İslam, insan ve hayvan
Sakarya'da yavru bir köpeğin vahşi bir şekilde öldürülmesi, ülkemizde büyük infiale neden oldu. Küçük bir yavru köpeğin işkenceyle öldürülmesi, katillerin insanlıktan çıktıklarının tezahürü olarak değerlendirilmektedir. Sakarya'da işlenen vahşet, genelde bütün varlıklara, özelde de hayvanlara karşı tutum, davranış ve düşünce biçimimizin radikal bir şekilde gözden geçirilmesini, sorgulanmasını ve sağlıklı bir şekilde yeniden oluşturulmasını gerekli kılmaktadır.
Varlıklara, insanlara ve hayvanlara karşı temel ilke hayata saygı ilkesidir. Hayvanların yaşam hakkına saygı göstermek, kişinin insani ve ahlaki sorumluluğudur. Hayvanları dövmek, onlara güç getiremeyecekleri işleri yaptırmak, hayvanları aç ve susuz bırakmak, hayvanlara karşı şiddet uygulamak, Allah'a ve varlık alemine karşı işlenen büyük bir suç niteliğindedir. Hayvanlara ve canlılara karşı işlenen suçlar, aslında Allah'a karşı işlenen bir suç ve günah niteliğindedir. Allah, insanı canlılar aleminin yaşam hakkına saygı göstermeye davet etmektedir. Allah'ın yeryüzünde halifesi konumunda ve sorumluluğunda olan insan, hayvanların hayat hakkını ve doğal yaşam alanlarını korumakla ve geliştirmekle yükümlüdür. Hayvanlar dahil bütün canlı varlıkların hayat hakkının kaynağı, Allah'tır. Hayvanlara karşı vahşet boyutunda işlenen her türlü keyfi, vahşi ve azgın davranış, aslında Allah'a karşı işlenen büyük bir azgınlık ve sapıklık anlamına gelmektedir.
Kur'an, her hayvan cinsinin birer topluluk, yani ümmet olduğunu ifade etmektedir (Kur'an, Enam, 38). Kendilerine ait sosyal yapıları olan hayvan topluluklarının, doğal ve sosyal hayat alanlarının bozulmaması, hayvanların varlığını tehlikeye düşürecek tutum, davranış ve girişimlerden kaçınılması gerekmektedir. İnsanın asli sorumluluğu, dünyadaki doğal dengeyi hayvanlar aleyhine olacak şekilde bozmaktan kaçınmaktır. Yeryüzündeki en büyük fitne, ekolojik dengenin bozulmasıdır. Hayvanlara vahşet uygulamak, onların varlığını işkenceyle ortadan kaldırmak ve hayat alanlarını tahrip etmek, Kur'an açısından yeryüzünü fesada götüren ve dünyada fitne çıkarmaya neden olan yıkımlardır.
Bir hayvan türünün keyfi bir şekilde ortadan kaldırılmasına neden olacak hiçbir davranışı İslam hiçbir şekilde meşru görmemektedir. Rahmet Peygamberi, hayvanları keyfi ve hiçbir meşru sebebe dayanmadan öldürmenin Allah'katında en büyük kötülüklerden ve günahlardan biri olarak kabul edildiğini ifade etmektedir.Rahmet Peygamberi, "Keyfi bir şekilde bir serçeyi öldürenin, kıyamet gününde bundan hesaba çekileceğini"bildirmektedir. Varlıklar ve hayvanlar alemine karşı işlenen suçların ve günahların karşılıksız kalmayacağını, hayvanlara karşı işlediğimiz suçların mutlaka bir karşılığı olacağı bilincini İslam, insanlığa kazandırmayı amaçlamaktadır. İslam, hayvanlar alemiyle olan ilişkimizin hukuk ve ahlak içinde olmasını emretmektedir.
Rahmet Peygamberi, "Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekilerde size merhamet etsin" demektedir.Peygamberimiz, merhametten yoksun olanın ancak azgın barbar kişi olabileceğini ifade etmektedir. Bütün canlılara merhamet içinde davranmak, insanın doğal bir sorumluluğudur. Rahmet Peygamberi bir kediyi aç bırakarak ölümüne sebep olan bir kadının cehennemlik olduğunu haber vermiştir. Rahmet Peygamberi, susamış bir köpeğe su temin eden bir kişinin Allah tarafından affedildiğini bildirmektedir. Hayvanlara karşı işkence ve şiddet içeren gayri insani tutum ve davranışlar, ebedi saadetimizi kaybetmemize neden olma şeklinde ağır sonuçlar doğurmaktadır.
Rahmet Peygamberi, insanlardan çevrelerinde var olan canlılara karşı sempati, empati ve merhamet açısından kendilerini geliştirmelerini istemektedir. Rahmet Peygamberi, "Her can taşıyan varlığa yapılan iyiliğin sevap şeklinde karşılığı olduğunu" müjdelemektedir.Allah'ı razı edecek erdemli davranışların başında, hayvanların mutluluğunu, huzurunu ve rahatını sağlayacak, merhamet, nezaket ve adalet içerisinde değerlendirilebilecek davranışları gerçekleştirmek olduğu unutulmamalıdır. Hayvanlara ve canlılara yönelik her türlü ahlak ve hukuk dışı vahşet, Allah ve insan ilişkisini bozan, yozlaştıran ve çürüten barbarlıklar olarak değerlendirilmektedir.
Allah, yeryüzündeki bütün canlıları insanın yararlanması için bir nimet, imkan ve kaynak olarak yaratmıştır. Allah'ın nimet olarak yarattığı hayvanlar, aynı zamanda yeryüzünü birlikte paylaştığımız komşularımız ve yakınlarımızdır. Allah'ın yeryüzündeki temsilcisi konumunda olan insanın Allah'a kulluk görevi ve bilinci içinde hayvanlar ve varlıklar alemiyle ahlaki, hukuki ve manevi nitelikte ilişki kurması gerekmektedir. Hayvanların insanlar üzerinde hakları olduğu gerçeğinin hiçbir şekilde ihmal ve ihlal edilmemesi lazımdır. Allah, kul ve hayvan hakları ihlallerini hiçbir şekilde affetmemektedir. İslam, hayvanların keyfi bir şekilde kullanılan, sömürülen, yok edilen ve istismar edilen nesneler olarak değil, hak sahibi varlıklar olarak görülmesi gerçeğini insan bilincine yerleştirmeyi amaçlamaktadır. Hayvanlarla, insana yakışır şekilde ahlaki, manevi ve hukuki ilişki kurmanın yolunu bulmak, hepimizin önünde çetin bir meydan okuma olarak durmaktadır.