Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.67
Gram Altın
2960.88
BIST 100
9672.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

IŞİD'E CEVABI KİM VERİR?

Işid, son dönemde birçok icraatlarıyla ismini duyurdu ve en son Kobani'ye girmesi ile birlikte özellikle PKK gösterileri üzerinden daha çok gündeme geldi. Fakat gerek belki umulandan daha fazla güçlenmesi, gerekse Türkiye sınırlarına gelip dayanması üzerinden artık istense de istenmese de daha fazla Türkiye'yi ilgilendirecektir.

Işid'in bunlar dışında İslam dünyası ve Türkiye'nin ilgisine sebep olmasının başka bazı boyutlarına değinmek lazımdır. Bu bağlamda önemli sorulacak sorulardan birisi, Işid'e Türkiye de dahil farklı ülkelerden katılımların olması; özellikle Avrupa ülkelerinden katılımlar. Kanaatimizce, bunun sebepleri üzerinde durulmalıdır. Özellikle Irak ve bölge merkezli olarak yayılmaya devam eden Işid'i, bölgenin istikrarsızlığı ve daha üst düzeyde küresel düzeyde artan eşitsizlikler ve derinleşen krizlerin güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Bu sebepler hiç şüphesiz Işid'e katılımları belli düzeyde açıklayacak faktörlerdir.

Bu adaletsizlik ve krizlerin derinleşmesi oranında Işid ve benzeri oluşumların kuvvet bulması ve yayılması söz konusu olabilir. Bu anlamda Işid'in kendi başına bir aktör olmadığı gibi mekanik bir emir zincirinin parçası olmadığını da görmemiz gerekir. Bu durum, bölgede Işid'in kendi zaviyesinde bir gücü olduğunun teslim edilmesi gerektirmektedir. Öte yandan Amerika'nın Işid'in bölgede bir müddet daha konuşulacağı üzerinde ısrarla durması, Amerika, İngiltere gibi küresel aktörlerin bölgede Işid vb. oluşumlar üzerinden kaos oluşturarak politikalar şekillendirmeye çalışacağını akla getirmektedir.

Fakat bizim asıl sorumuz Işid'in bölgede Müslüman ülkeler üzerinde ne kadar cazibe oluşturacağı ve söz gelimi cemaatsel yapıları ne oranda değişmeye zorlayacağıdır. Birincisi, dediğimiz gibi küresel ve bölgesel adaletsizlik ve krizler derinleştikçe, mahrumiyet duygusu kökleşmiş kesimler ve neo-selefiler için Işid bir cazibe merkezi haline gelebilir. Bugünlerde Işid'in söz gelimi Mısır'da İhvan'ı ve hatta Türkiye'de birçok cemaatleri çökertip dönüştürecek bir güce sahip olduğunu iddia edenler var. Doğrusu, bu bağlamda Işid'in Türkiye ve diğer İslam ülkelerindeki etkilerine dikkat kesilmek lazımdır. Fakat yine de İhvan gibi bir takım köklü hareketleri çökerteceği veya dumura uğratacağını söyleyemeyiz. Fakat yine de farklı ülkelerin İslami söylemlerinde ve cemaatlerde kimi dönüşümlere sebep olmasını da bekleyebiliriz.

Burada daha hayati bir durum ve soru(n) ortaya çıkıyor. Işid gibi neo-selefi bir oluşuma en uygun İslami cevabı verecek? Kastettiğimiz şey Işid'le savaşmak değil. Işid'e katılma gerekçelerini de bertaraf edecek biçimde en uygun İslam düşüncesinin üretimi nasıl yapılacak ve bunu kim yapacak? Öncelikle söyleyelim ki, bunu "AK Parti Gençliği buna yeter" türünden bir popülerlikle cevap üretmek mümkün değil.

Bu bağlamda, İslam'ı gelecekte tüm insanlığın sorunlarını kuşatacak ve medeniyet kurma projesi olarak sunacak biçimde inşa etmek ve içeriklendirmenin önemini belirtmeliyiz. Öte yandan, iktidarın toplumda adaleti sağlayacak mekanizmaları hızlandırması ve yeni politikalar uygulaması gerekmektedir. Bu çerçevede hem Müslüman ilim adamlarına hem de iktidara çok büyük görevler aynı anda düşüyor.