İslam'a göre hayvan hakları
Öldürülmeleri onaylanacak hayvanlar fıtratları bozularak ölümcül saldırıda bulunabilecek olanlardır.
Bismillahirrahmanirrahim…
Kur’ân ve Sünnet ışığında bizim için yaratıldıklarına inandığımız hayvanlara karşı vazifelerimiz de vardır.
1.) HAYVANLARIN HAYAT HAKLARINA SAYGI DUYMAK
Öldürme hakkı yalnızca Allah’ındır. Hayvan da olsa hiçbir canlıyı öldürme yetkimiz yoktur. Rahmeti çok Rabbimiz hayvanları bizler için yaratmış, bazı türlerini keserek veya avlayarak yararlanabileceğimizi bildirmiştir. Biz ancak O’nun verdiği izinle ve Elçisi Hz. Muhammed’in açıkladığı şekilde işlem yapabiliriz; Besmele çekip Tekbîr getirir böylece kulluk bilincimizi pekiştirerek usulüne uygun bir şekilde kesim yaparız ve av hayvanımızı salarız.
Allah’ın yaratıcılığına inanmayan veya hayvanın O’nun verdiği izinle öldürülebileceğini kabul etmeyen kişinin eylemi, -insan öldürme gibi- cinayettir. Kestiği ve avladığı hayvanın etini yemek de haramdır.
Kesim ve avlanma ruhsatı verilenlerin dışındaki hayvanların öldürülmesi yasaktır. Örneğin Peygamberimiz dişleri, gagaları ve pençeleriyle öldürücü hayvanların ve kuşların avlanılmasını ve etlerinin yenilmesi ve derilerinin kullanılmasını yasaklamıştır.
Sevgili Peygamberimiz hayvanların bir yerde kapalı tutularak veya aç bırakılarak öldürülmelerini de yasaklamıştır. Peygamberimiz tıbbî bir amaçla kurbağa öldürüp öldürmeyeceğini soran kişiye, ”Onların vakvakları Allah’ı tesbîhtir” gerekçesiyle onay vermemiştir.
2.) HAYVANLARA MERHAMETLİ OLMAK
Hayvanlara karşı temel görevlerimizden biri de merhametli olmaktır. Çünkü Peygamberimiz, “Can taşıyan her bir varlığa acımaktan ötürü sevaplandırılırsınız” buyurarak ahlâkî atılımlarımızı hayvanlara da yönlendirmiştir.
O, önceki ümmetlerden olup bir köpeğin susuzluğunu gideren fahişenin günahlarının bağışlandığını bildirmiş ve bizim için de bağışlanabileceğini müjdelemiştir. (Buharî, Enbiya 54)
Peygamberimiz, bir soru üzerine kedi artığının pis olmadığını açıklamış ve bu hükmünü kedinin ev halkından olduğu yargısıyla gerekçelendirmiştir. (Ebû Dâvud, Tahâre 38)
Onun merhamet çizgisinde yetiştirdiği sahâbîlerinden Hz. Enes söyle anlatıyor: “Yolculuk sırasında bir mola verdiğimizde hayvanlarımızın bakımı ve rahatlarını sağlamadan ibâdetimizi bile yapmazdık.” (Buhari, Edeb 77)
Onun yetiştirdiği bir diğer arkadaşı olan Adî b. Hatem de karıncalara ufalayarak ekmek serper ve şöyle derdi: “Onlar bizim komşularımızdır, üzerimizde hakları vardır.” (Üsdül-Ğabe, 4/10)
İslâm ümmeti böyle bir terbiyenin varisi olduğu için Medeniyetimizde hayvan ve kuş vakıfları ve de hastaneleri kurulmuş, cami duvarlarına kuş evleri yapılmıştır. Bölümümüzü, ‘koyunumu keserken ona acıyorum’ diyen bir sahabiye Peygamberimizin sözleriyle noktalayalım: “Ona merhamet edersen Allah da sana merhamet eder.” (M. Zevâid/32)
3.) ONLARA ACI VERMEMEK
Onlara acı vermemek için ilişkili olduğumuz hayvanların yavrularına ilişmemek, onları aç bırakmamak, taşımakta zorlanacakları yükü vurmamak, yoracak şekilde çalıştırmamak, yavrularını beslemelerine engel olacak şekilde onları sağmamak gerekir.
Merhamet yüklü şahsiyetini görünce gözleri dolarak inlemeye başlayan deveyi okşayarak sükûnete erdiren Peygamberimiz, huzuruna celbettiği sahibini de yerici bir üslûpla şöylece uyarmıştır:
-Allah’ın sana ihsan buyurduğu bu hayvanın haklarını çiğnemekten dolayı Allah’ın azabına uğramaktan korkmuyor musun? Bak, hayvancağız kendisini aç bıraktığını ve yorduğunu bana şikâyet ediyor.(el-Tac 4/353)
Peygamberimiz, keçisini sağmakta olan kişiye de şöylece öğüt vermiştir:– Keçini sağınca, yavrusunu besleyebilmesi için geride süt bırak.
O, hayvanlara acı verilmemesi için sağım yapanların tırnaklarını kesmelerini de öğütlemiştir. (M. Zevaid 8/196)
4.) İŞKENCE YAPMAMAK DA VAZİFEMİZDİR
Peygamberimizin diliyle hayvanlara acı vermeyi yasaklayan yüce dinimizin acı vermenin ileri boyutu olan işkenceyi yasaklayacağı açıktır. Meselâ, hayvanların canlı iken herhangi bir organını kesmek, onları canlı canlı silahlı atışlara hedef kılmak, yüzlerine vurmak, yüzlerinden dağlamak, birbirleriyle dövüştürmek, yiyecek bulmalarını engelleyecek şekilde hapsetmek, beceriksizlik ve donanımsızlık sebebiyle kesimlerini işkenceye dönüştürmek, onların üzerlerinde bulunuyorken sohbet etmek ve benzeri uygulamalarda bulunmak yasaklandığımız işkence nitelikli haram işlemler arasındadır. Çünkü Peygamberimizin sözleri, işleri ve değer yargıları bu doğrultudadır.
Allah şanını artırsın, canlı hayvanların organlarını keserek onlara müsle/işkence yapanların Allah’ın rahmetinden yoksun kalmaları bedduasında bulunmuştur. Can taşıyan varlıkların nişangâh kılınmasını lanetlemiştir. (Buhari Zebaih 25,Abdürrezzak E-Musannef 4/348)
5-YARATILIŞ DÜZENLERİYLE OYNAMAMAK
Hayvanların yaratılış düzenleriyle oynamak da bir zulümdür/işkencedir. Bunun içindir ki Peygamberimiz hayvanların iğdiş edilmelerini şiddetli bir dille yasaklamıştır. (Fethül-Bârî 9/21)
O, “Eşeklerin atlarla çiftleştirilmesi” şeklindeki bir tür işkence olan” talebi de “Bu gibi işleri ancak, gerçeklerin bilgisinden yoksun olanlar yapabilir” buyurarak geri çevirmiş ve yasaklayıcı tavır koymuşlardır.
6–HAYVANLARI PUTPERESTLİĞE VE HARAMLARA ARACI KILMAMAK
Hayvanlar da Yaratanı tanıyan, onu anan ve ona duâ edebilen varlıklardır. Onları Allah’tan başka varlıklar için örneğin siyasîler ve sanatkârlar için kesmek, Allah’a ortak koşmak olarak nefsimize zulüm olduğu gibi şerre alet etmek yoluyla hayvanlara da zulümdür. (En’âm 122)
Hayvanların bir kısmını helâl görüp diğer bir kısmını haram kılmak ve kutsallaştırmak da Kur’ânî bir yasak olarak Allah’a isyandır; nefse ve hayvanlara zulümdür. (En’âm 138-9)
At yarışları ve deve ve horoz dövüşleri gibi yöntemlerle hayvanları kumar aracı kılmak da onları aşağılamaktır.
HAYVANLAR ŞÜKRETMEMİZİ GEREKTİREN NİMETLERDİR
Bizler için yaratılan, bildiğimiz ve bilmediğimiz nice şekillerde kendilerinden yararlandığımız hayvanlar, Rabbimizin lütfettiği şükür isteyen nimetlerdendir. Konumuz bağlamında şükür görevimizi, hayvanların bize Allah’ın bir ihsanı olduğunu düşünüp bunu şükran dolu sözlerle dile getirerek ve de onlardan yararlandığımız gibi yararlandırarak yapabiliriz. Bunun içindir ki en fazla yararlandığımız küçük ve büyük hayvanlarımız için zekât vermekle emrolunduk. Zekâtın dışında onları çevremize ödünç vermekle ve ücretsiz tohumlatmakla görevlendirildik. Dolayısıyla şükrümüzü zekât ve ödünç vererek, kullandığımız yünlü giysiler ve eşyadan bağışlayarak, yediğimiz süt ürünleri ve etlerden alıp ikram ederek ve kurban keserek yapabiliriz.
HAYVANLARA İŞKENCE HARAM KILINMIŞTIR
En büyük örneğimiz şanı Yüce Peygamberimiz, yüzünden dağlanan bir havanı görünce öfkesini şöyle dile getirmiştir: (Bu yaptığınız nedir?) Hayvanların yüzlerinden dağlanmaları ve dövülmelerini lanetleyerek yasakladığımı bilmiyor musunuz? (el-Tac 4/351) Peygamberimiz, hayvanları birbirleriyle dövüştürmeyi de açık ve kesin bir dille yasaklamış, bu yasağını horozlardan develere bütün hayvanlara teşmil etmiştir. O, kedisini hapsederek ölümüne sebep olan kadının şahsında bu gibi eylemleri Cehennem azabına düşürebileceği uyarısında da bulunmuştur. Peygamberimiz şöylece emretmiştir: “Allah yapılacak her şeyin güzel yapılmasını emretmiştir. Hayvanınızı keserken de güzelce kesiniz. Bunun için kesim yapacak kişi bıçağını iyi biletsin de hayvanının ıstırabını hafifiletsin.” İ.Mace Zebaih 3)