretleri, Kimyâ-i Saâdet isimli kitabında diyor ki: “Ahlak ilmini öğrenmek, her müslüman erkek ve kadına farz-ı ayndır. Çünkü mesela; ‘hıkd’ yani kin bağlamak, ‘hased’ yani başkasının sahip olduğu nimetin kaybolmasını arzu etmek, ‘kibir’ yani kendisini başkasından üstün görmek, ‘su-i zan’ yani peşinen başkasını kötü bilmek gibi huyların haram olduğunu öğrenmek farzdır…”

Ahlak konusu, Kuran-ı kerimde çok geniş yer almıştır. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“İçinizden (insanları) hayra çağıran; iyiliği emredip, kötülükten sakındıran bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-i İmran 104)

“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyiliği emreder, kötülükten sakındırır ve Allah’a inanırsınız.” (Âl-i İmran 110)

‘Ahlak’, sünnet-i seniyyede de çok teferruatlı bir şekilde işlenmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Güzel ahlak, Allah’ın yüce ahlakıdır.” (Müslim)

“Sizin en hayırlınız, ahlakça en güzel olanınızdır.” (Tirmizi)

“İman bakımından müminlerin en olgunu, ahlakı en güzel olup, ailesine karşı en yumuşak ve en cömert davranandır.” (Tirmizi)

“Kıyamet gününde, mümin kulun terazisinde; güzel ahlaktan daha ağır bir şey bulunmaz!” (Tirmizi)

“Bana en sevimli ve kıyamet gününde bana en yakın olanınız, ahlakça en güzel olanınızdır!” (Tirmizi)

“Bir keresinde Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme: ‘İnsanları cennete en fazla götürecek şey nedir,’ diye soruldu. Efendimiz aleyhisselam; ‘takva ve güzel ahlaktır,’ cevabını verdi.” (Tirmizi)

“Ahlak ilmi”nin ve ahlak eğitiminin gayesi; insan şerefini koruyan iyi huyları ve yüksek vasıfları kalıcı bir şekilde kazanmış sağlam karakterli fertler yetiştirmektir. “Ahlak ilmi”, kötü alışkanlıklardan koruyarak ve iyi alışkanlıklar edindirerek, insanı kendisine de çevresine de faydalı hâle getirir. Güzel ahlakı aşılayarak sağlam karakterli insanlar yetiştirmek, içtimaî hayat açısından da çok önemlidir. Çünkü toplumsal hayatın devamı; ancak yapıcı ve faydalı ortak değerlerin devamıyla mümkündür.

Güzel ahlakın öğretilmediği toplumlarda; çok para kazanmak, yüksek makamlara gelmek ve şöhret olmak gibi bencil arzular ön plana çıkar. İnsanlar, bu süflî hedeflerine ulaşmak için de; meşru ve gayr-ı meşru her türlü yolu mubah görürler. Böylesi cemiyetlerde anne-babalar, çocuklarını; topluma faydalı fertler yerine, çok kazanıp çok tüketen bireyler olarak yetiştirme yarışına girerler. Binaenaleyh, sağlıklı bir toplumun tesisi için, ahlak eğitiminin; erken çocukluk çağında başlaması, gençlik döneminde hızlanması ve hayatın sonuna kadar sürdürülmesi gerekir…

(Devamı haftaya…)