Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 May 2020

İslâm gurbetini yaşıyor

SABRİ GÜLTEKİN

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sokağa çıkma kısıtlamasının 6. haftasını da geride bıraktık. 15 ilde 16,17,18,19 Mayıs’ta “evde kal” çağrısına uyan vatandaşlar sayesinde bu şehirler yine en sakin günlerini yaşadı.

Fakat uzun süredir “evde kal” çağrısına uyan 65 yaş ve üzeri ile kronik rahatsızlığı olan insanlar için yayınlanan genelge ile 17 Mayıs 2020 Pazar günü 12.00-18.00 saatleri arasında sokaklar şenlendi.

“Madem pandemi nedeniyle Dârülaceze’deki yaşlıları ziyaret edemiyoruz; o halde görsel şölen sunarak çiçek dökmeye başlayan erguvanların eşliğinde Boğaz’a dizilen yaşlılara eşlik edelim” deyip Akit TV Haber Koordinatörü Muharrem Coşkun’la düşüyoruz yollara.

***

Boğaz Hattı’nda Beşiktaş’tan başlayıp Sarıyer’e kadar devam eden trafik çilesinden eser yok!.. “Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık vardır” hükmü bütün İstanbul caddelerinde olduğu gibi burada da tezahür ediyor.

Parklar, bahçeler, yürüyüş parkurları ihtiyar delikanlıların hizmetinde...

Kimi güneşin tadını çıkarıyor...

Kimi bisikletiyle habercilere poz veriyor...

Kimi spor yaparak nefes açıyor...

Kimi finosunu gezdiriyor...

Boğaz’ın serin sularında takla şovu yapan Yunuslar da onlara eşlik ediyor...

Bütün bu manzaralar Bebek’ten başlayarak Rumelihisarı’na doğru icra edilirken, güvenlik güçleri maske, sosyal mesafe kurallarını sık sık hatırlatıyor.

Koronavirüs, insanlığa sağlık ve özgürlüğün dünyanın en paha biçilmez zenginliği olduğunu bir kez daha öğretti, öğretmeye devam ediyor.

***

Boğaz eşsiz güzelliğini bugün özel insanlarla paylaşıyor.

Sınırsız özgürlüğün kölesi olan, son model arabalarıyla yarış yapan, tek teker terörü estiren motosikletli züppeler yok...

Boğaz sessiz ve sakin...

Sular berrak...

Balıkların oltaya gelme kaygısı yok...

Fakat martılar tetikte...

Serinleten meltem esintisi...

Göz kamaştıran yakamoz ışıltısı...

İnsanı iç alemine döndüren tefekkür havası...

Bir de “kontrollü sosyal hayat”...

Daha ne olsun!..

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul” dizelerini mırıldayarak Aşiyan’dan Boğaz’ı seyreden Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Ahmet Hamdi Tanpınar, Fennî Mehmed Dede, Münir Nurettin Selçuk, Münevver Ayaşlı, Attila İlhan, Edip Cansever ve omuzunda martısıyla bir garip Orhan Veli...

Yan yanalar ölüm sessizliğinde, ölümsüzlük bahçesinde...

Karşıda Anadolu yanı başımızda Rumeli Hisarı yaklaşan fethin sene-i devriyesini bekliyor.

Tam 567 yıldır...

***

Botanlara gömülmüş yalılar...

Arnavut kaldırımlarını örten asfaltlar...

Asırlara meydan okuyan çınarlar...

Ve Emirgan...

Her dem iğne atsan yere düşmeyecek Tarihî Çınaraltı bomboş...

Zembereği boşalmış saat misali koşuşturanları kendine getiren Hamid-i Evvel Camii’nden yükselen hoş bir sadâ...

Ve kalabalıklar arasında bizi selamlayan 73’lük bir delikanlı ihtiyar!..

Allah deyince gözleri yaşaran...

Aşk menzilinde koşuşturan...

Ehl-i muhabbet...

Kelâm-ı kibarla gönülleri hoş eden bir insan...

Ömrü çilelerle bezenmiş dava adamı...

Yazarımız ilahiyatçı Ali Rıza Demircan...

Yüreği hâlâ kıpır kıpır...

Sevgi dolu...

***

Ali Rıza Demircan hocaefendi, “Yaptığın işi seveceksin, Allah görüyormuşcasına İhsân makâmında yapacaksın. Kelimeler yalnızca dudaklarından dökülmeyecek, ruhundan fışkıracak. Biz böyle gördük, böyle öğrendik, böyle yaşadık. Hutbelerimizi de böyle okuduk” diyerek başlıyor sözlerine.

Yaşadığımız koronalı günlerin tevilini istirham ediyoruz...

Demircan hocaefendi anlatıyor, biz can kulağıyla dinliyoruz...

“Mademki insanlık Yaradanı dışladı, mademki insanlık kendini ilahlaştırdı. Bu yaşananlar Fecr Sûresi 13. ayette belirtilen (“Fesabbe ‘aleyhim rabbuke sevta ‘azâb.” Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı) bir azap kamçısıdır. Ya da siz buna Said Nursî’nin ifadesiyle ‘şefkat tokadı’ diyebilirsiniz. Fakat ders alınabilirse, hayırlara dönüştürülebilir; Hazreti Yûnus aleyhisselâmın toplumunda olduğu gibi...

Bu bir uyarıdır.

Fakat hiçbir belirti de görmüyorum.

Yaradan hayattan dışlanmış.

Dünyanın hiçbir yerinde Yaradan’ın yasaları tam mânâsıyla uygulanmıyor. İlahiyatlarda bile hayata yön veren İslâm okutulmuyor. Allah’ın dini gurbetini yaşıyor.

Fakat Peygamberimiz Efendimiz şöyle buyurmuş, ‘Kad bedee’l-islâmu gariben se-yuîdu gariben’. (İslâm garip; kimsenin ummadığı bir şekilde doğup yayıldığı gibi, bir kere daha kimsenin beklemediği şekilde hâkim konuma geçecek.)

Bugünkü iktidar İslâm’ın çocuklarıdır. İslam’ın çocukları döneminde bile İslâm gurbetini yaşıyor.

Yahu bu nedir?!..

Buna en vahim örnek İstanbul Sözleşmesi... AB’nin dayattığı ve Türkiye’nin 2012’de kabul ettiği sözleşmeden güç alan güruh Allah’ın hükümlerine meydan okuyor. Toplumun aile yapısını ifsad eden 6284 sayılı yasa hâlâ duruyor. Faiz düzeni kanımızı, iliğimizi sömürüyor...” diyor Demircan hocaefendi, fakat sözlerini burada bitirmiyor.

Şimdilik bu kadarıyla iktifâ edelim.

***

Hâmiş:

Dünyayı kasıp kavuran yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sebebiyle vaka 5 milyona yaklaşırken, hayatını kaybedenlerin sayısı da 325 bini aştı. Türkiye’de vefat edenlerin sayısı ise önceki gün itibariyle 4171’i buldu.

Diğer taraftan dün Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulunan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, “Arife gününden bayramın son gününe kadar 81 ilimizin tamamında 4 gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağını” ifade etti.

Bu da gösteriyor ki, artık gerçekten de dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Bayramlar bile...