İşgücüne Katılma Oranı %52,4 Oldu
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 11 bin kişi artarak 4 milyon 302 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 3,1 puanlık artış ile %13,5 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 3,3 puanlık artış ile %15,6 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 5,3 puanlık artış ile %24,5 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 3,1 puanlık artış ile %13,7 olarak gerçekleşti.
İstihdam edilenlerin sayısı 2018 yılı Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 633 bin kişi azalarak 27 milyon 655 bin kişi, istihdam oranı ise 1,5 puanlık azalış ile %45,4 oldu.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 375 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 258 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin %17,3'ü tarım, %19,8'i sanayi, %5,8'i inşaat, %57'si ise hizmet sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 1 puan, inşaat sektörünün payı 1,5 puan azalırken, sanayi sektörünün payı 0,3 puan, hizmet sektörünün payı 2 puan arttı.
İşgücü 2018 yılı Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 378 bin kişi artarak 31 milyon 957 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise değişim göstermeyerek %52,4 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı değişim göstermeyerek %71,7, kadınlarda ise 0,1 puanlık artışla %33,6 olarak gerçekleşti.
Son 10 yıllık işsizlik verileriyle kıyasladığımızda bu rakamlar çok iç açıcı değil. Geçtiğimiz yıl dolarda görülen aşırı dalgalı hareketler başta inşaat ve sanayi olmak üzere ithal mala bağlı sektörlere olumsuz yansırken, küresel çapta yaşanan ticari savaşlar da bu etkiyi arttırmıştır. Hükümetin alacağı tedbir ve teşviklerin bu tabloyu tersine çevireceğine inanıyorum. Ancak biraz da büyük resme bakmak gerekiyor. Bundan yüz yıl önce halkın büyük bir kısmı geçimini tarımdan sağlıyordu. Sonra sanayi sektörü gelişti. Sanayi, tarım, inşaat gibi sektörlerde istihdam yaratmak vasıfsız işçi gereksinimi nedeniyle nispeten daha kolaydı.
2000 yılından sonra ise teknoloji hızla gelişmeye başladı. Şu an her şehirde en az bir yüksekokul mevcut. Gençlerimiz rahatlıkla üniversiteye girebiliyor, yabancı dil öğreniyor. Son birkaç yıldır pek çok okulda kodlama eğitimi veriliyor. Bu vasıflara sahip bir genç, fabrikada vida sıkmak istemiyor doğal olarak. Onun yerine vida sıkabilen yapay zekalı makineler üretmek istiyor. Hükümetin ve güçlü kuruluşların verdiği destekle gençler artık girişimci olmanın hayalini kuruyor.
Endüstri değişim ve dönüşüm sürecine girdi. Sektörler yavaş yavaş kabuk değiştiriyor. Bu süreçler sancılı olur ve bir süre ekonomik verileri negatif etkileyebilir. Bu nedenle rakamlara bakıp moral bozmayalım. Yeter ki gençlerimizin aldığı eğitim teknolojik gelişmelerle entegre olsun. Çağın gerisinde kalmayalım.