İslam Seçen
Türkmen Dağı'na, Suriye, Rusya ve İran kirli ittifakının saldırıları devam ediyor. Bir buçuk yıl önce Bayırbucak Bölgesi'nde yaşayan Türkmen kardeşlerimize yardım götüren MİT TIR'larını ihbar edenler, o desteği eleştirenler büyük vebal altındadır. O gün Türkiye'yi dünyaya şikayet edenlerin, yüzleri acaba bugünlerde kızarıyor mu? Sanmam. Ama herkes her şeyi görüyor. Akan Türkmen kanlarında, hain saldırıya uğrayan anaların ve yaşlıların gözyaşlarında onların günahı vardır. Bu böyle biline!
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na eski Kültür Bakanı ve Birlik Vakfı'nın Kurucu Başkanı İsmail Kahraman'ın seçilmesine çok sevindim. Hayırlı uğurlu olsun. Kıymetli fikir ve siyaset adamı İsmail Kahraman Beyefendi'yi tebrik ediyor, yeni görevinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. İnanıyorum ki İsmail Kahraman gibi mümtaz şahsiyetler, siyaset dünyamıza değer katacağı gibi meclisimizin itibarını daha da yükseltecektir.
İslam Seçen, klasik sanatlarımızı bilen, bilhassa cilt sanatımızı ihya eden ve yaşatan bir üstadımız. Cilt sanatını hem Türkiye'de sevdiren hem de İslam aleminde yaygınlaştıran büyük bir sanatkar, çınar ve gönül adamıdır. 1936 yılında Kosova Priştine'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1952'de Kosova İpek kasabasında Güzel Sanatlar Akademisi'nde tahsile devam etti. Burada üç yıl eğitim gördükten sonra İstanbul'da geldi. 1957 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne ikinci sınıftan başladı. Önce resim bölümüne girdi, daha sonra Hat bölümüne geçti. İç mimari, heykeltıraşlık gibi pek çok sanatı öğrendi, en sonunda da cilt ve hat sanatında karar kıldı. Bu sanatlar arasındaki münasebetler üzerinde durdu, araştırmalar yaptı. Hocaları Necmeddin Okyay, oğlu Prof. Dr. Sacit Okyay ve Prof. Emin Barın'dır. Sacit Beyden klasik cilt dersleri, Emin Barın'dan modern cilt ve kaligrafi dersleri aldı. Bu üç hocadan istifade etti ve bir bakıma "hayrü'l halef"leri oldu. 1960 yılında Güzel Sanatlar Akademisi'nden diploma aldı. Bir sene sonra da Yüksek Dekoratif Sanatlar Bölümü'nden mezun oldu.
1961 yılında Süleymaniye Kütüphanesi'de Cilt ve Patoloji Servisi'ni kuran sanatkarımız, 1973 senesinde Kültür Bakanlığı tarafından başuzmanlığa tayin edildi. 27 yıl boyunca Süleymaniye Kütüphanesi'nde hizmet eden İslam Seçen, 1977 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Yüksek Dekoratif Sanatlar Bölümü, Geleneksel Türk Sanatları Kürsüsü'nde Türk Ciltçiliği derslerini vermek üzere öğretim görevlisi olarak vazifelendirildi. 1969'da Portekiz'in başkenti Lizbon'daki Gulbenkian Müzesi'ne davet edildi. Bu ülkede meydana gelen sel felaketinde zarar görmüş İslam yazma eserlerini inceledi, bu konuda görüş bildirmek için iki ay müzede çalıştı. 2001 yılında yaş haddinden emekli oldu. Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Cilt Ana Sanat Dalı'nda Klasik Ciltçilik dersleri veriyor.
Cumhuriyet tarihinde ötelenen, örselenen ve dışlanan İslam sanatlarını yaşatan sanatkarlar arasında, rahmetle andığımız Necmeddin Okyay, Süheyl Ünver, Hamid Aytaç, Mustafa Düzgünman ve Ali Alparslan da bulunuyor. İslam Seçen, bu üstatlar neslinin günümüzdeki en mühim temsilcilerindendir.
Bilindiği gibi ciltçilik, özel bir sanat. Herkes başaramıyor. Cilt sanatında kullanılan en güzel deri hangisidir? Kitap ciltçiliğinde kaç tür deri kullanılır? İslam Hoca, bunu iyi bilir. Cilt sanatı dünyanın bir çok ülkesinde vardır ama Türk ciltçiliğinin, Osmanlı cilt sanatının diğer ülkelerde icra edilen sanatlardan üstünlüğü vardır. Bu hususiyetleri, İslam Seçen Hocadan öğrenmek mümkün.
Cilt sanatının unutulmaması, daha çok yaygınlaşması ve benimsenmesi için ne gibi çalışmalar yapılmalıdır? İslam Hocanın tavsiyesi, iyi bir eğitiminin verilmesi gerektiğidir. Ciddi bir eğitimle bu sanatımız, eski ihtişamlı devrine dönebilir; toplumdan ve bilhassa gençlerden yine ilgi görebilir. Bu sanatın sırlarını fısıldayan ve yıllardır talebe yetiştiren, İslam Seçen Hocadır.
Elinden binlerce cilt geçen İslam Hoca, Dünyabizim sitesinden Fatma Toksoy'un sorularına cevap verirken kendisini etkileyen ciltlerle ilgili görüşünü şöyle açıklamıştı: "Daha çok okuyan mı bilir, yoksa gezen mi bilir? Bence gezen, dolaşan gözleriyle gören çok bilir. Dünyanın neresine gidersem gideyim karşıma şahane diyebileceğim sanat ve eserler çıktı. Amma ben Osmanlı eserlerine ve sanatlarına hayranım. Doymadım ve doyamadım ve bu cümleleri söylerken hayranlıktan titreyerek diyorum ki dünyaya bir daha gelsem, aç kalacağımı bilsem bile gene güzel sanatlar akademisinde okurdum. Aslında halen de okuyorum. Ölünceye kadar okuyacağım ve çalışacağım."
Bu azim, aşk ve şevk insanı duygulandırıyor. Yaşı 80'e yaklaşan üstadımızın bu kutlu heyecanına hürmet edilir. İyi ki, böyle elleri öpülesi aziz hocalarımız var. Klasik sanatlarımız son yıllarda büyük rağbet görüyor, bu açık. Cilt sanatının da Hat, Ebru, Minyatür, Nakış gibi sanatlar arasında dikkat çekmesi büyük ölçüde bize bağlı. Bu sanatımızın unutulmamasını sağlamak zorundayız. Ecdadımızdan günümüze intikal eden bu sanatı yaşatan İslam Seçen ve diğer sanatkarlarımıza gönül borcumuz bitmez. Ömürlerine bin bereket!
İslam Seçen, ESKADER'in düzenlediği "Babıali Sohbetleri"nin bu haftaki konuşmacısı. "Cilt Sanatında İhtişam ve Zarafet"i anlatacak. Ömrünü adadığı sanatın tarihini, özünü, medeniyetimizdeki yerini dile getirecek, sorulara cevap verecek. Timaş Kitapkahve'deki sohbet toplantısı, 26 Kasım Perşembe günü saat 18.00'de başlayacak. Sanatsever okuyucularımı davet ediyorum.