'İslam'a Karşı Soğuk Savaş'
Millet olarak Avrupalı’da potansiyel olarak var olan ve özellikle belirli dönemlerde siyasiler tarafından körüklenip tedavüle sokulan İslam karşıtlığı ve İslamobofi bu günlerde yine Macron ve Geert Wilders gibi siyasiler tarafından hem de çok tehlikeli bir şekilde tırmandırılıyor. Öyle ki İslamofobi ve İslam karşıtlığı Haçlı zihniyet tarafından başka toplumlara, ülkelere saldırı için gerekçe kılınabiliyor.
Avrupa Tarihi ile ilgili en önemli bulduğunuz üç tespiti
sayınız ya da Avrupa Tarihi’ni üç başlıkta yazınız diye bir soru ile
karşılaşırsam hiç tereddüt etmeden;
Tahammülsüzlük,
Sömürü,
Katliam,
Başlıklarını seçerdim.
Avrupalılar, inanç ve düşüncede çeşitliliğe karşı
tahammülsüz oldukları gibi, mezhep farklılıklarından dolayı birbirine karşı da
son derece tahammülsüzdürler. Westfalya sürecinde devam eden mezhepsel
katliamlarda Avrupa sokaklarında su gibi insan kanı aktı. Daha sonra dinleri
olan Hristiyanlığı Avrupa dışına götürmeye çalışırken de aynı katliamlara imza
attı Avrupalılar.
Afrika, bir yandan yeraltı zenginlik kaynakları yüzünden
sömürülürken, bir yandan da “İncilli kölelik” ve katliamlara
sahne oldu. “İncilli kölelik” derken sadece tüccar Avrupalı’nın yaptığı insan
dışılıktan bahsetmiyorum.
Bakınız;
İncil ile gittikleri Afrika’dan gerçekleştirdikleri
katliamlarla birlikte, kaçırdıkları Afrikalıları Avrupa’ya kaçırıp satmak o kadar
çok para kazandırıyordu ki Avrupa’nın her yerinde asırlarca köle ticareti
yapıldı. Bunu sadece tüccarlar yaptı derseniz yanılırsınız.
Mesela;
Köle ticaretiyle ünlenen John Hawkins, bu ticaretin nelere
kadir olduğunu ortaya koyan en iyi örnektir.
Hawkins, 1560’ta Batı Afrika’ya üç yolculuk yaparak köle
ticareti yaptı. İlk seferinde Afrika’dan götürüp Amerika’da İspanyollara
sattığı köleleri onlardan ÇALARAK büyük paralar kazanınca iştahı kabaran
Kraliçe I. Elizabeth sonraki köle kaçırma ve satma işinde ona
ortak oldu ve köle ticaretinde kullanması için ortağı Hawkins’e İSA adındaki
görkemli gemiyi tahsis etti. Kraliçe I. Elizabeth’in ortak olduğu
bu “İncilli köle ticaretinde” Hawkins, ikinci ve üçüncü köle kaçırıp
satma işinde o kadar çok para kazandı ki Kraliçe tarafından şövalye ilan
edildi. Kraliçe Elizabeth’in Hawkins’e sunduğu soyluluk arması da
katlettikleri, sömürdükleri “Zincirlenmiş Afrikalı”yı temsil edenarmaydı.
Köle taciri,
Hırsızlık seferleri,
İncilli aldatmaca,
Sattığını geri kaçırarak tekrar satışların ortağı İNCİLLİ
KRALİÇE! Avrupa’yı en iyi anlatan bu köle ticaretindeki insan dışılıklardır.
Asya’da hiçbir dönem kölelik egemen bir ticaret kaynağı
olmadı, ama Avrupa’da Krallar, Kraliçeler köle ticaretine ve köle hırsızlığına
ortak olup para kazanma ahlaksızlığına düştüler.
Avrupa ve Amerika'nın köle ticaretindeki hırsızlıklarının
yanısıra kıtada yaptıkları katliamları da ortaya koymak lazım. Bu konuda
yeterince ve sağlıklı çalışma olduğu kanaatinde değilim, ancak konu ile ilgili
sınırlı çalışmalarda bile Batı’nın vahşetini anlamamız mümkün.
1650-1750-1850 ve 1900’de Afrika, Avrupa ve Asya kıtalarının
nüfuslarına baktığımızda “İncilli insan dışılık” dediğimiz kavramı daha
iyi anlamış oluruz:
1650 yılında;
Afrika’nın nüfusu 100 milyon, Avrupa’nın nüfusu 103
milyon, Asya’nın nüfusu 257 milyon iken,
1750 yılında;
Afrika’nın nüfusu 100 milyonda kalırken,
Avrupa’nın nüfusu 144 milyon,
Asya’nın 437 milyon oluyor.
1850 yılında;
Afrika’da yine nüfus artışı olmuyor; 200 yıl önce 100 milyon
olan Afrika Kıtası nüfusu yine 100 milyon olarak kalıyor. Ama 1850 yılında
Avrupa nüfusunu 274’e, Asya ise nüfusunu 656 milyona çıkarıyor.
Yıl 1900;
Afrika’nın nüfusu 120 milyon,
Avrupa'nın 423 milyon,
Asya’nın nüfusu ise 857 milyon olarak kaydediliyor.
Sormak lazım medeni Batı’ya:
1650 ile 1850 arasındaki 200 yılda Afrika’da nüfus artışı
kaydedilmemiş ise bunun sebebi ne olabilir?
Avrupa bu 200 yılda nüfusunu 100 milyondan 270 milyona
çıkarırken neden Afrika’nın 200 yılda nüfusunda bir tek artış görülmüyor?
Amerikalı araştırmacılar, Afrika’dan Amerika’ya getirilen
köle sayısını kırk-elli milyondan 10 milyona düşürüyorlar. Amerikalılar yolda
ölen milyonları, kaçırırlarken öldürülen yüz binleri hesaba katmıyor.
Çarşamba günkü yazımızda devam edeceğiz inşaallah.