İşgalin en kötüsü ZİHİNLERİN İŞGALİDİR!
İsrail, Filistin halkına karşı gerçekleştirdiği katliam listesine her gün yenisini ekliyor. Yaşanan katliamın daha ne kadar süreceğini İsrailli yetkililere soruyorlar. Verdikleri cevap: “Ne kadar sürerse sürsün” diyorlar. Bu cevap tek başına bile İsrail’in ne kadar acımasız olduğunu ve hiçbir ahlaki kuralı, hukuku, kutsalı önemsemediğini çok çarpıcı bir şekilde yansıtıyor.
Zira binlerce çocuk, kadın, yaşlı demeden masum tüm
insanlara karşı, savaş suçları işlemektedir. Gazze’nin merkezinde bulunan Aziz
Porphyrius Rum Ortodoks Klisesi’ne sığınmış masum sivilleri bombalamaktan
çekinmedi. Yani İsrail, sadece Filistinli Müslümanların mabetlerine karşı
değil, Hristiyanların mabetlerine karşı da saygısız davranıyor. Çünkü insana
saygı duymuyor ki mabetlerine saygı duysun!
Peki,
İsrail bütün bu pervasızlıkları nasıl yapabiliyor?
Çünkü İsrail, kuruluşundan beri Filistinlilerin
topraklarını işgal ederken, Siyonistler de kontrol ettikleri medya ile başka
ülkelerdeki zihinleri ve vicdanları işgal ediyor. Bu nedenle tüm dünyanın gözü
önünde bir insanlık dramı ve soykırım yaşandığı hâlde gerektiği gibi tepki
oluşmuyor veya yetersiz kalıyor!
Hadi diğer ülkeleri geçtim kendi ülkemizde bile bizimle
aynı adı taşıyan, bizden görünen bazı insanların bile: İşgalcilere karşı
topraklarını savunan Filistinlilere ‘’terörist’’
diyerek İsrail’le aynı dili kullanması ne kadar acı bir durumdur. Sizce de bunların ruhları ve zihinleri, Siyonistlerin
işgali altında değil midir?
Daha da kötüsü, Ana Muhalefet Partisi’nin başına yeni
seçilen ve Türkiye’yi idare etme iddiası olan şahsın bile zihni ve ruhu Siyonistlerin
işgali altında olduğunu gördük. Aksi hâlde işgalci İsrail’e karşı topraklarını
savunan Filistinli direnişçilere ‘’terörist’’
der miydi? Adı ‘’Özgür’’ ama zihni
ve ruhu ne yazık ki Siyonistlerin işgali altındadır.
Bu sadece CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımız için değil,
hepimiz için utanç verici bir durumdur. Zihni işgal edilmemiş bir siyasetçiye:
Toprakları işgal edilmiş bir halkın direnişçilerine, siyasi ikbal karşılığında
bile olsa ona ‘’terörist’’
dedirtebilir misiniz? Kesinlikle hayır.
Bu nedenle daha önce birçok kez belirttiğimiz gibi,
işgallerin en kötüsü: ZİHİNLERİN
İŞGALİDİR! Zira gücünüz olmaz, topraklarınız işgal edilebilir. Ancak eğer
zihniniz ve ruhunuz işgal edilmemişse, çabuk toparlanır işgalcileri mağlup
edene kadar direnirsiniz.
Ancak özgür bir zihne ve ruha sahip olabilmek için önce ‘’DÜŞÜNMEK’’ sonra ‘’HAREKETE’’ geçmek gerekir. Çünkü düşünceden doğmuş bir hareket
ancak anlamlı olabilir. Aksi hâlde etrafımızda canlı ve cansız birçok şey
hareket hâlindedir. Büyük mütefekkir Nurettin Topçu’nun ifadesiyle: ‘’Lakin onların hareketleri şuurlu
değildir; alelâde yer değiştirmeden, kımıldamadan ibarettir.’’ Ne kadar
muhteşem bir tanımlama değil mi?
Demek ki kımıldama ile hareket arasındaki farkı yaratan ‘’DÜŞÜNCEDİR’’ veya şuurudur. O hâlde şunu
rahatlıkla söyleyebiliriz: Şuursuzca atılan her adım kımıldama, her söz sadece
gürültü gibi anlamsızdır.
Bu nedenle bence ZİHNİ
İŞGAL altında birinde ne lider olur ne de ülke teslim edilir. Elbette
takdir milletimizindir.