İslâm, Tefekkürü Emrediyor-2
Geçen haftaki yazımızı: “Tefekkür, insanın; âlemleri yoktan var eden, sonsuz kudret sahibi Allahü Teâlâ’yı tanıma gücünü dolayısıyla da Allah korkusunu ve Allah’a olan yakınlığını artıran en önemli vasıtalardan biridir,” diye bitirmiştik. İşte bunun içindir ki Kuran-ı kerimin birçok âyet-i kerimesinde: “...düşünmez misiniz?” (Nahl 17), “...düşünen bir topluluk için deliller vardır.” (Bakara 164), “…yine de düşünmeyecek misiniz” (En’am 50), “Hiç düşünmez misiniz?” (Hud 30), “…fakat öğüt alıp-düşünen var mı?” (Kamer 17), “ama öğüt alıp-düşünmeniz gerekmez mi?” (Vakıa 62) gibi ifadelerle düşünmenin önemi vurgulanmıştır. Çünkü gördüğümüz ve farkına vardığımız her ne varsa hepsi Allahü Teâlâ’nın varlığının, birliğinin ve kudretinin delillerdir. Bu sebeple göklerde, yerde ve bunların arasında bulunan her şey, insanın düşünmesi için birer vesiledir.Başka bir âyet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır:
“Göklerin ve yerin yaradılışında, gece ile gündüzün sürelerinin değişmesinde, insanlara fayda sağlamak üzere denizlerde gemilerin süzülüşünde, Allah’ın gökten indirip kendisiyle ölmüş yeri canlandırdığı yağmurda ve yeryüzünde hayat verip yaydığı canlılarda, rüzgarların yönlerini değiştirip durmasında, gökle yer arasında emre hazır bulutların duruşunda, elbette aklını çalıştıran kimseler için Allah’ın varlığına ve birliğine nice deliller vardır.” (Bakara 164)
Hadis-i şeriflerde de şöyle buyurulmaktadır:
“Tefekkür gibi kıymetli ibadet yoktur.” (İbni Hibban)
“Biraz tefekkür, bir sene (nafile) ibadetten kıymetlidir.” (K. Saadet)
“Sükûtu tefekkür, bakışı ibret olup çok istigfar eden kurtuldu.” (Deylemi)
Yüce Dinimizin bize verdiği perspektifi görüyor musunuz: Bir saat sistemli bir şekilde düşüneceksiniz, bir şeyler bulup insanlığın yararına sunacaksınız veya ebedî saadetiniz hesabına müspet ve meşru bir iklimde düşünceye dalacak sonra da düşünce ürününüzü dünya ve ahiret boyutları ile değerlendireceksiniz... Evet işte bunları yapabildiğiniz takdirde bir senelik nâfile ibadetten daha çok sevap kazanacaksınız.
Derin bir şekilde düşünmeyi başaran bir insan, bir meyve; mesela bir portakal yerken bile tefekkür eder: Portakalın kuru bir topraktan bu kadar lezzetli ve sulu bir meyve olarak hem de dilimlenmiş bir şekilde yaratıldığını, insanın ihtiyaç duyduğu vitaminleri içerdiğini ve tam da insanların bu vitaminlere en fazla ihtiyaç duyduğu kış mevsiminde yetiştiğini ibretle anlar ve Rabbine şükreder.
Bu şekilde düşünen bir mümin, çevresindeki her incelikte Allahü Teâlâ’nın kudretini ve sanatını görür, O’nu tesbih eder ve O’nun rıza-i bârisine giden yolu arar. Müminlerin bu vasıfları âyet-i kerimede şöyle haber verilmektedir:
“Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaradılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) ‘Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateş azabında koru.’” (Al-i İmran 191)
Mutlu olabilmenin yolu da faydalı düşünceden geçer. Bunun için akıllı insanlar, mutlu olmak ve huzura ulaşmak için çok kafa yorarlar.
Düşünen insan mutlaka bir şeyler üretir: Yazar, çizer, sanata yönelir, bilime katkıda bulunur.
Düşünen insan, önce kendisine sonra da içinde yaşadığı topluma faydalı bir birey olur. Başkasına yük olmaz, bilakis başkasının yükünü hafifletir.
Düşünen insan, özgürlüğün nasıl bir kavram olduğunu anlar. Çünkü düşünmek, şartlar ne olursa olsun, iyiye ve güzele atılan özgürlük adımının başlangıcıdır.
İş hayatında başarıya ulaşmış olan insanlara bakıldığında, bu kişilerin çok düşündükleri ve düşüncelerini büyülterek başarıya ulaştıkları görülür.
Düşünmek; aynı zamanda empati yeteneğini de geliştirir. Empatiyi ustalıkla kullanan insanların düşünme eyleminden büyük faydalar sağladıkları; kendilerini kolayca başkalarına kabul ettirip sevdirdikleri görülür.
Düşünen insanlar, başkaları ile çok daha kolay iletişim kurarlar. İnsanların birbirleriyle olan kavgalarının asıl sebebi iletişim eksikliğidir. İletişim kuramayan insanların doğru düşünme alışkanlıklarının olmadığı bir gerçektir.
Bunun için diyoruz ki, her gün belirli bir süre, sâkin bir şekilde problemlerimiz ve etrafımızda olup biten hadiselerle ilgili düşünelim, böylece Rabbimizin bize bahşettiği beyin bilgisayarımızdan faydalanalım! (Devamı haftaya…)