Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.82
Gram Altın
2960.05
BIST 100
9592.06
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Temmuz 2019

İslâm Dininin On Temel Özelliği

İslâm dini, Allahü Teâlânın, son peygamberi Hazret-i Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem vasıtasıyla bütün insanlığa gönderdiği en son ve en mükemmel dindir. İslam, bütün semavî dinlerin ortak adıdır. İslam, evvela ilk peygamber olan babamız Âdem aleyhisselama gönderilmiştir. Zamanın ilerlemesiyle, insanoğlu İslam dininden saptıkça, Cenâb-ı Hak, onlara yeni peygamberler ve en son olarak da Hazret-i Muhammed’i göndermiştir. İnsanlığın son dini, Hazret-i Muhammed’in tebliğ ettiği İslâm dinidir.

İslâm’ın gelmesiyle; semavî ve gayrı-ı semavî diğer bütün dinlerin hükmü sona ermiştir. Bu, tıpkı, yeni bir kanun çıkınca, eski kanunun hükmünün yürürlükten kalkması gibidir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Bugün sizin Dininizi sizin için kemâle erdirdim. Sizin üzerinizdeki nimetimi (lütuflarımı) tamamladım ve size din olarak İslâm’ı seçtim, (yalnız İslâm’dan râzı ve hoşnut oldum.)(Mâide 3)

“Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, bilsin ki; kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmran 85)

İslâm dinini, diğer bütün dinlerden ayıran ve üstün kılan birçok özelliği vardır. Bunlardan birkaçı şöyledir:

1- Eski dinler, belli bir zamana ve belli bir bölgeye hitap ediyorlardı. İslâm ise, topyekûn bütün insanlığa seslenmektedir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Ey Muhammed! Biz, Seni bütün insanlara yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.” (Sebe 28)

“Ey Muhammed! De ki: Ey insanlar Ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği Peygamberiyim.” (A'raf 158)

2- Eski dinler, sadece kendi zamanlarının insanlarını muhatap almışlardı. İslâm dini ise, bütün insanlığa ve bütün çağlara hitab etmektedir. İslam dininin hiçbir hükmü tazeliğini, geçerliliğini, tutarlılığını, insanlığa en faydalı olma özelliğini kaybetmemiştir.

3- Diğer dinlerin tamamı tahrif edildiği halde, İslâm, hâlâ ilk günkü tazelik ve saflığı ile, bozulmadan yaşamaktadır.

4- İslam, kolaylıklar dinidir. İslam’da insanlar; yapamayacakları veya yaparken çok zorluk çekecekleri işlerle mükellef kılınmamışlardır.

5- İslam, insanın; “nereden geliyorum, nereye gideceğim, niçin yaratıldım, girdiğim bu hayat yolu, beni nasıl bir sonuca ulaştıracak” gibi sorulara en iyi ve en tatmin edici cevapları verir.

6- İslam dini, insanlığın maddeten ve mânen ilerlemesine, gerçek insanlık mertebesine ulaşmasına yardımcı olur. Hiçbir okul ve mektep okumamış hakikî bir mümin, birkaç tane üniversite bitirmiş bir insandan daha huzurlu, daha sağlıklı, daha madenî ve daha insanîdir.

7- İslam, getirdiği helal-haram sistemiyle, cemiyet hayatını düzenlemiş ve disipline etmiştir. Bu sistem, insandan hiçbir zaman ayrılmayan, manevî bir bekçi gibidir. Bu bekçi, insanı bütün fenalıklardan korur. Allahü Teâlânın herşeyi bileceğini, hiçbir şeyin O’ndan gizlenemeyeceğini idrâk eden müslüman şahsiyette güçlü bir irade oluşur. Böyle güçlü bir karaktere sahip olan kişilerden meydana gelen bir toplumda ise; âsâyiş, emniyet, istikrar, nizam ve âhenk hâkim olur.

8- İslam dini bilimle çelişmez. Bilim, madde âleminin, hayatın ve özellikle insanın nasıl var olduğunu inceler, bu âlemde cereyan eden İlâhî kanunları bulup çıkarır. Bu kanunlar sayesinde insanlığın teknik ve medeniyette daha fazla ilerlemesine imkân sağlar. İslam ise, kâinatın ve madde âleminin niçin yaratıldığını ve yaratıcısının kim olduğunu ortaya koyar. Özellikle insanın varlıklar içindeki müstesna mevkiini, yaradılış gayesini ve bu dünyadaki vazifesinin mahiyetini bildirir.

9- İslam dini, her türlü ahlâkî fazîletin kaynağıdır. İslamda bulunmayan ahlakî bir fazilet yoktur. Bir milletin ahlakî yönden alçalması kadar müthiş bir felaket de yoktur.

10- Netice olarak diyebiliriz ki: İslâm’ın dışındaki bütün dinler, muvakkat, yerel ve mahallî iken; İslam evrensel, umumî ve Kıyamete kadar bakîdir. Bunun içindir ki, diğer bütün dinler sınırlı ve mahdut birer ışık kaynağı gibi iken; İslam dini, kıyamete kadar bütün dünyayı aydınlatan güneş mesabesindedir. Sabah olup güneş doğduktan sonra, -artık ihtiyaç kalmadığı için- bütün ışıklar söner!..