İSLAM VE TIP
Geçtiğimiz hafta ülkemizde uluslararası katılımlı bir kongre düzenlendi. Kongrede bendeniz ve Sefa Saygılı hocam da konuşmacı olarak kendi alanlarımızda bildirilerimizi sunduk.Üzerimizde dolaştırılan kara bulutların oluşturduğu olağan üstü gündem ve terör saldırıları nedeni ile basınımzda yeteri kadar duyurusu yapılamadığı içinde ilgili bir çok insanın dahi haberi olmadı.
Merakım nedeni ile yaptığım araştırmanın neticesi ulusal yayın yapan iki aykırı fikirli gazetede eleştirel ve alaycı üslupla, kongreyi bilim dışı ilan eden aynı kaynaklı haber dışında önemli göze çarpacak başka bir habere ben rastlamadım.
Demem odur ki,ön yargı ve at gözlüğü ile hareket eden ve bilimselliği kendi doğrularının dışına çıkarmayan güruh ile sağlıkla ilgili en önemli gelişmelerde bile aynı hassasiyette olmayabiliyoruz.İslam bizim fıtratımıza uygun olanla aslında bizi buluşturuyor.Tıpda yada başka alanlarda fark etmez.Bizi yaratan bizim için hayırlı olanı bize gönderdiği kitap ve elçi ile anlaşılabilir bir lisanla zaten göndermiş.Görmek ve kör olup görmemek elimizde.
Aldığı Nobel ödülü ile hepimizi duygulandıran ve gururlandıran hocamızın ödülüne sebep olan tez uyku hijyeni ile DNA onarımı arasındaki bilimsel ilişki. Peygamber tıbbında hastalıklardan korunma esastır.Hastalıklar gelmeden sağlığımızın kıymetini bilmemiz düsturu da hepimizin kulaklarında küpe olmasına rağmen bir türlü beceremediğimiz bir zaafımız.Uyku hijyeni ve biyolojik saatimize uygun yaşamamız gerekliliği de yine peygamberimizin sünneti olarak bize tavsiye edilmiş.
İslam ve tıp kongresinde teheccüd ve gaylule ile ilgili bildirilerdende anlaşıldığı gibi biyolojik saatimizin bu iki zaman dilimi ile kalibre edilmesi daha sağlıklı hijyenik uyku olarak bize sayısız yararlar sağlayabiliyor.
Peygamberimize Mısır mukavkisinin gönderdiği hekimin sahabe arasında uzun süre geçirdiği zaman dilimi sonrası ümmetin hastalanmaması üzerine merakını yine peygamberimiz gideriyor. Paygamberimizin hepimizin kulak küpesi olması gereken bugünde ,gelecektede evrensel olacak şu sözleri aklımızdan hiç çıkmamalı.Benm ümmetim acıkmadan sofraya oturmaz.Doymadan da sofradan kalkar.
Bu sünnet tüm zamanlarda geçerli olan bugünkü tıp otoriterlerince geçte olsa kabul gören bir doğru.Benzer sayısız doğruların doğrulanmasını beklemeye hiç gerek yok. Çünkü yaşadığı zaman diliminde düşmanları tarafından da kabul görmüş ismi hepimizin referansı.O Muhammedül Emin dir
Değerli dostlar nebevi tıbbın öğretilerini modern tıbbın ışığı ile görünür hale getirelim diyorum. Gerçekleri tüm ayrıntıları ile sağlık gibi önemli bir alanda cesaretle savunalım.Hekimlik mesleği kutsiyetide olan iki dünyayı kazanmamıza vesile olacak şekilde icra edilirse bugünkü düştüğü gayya kuyusundan çıkarak daha çok faydalı hale gelebilir.Sağlık ve mutluluk dileklerimle.