İslamcı erkekler, erkekler plajı istemiyor ki!
Daha Antalya'da açılan kadınlar plajı üzerindeki fırtınalar dinmeden
Hayrettin Karaman Hoca'nın 'erkekler plajı da açılsın' teklifi epey bir kesimi yeniden
hareketlendirmeye yetti.
'Bunların amacı zaten ülke sathında topyekün haremlik-selamlık
kurmak'cılardan, 'kadınlar plajı da nesi bu, kadını ikinci sınıf kabul etmekten başka bir
şey değil'cileri bırakınız bir de bunun gerçekleşmesinden korkan İslamcı erkeklerimiz var!
İslamcı erkekler bahsi biraz uzun olduğundan önce diğerlerine ilişkin birkaç kelam edelim.
Aslında bir önceki yazımızda kadınlar plajına dair görüşlerimizi paylaşmıştık. Lakin
erkekler plajı önermesiyle tekrar harekete geçen 'ülkeyi haremlik-selamlık yapacaklar'cılara
bu endişelerini 12 yıllık dönemdeki hangi icraatla beslediklerini sormayı ihtiyaç hissetmemek
mümkün müdür?
Peki, bunu kadınları ikinci sınıf kabul etmenin işareti olarak yorumlayanlara nasıl
cevap vermeli? Yani tersinden okursak kadın bedenini sorgusuz sualsiz erkek iştihasına
sunmayı kadının özgürlüğü olarak mı anlamamız lazım gelir? Tabii canım, kendi bedenleri,
kendi kararları, bizim müdahil olmayı bırakınız, değerlendirme/analiz yapmaya ne haddimiz/
hakkımız olabilir?
Kadının bedenini kapatması, en azından karma bir ortamda bikiniyle bulunmak
istememesi kadının ikinci sınıf olduğuna, tam tersi de kadın haklarına, kadının yüceltilmesine
delalet eder(miş)! Öğrenmek iyidir; kadınlar plajı vesilesiyle bunu öğrendiğimiz de iyi oldu
vesselam(!)
'Kadın plajına hayır'cıları ne bu konuda dünyadaki diğer örnekler ne de insan
hakları, kadın hakları vs üzerinden yapılan ifadeler ikna etmiyor belli ki. Belki de onlara
düşen bizlerin bu isteğine seküler bakış açısıyla değil salt inanç özgürlüğü çerçevesinde
yaklaşmaları olacak.
Nasıl olsa Müslüman olmayan toplumlardaki kadınlar plajı uygulamasını da bunun
kadının isteğiyle, kadın lehine bir uygulama olduğunu da kabul etmek istemiyorlar. O halde
mutabık kalma, en azından anlaşılma noktası olarak inanç özgürlüğü zaviyesinden yaklaşmak
ve tutumlarını buna göre geliştirmek en doğru yaklaşım biçimi olacaktır...
Erkekler plajı meselesinde bizim mahalle erkeklerinin tepkilerine gelince hem ironik
hem de gidişatımız hakkında gayet aydınlatıcı bir tablo ile karşılaşırız. Kadınlar plajını büyük
bir hararetle destekleyen muhafazakar camia erkeklerinin erkekler plajına aynı oranda tepki
ve destek vermemiş olmaları gayet manidar aslında!
Ah, tabii nasıl da unuttuk bu erkeklerin zaten haremlik selamlık bir plaj istekleri,
bu yönde bir sorunları olmadığını! Eskiden, kendi aralarında yüzerken bile haşema giyinen
eskinin İslamcı şimdinin muhafazakar(neyi muhafaza ettiklerini hala anlayabilmiş olmasak
da) erkeklerinin çoktan kısa, marka şortlara geçtiklerini hatırdan nasıl da çıkardık!
Eşleri yanlarında su geçirmesin, yapışmasın, hatları ortaya çıkmasın diye kaba,
sentetik, içine litrelerce su alan haşemalarla kötü ambalajlanmış bir pakete benzerken kısa
şortla arzı endam etmekten niye rahatsızlık duysunlar değil mi?
Hadi, haşemalardan Maliki mezhebinin o şöhretli fetvasına sığınarak kurtuldular
da 'gözlerinizi harama kapatın' ilahi buyruğunu iç dünyalarında nasıl rasyonalize ederler
bilemiyoruz! Bunu anlamaktan da vazgeçtik; kendileri böyle bir hayat sürdürürken eşlerinin,
kızlarının hatta yetmez cem-i cümle mahalle kadınlarının gözlerindeki sürmeden, kaşlarındaki
büklümden hesap sormayı mantığa bürümeyi nasıl başarıyorlar!?
Ekranlardaki, gazetelerdeki, sokaklardaki, işyerlerindeki, cafelerdeki her başörtülüyü
giyiminden, konuşmasından, gülmesinden, aksesuarından, yazmasına karışma, eleştirme
hakkını nasıl bir çerçevede aklileştiriyorlar?
Muhafazakar moda dergisi okuyan kadınları her fırsatta eleştirirken magazin
sayfalarından fırlamışçasına gözüken ofis girllerini işe hangi ulvi sebeple aldıklarını
düşünüyor olabilirler mesela?
Hoş, kimi ailelerin birkaç aylık maişeti değerindeki kol saatlerini gururla taşırken,
güzel plajlı bol yıldızlı otellere kredi kartlarını amade ederken muhafazakar kadınların
partilere, defilelere, çay günlerine ödedikleri parayı israftan zikretmelerini de anlayamamıştık
Her yaptıklarını 'bana günah değil ki' savunusu üzerine kurup adeta dinin tüm
görünürlüğünü, muamelatını kadın üzerine havale eden erkeklerden bahsediyoruz tabii,
anlamamız çok kolay olmamalı! Her bir mezhepten kendilerine fetvalar üreten, şekli
şemalleri/yaşam biçimleriyle ecnebiden farkı olmayan bizim erkelerimizden...
Kadınları haşemaya boğan, ya da kadınlar plajına gönderdikten sonra kendisini pek
bir modern hissedip dünyanın nimetlerinden istifade etmenin yollarını arayan eğreti modern,
mühim bir kısmı sonradan gözlerini açmış, şekilsiz/kimliksiz erkeklerimizden işte!
Twitter.com/sabihadogann