İslamilik endeksindeki katiller, gayri islami maktuller!
George Washington Üniversitesi’nden Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari isimli iki akademisyen tarafından yayımlanan ‘İslâmîlik Endeksi’ne göre 2018 yılında İslam dünyasında İslam’a uygun yaşantı ile ilk 40 sıraya giren ülke olmamış.* İşin teknik boyutunu, niyetini, amacını bir tarafa bırakıyorum.
“Evet öyle, ama” da demiyorum.
Bu yazımızda söz konusu çalışma ile ilgili olarak, “her konu kendi alanına uygun kriterlere göre ele alınmalıdır” esprisinden hareket ederek bir değerlendirme yapmak istiyorum. Bakalım ilk 40 sıradakiler gerçekten de bu sıralamayı hakkediyorlar mı?
Öncelikle belirtelim ki, İslam dünyasının içinde bulunduğu durumun “İslamîliği” son derece sorunludur. İslam’ı din olarak kabul edenlerin İslamîliğinin bu seviyelerde olması tezlere konu olmalıdır diye düşünüyorum.
Mezkûr çalışmanın ne kadar sağlıklı, bilimsel kriterlere uygun yürütüldüğünü bilmediğimiz için bulguları (şimdilik) doğru kabul ediyoruz, ama şimdilik.
Başta söylediğimiz “her konunun kendi kriterleri ile değerlendirilmesi” meselesini önemsiyor, değerli buluyoruz, zira olmazsa olmazlar, onlarsız hiçbir payın teraziye gelemeyeceği hak ve değerlerin varlığına inanıyoruz.
Şimdi;
1.2.3.4.5.15…25…35…40. olan ülkelerin sayacağım İslamîliğin olmazsa olmazı olan hangi hak ve değere ve dahi kritere uyduklarını öğrenmek hakkımızdır.
Hakkın hak olması için
Biliyoruz ki “hak” kavramının bu dünyada karşılık bulabilmesi için öncelikle o hakka sahip kişi ya da canlının yaşıyor olması şarttır. Yaşıyorsanız eğer diğer haklarla ilgi bir talebiniz, bu haklarınızı elde etmeniz ve elde ettiğiniz bu haklarınızı kullanabilmeniz mümkün olsun. Yaşama hakkınız yoksa diğer haklarınız buruşturulmuş, top yapılmış ve sepete atılmış demektir.
Peki, evvelemirde insanların yaşama hakkını başat ve vazgeçilemez ölçü olarak kabul edersek, bu araştırmada ilk 40’a giren bu ülkelerin insanların yaşama hakkına riayetleri ne durumda?
Kaç milyon insan öldürünce “İslami” olunur?
Mesela bu araştırmadan sadece 74 yıl önce bu 40 ülke kaç milyon insan katletti?
Bu çok önceleri mi yaşanmış dediniz?
Peki, bu 40 ülkeden mesela, 8. Sırada bulunan U. K. Yani İngiltere’yi mi, yoksa 18. sıradaki Fransa’yı mı, yoksa 25. Sıradaki ABD’yi mi ele alalım?
Gelin Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari beylere göre 8. sırada İslamîliğe sahip! İngiltere’ye, onun siciline bakalım. Çünkü İngiltere için söyleyeceklerimiz bizzat 25. Sıradaki ABD’nin de ne kadar İslami! olduğunu ortaya çıkaracaktır.
İngiltere:
Evet, hani bu araştırmadan sadece 6 yıl önce Irak’ta 1 milyon 300 bin çocuk ve kadını öldüren UK.
Kadın ve diğer sivillerle birlikte 3 milyon 800 bin insanı uyduruk gerekçelerle katleden İngiltere.
Hani Lüksemburg nüfusunun 6 (ALTI) katı Iraklıyı “Irak’ta nükleer silah var” yalanıyla katleden ve sonra “Pardon, Irak’ta öyle silah yokmuş” diyen İngiltere.
İngiltere’nin Irak’ı işgal etmesi ve ardından ABD ile birlikte 4 milyona yakın sivili katledişinin ardından İngiliz Başbakan Brown, “İngiltere'yi savaşa sokarken gerekçe olarak Saddam rejiminin kitle imha silahlarına sahip olmasını gösteren ve İngiliz İstihbaratının da kendisini bu yönde bilgilendirdiğini iddia eden dönemin Başbakanı Blair'i de yalanladı.” Ve devamında:
“Irak’ta iddia edildiği gibi kitle imha silahları yoktu” deyip, 4 milyon insanın çürümüş kemiklerine dönüp “PARDON” diyen İngiltere!
Irak kitle imha silahlarına sahip olsaydı bile kullanması halinde 4 milyon insanın 1/10’nu öldürmesi mümkün müydü?
Beter silahlar İsrail’de var, hadi dokunun bakalım.
Dedik ya, önce insanın yaşama hakkı olmalı, sonra ekonomi, hukuk ve yönetim sorunları, insan hakları, siyasi haklarına bakalım.
Ha,
Kim ki, “kendi vatandaşına yaşama hakkı tanıdıktan sonra kendisinden olmayan milyonlarca insanı katletmek İslamilik ölçülerine bir halel getirmez” diyor ise bizden, milletimizden uzak Allah’ından bulsun.
________________________________________________________________
*Bizimkiler bu konuda da çuvallamışlar, Kılıçdaroğlu bile bunlardan 5 yıl önce duymuş, anlatmış, yani söz konusu çalışma 2010’da yapılmış.
