Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2966.08
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

İslam ve cihat medeniyet mirasına karşı mı?

İslam, insanlığa doğru yolu göstermek için gönderilmiş fıtrat dinidir. İslam'ın fıtrat dini özelliği, bazı gruplarca ve kişilerce manipüle edilebilir, yozlaştırılabilir ve ihlal edilebilir.

Dünyada belki de en çok çarpıtılan, yanlış anlaşılan veya sunulan din, İslam'dır. Batı ve Hıristiyan dünya ile ilişkiler başladığından beri gerilimlere, çatışmalara, iftiralara ve çarpıtmalara şahit olmaktayız. Batının zihin, maneviyat ve akıl dünyası, İslam konusunda zehirlenmiştir. İslam ve Müslümanlar konusunda kendisini olumlu yönde iyileştirmek için Batı, şimdiye kadar büyük değişim gerçekleştirmeyi başaramamıştır. Batı'nın İslam anlayışının ve kavrayışının hiç olumlu olmadığını veya değişmediğini söylemek istemiyoruz. Ancak Batının, İslam ve Müslümanları sahici ve otantik bir şekilde anlamaya çalışmak konusunda çok yetersiz kaldığını, ancak köklü düşmanlıkları ve önyargıları üretme konusunda ise çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz.

İslam dünyası, bugün IŞİD denilen büyük bir felaket ile karşı karşıyadır. IŞİD, İslam adına Müslüman halklara savaş açmış durumdadır. IŞİD'in kurbanları, büyük ölçüde müslümanlardır.

IŞİD, yapmış olduğu her yıkım veya katliamı meşrulaştırmak için, Kuran'ı, sünneti veya tarihsel bir olayı referans göstermektedir. IŞİD örneği, İslam'ın ve Müslüman kültürünün yıkıcı bir şekilde istismar edilmesinin iyi bir örneğini oluşturmaktadır. DAEŞ, İslam'ı referans göstermekle aslında İslam'ın içini boşaltmanın ötesinde İslam'ı yıkmaktadır.

DAİŞ, Mezopotamya uygarlıklarına ait bütün tarihi kalıntıları putperest diye yok ediyor. Antik Hatra kentini bütün dünyanın gözü önünde ortadan kaldırıyor. DAİŞ, insanlığın kadim medeniyet mirasını bugünlere taşıyan eserleri yok etmekle aslında putperestliğe değil, insanlığa düşman olduğunu gösteriyor. DAİŞ zihniyetindeki Taliban rejimi de daha önce Afganistan'daki Budist eserleri yıkmıştı.

DAİŞ ve Taliban gibi şiddet ve terör hareketleri, eski kültürlere olan düşmanlıklarını din adına meşrulaştırmalarına rağmen, asıl gayeleri dünyaya siyasal bir mesaj vermektir. İnsanların kafalarını kesme görüntülerini yayınlamak suretiyle bütün dünyaya korku ve terör salmak isteyen DAİŞ, aynı şekilde antik kalıntıları yok ederek tarih vandalizmi yoluyla dünyaya mesajını vermeye çalışmaktadır.

Tarihte, Ortadoğu'yu yakıp yıkan ilk güç DAİŞ değildir. Moğol sürüleri, Ortadoğu'yu yerle bir etmiş, Bağdat gibi tarihi bir medeniyet merkezini tamamen ortadan kaldırmışlardır. Haçlı seferleri boyunca Hıristiyan ordular, gittikleri her yeri yağmalamışlardır. İngilizler ve Fransızlar, işgal ettikleri coğrafyaların medeniyet ve kültür eserlerini yağmalamışlar ve çalmışlardır. Avrupa müzeleri, Ortadoğu coğrafyasından çalınan eserlerle doludur. DAİŞ'in medeniyet yağması ve yıkıcılığındaki ataları, Moğollar, Haçlılar ve Avrupalı emperyalistlerdir.

DAİŞ, tarihi kentleri yıkmayı cihat olarak dünyaya sunmaktadır. Cihat, Vandalizm değil, hayatın ve insanın inşasıdır. İslam, cihadı bir vandalizm olarak değil, yeryüzünde insani bir medeniyet kurmak için sarf edilen çaba olarak tanımlamaktadır.

İslam, eski medeniyetlere ait eserlerin ve tarihin korunması gerektiğini emretmektedir. Eski medeniyetlerden kalan eserler, bizim önceki toplulukların akıbeti konusunda düşünmemizi sağlayan, bizim kendi durumumuzu öncekilerin tecrübeleri ışığında yeniden tefekkür etmemize neden olan kaynaklardır. İslam, tarihteki kavimlerin hikayelerinden dersler çıkarmaya insanları teşvik etmektedir.

Müslümanlar, eski kültürlere ait tarihi eserleri hiçbir şekilde yıkmamışlardır. Müslüman ülkeler, eski medeniyetlerden kalan kalıntılarla doludur. Mısır'daki piramitler, bugün sapasağlam ayaktadır. Müslümanlar, Hindistan'ı yönettikleri zaman zarfında buralardaki farklı medeniyet ve inanç gruplarına ait eserlere dokunmamışlardır. Abbasiler döneminde yönetimde etkili olan Bermeki ailesi, Belh ve Horasan'daki Budist tapınakları özel olarak korumuşlardır.

The Atlantic isimli haber sitesinde Graeme Wood, DAİŞ'e dair yapmış olduğu analizinde DAİŞ uygulamalarının İslam'ın tarihi, doktriner ve fıkhi uygulamalarıyla uygunluk arz ettiğini ifade etmektedir. Müslümanların, DAİŞ'in yaptıkları İslam değil demelerine rağmen Wood, DAİŞ uygulamalarının otantik İslam olduğunu iddia etmektedir. DAİŞ, el-Kaide ve Taliban gibi yapılar üzerinden İslam'ı bir vandalizm ve barbarlık olarak sunmak isteyen Batılılar, İslam'ın ne olduğu sorusu konusunda sağlıklı bir fikre ulaşmayı başaramadıkları gibi, kullandıkları etkin medya araçları sayesinde insanlığın da İslam'ı anlamasına engel olmaktadırlar.

Wood, DAİŞ'in dini retoriğine bakıp, DAİŞ'in İslami olmadığını söylemenin bir anlam taşımadığını, DAİŞ'in İslami olduğunu söylemenin daha doğru olduğunu iddia etmektedir. Doğru olan DAİŞ'in İslam'ın ve insanlığın karşısında bir yapı olduğunu söylemektir. DAİŞ, tarihsel bazı yerel uygulamaları referans gösterip kendisini İslamileştiremez. DAİŞ gibi yapılar, İslam'ın insanlık için getirdiği Tevhit, adalet, hakikat, barış, özgürlük ve çoğulculuk şeklindeki evrensel ilkeleri ihlal ettikleri için İslami değil, İslam dışıdırlar.