İşe yaramaz 67
24 Ağustos 2018 tarihinde ajanslara düşen bir haber: “HDP eski milletvekili Leyla Birlik, Yunanistan’a geçerek bu ülkede sığınma başvurusu yaptı.”
Acaba Leyla Birlik, Türkiye’de adalet olmadığı için mi Yunanistan’a kaçtı, yoksa suç işleme özgürlüğü istediği için mi?
Dünyada da Türkiye’de de; Hz. Muhammed (S.A.V.)’in uyguladığı ve Hz. Ömer (R.A.)’in kurumsallaştırarak devam ettirdiği tam bir adalet henüz yok. Ama bu tümden, Türkiye’de adalet olmadığı, demokrasi olmadığı anlamında da gelmez. Yani aslında, adalet olmadığı için değil, suç işleme özgürlüğü istedikleri için kaçıyorlar. Çözüm üretmek yerine kaçmayı seçiyorlar.
Düşünün: HDP çatısı altında 67 milletvekilisiniz. Meclis’tesiniz. Devletten ciddi miktarda milyonlarca TL hazine yardımı alıyorsunuz. Yüzde 10 civarlarında bir oy alıyorsunuz. Ama hiçbir çözüm öneriniz yok. Hiçbir projeniz yok. Proje olarak; demokratik özerklik denen ve Türkiye’yi bölünmekten, binlerce insanın ölümüne yol açmaktan, milyonlarca insanın acı çekmesinden, Kürtleri perişan etmekten başka hiçbir işe yarmayacak bir BAAS tipi özerk PKK diktatörlüğü öneriyorsunuz. Tek bir projeniz var: Kan/ölüm, acı, gözyaşı,… Her şeyinizle, zarardan başka hiç bir şey değilsiniz.
PKK (HDP) çözüm sürecini bitirdiğinden beri ülkede daha fazla kan akıyor, PKK’ya silah bıraktırmak için bir projeniz yok. PKK (PYD) Suriye’de ABD’ye askerlik yapıyor, bir çözüm projeniz yok. Kafanız buna çalışmıyor ama PKK tepesinden (Cemil Bayık) aldığınız talimatla, CHP’yi de yanınıza çekip yerel seçimlerde işbirliği yaparak memleketi karıştırma projesi üzerinde çalışıyorsunuz. Tekrar bölge belediyelerini alarak, eleman ve finans sıkıntısı çeken PKK’ya kan taşıyarak, daha çok kan akıtmaya devam etmek istiyorsunuz.
***
Cumartesi Anneleri
İlk kez 27 Mayıs 1995'te, gözaltında kaybolan yakınlarının akıbetini sormak için toplanan Cumartesi Annelerinin eylemlerine artık son veriliyor.
Cumartesi annelerinin eylemleri uzun zamandır artık amacından sapmış bir şekilde devam ediyordu. 1995 yılında başlayıp 1999 yılına kadar devam eden eylemler, yaklaşık 10 yıllık bir aradan sonra, 2009 da tekrar başlamıştı.
Eylemler artık, geçmişin hesabını AK Parti ve Erdoğan’dan sorma üzerine devam ediyordu. Bir hak aramadan ziyade, özellikle Erdoğan’ı yıpratma, Erdoğan’ı faili meçhullerle birlikte anma üzerine bir propagandaya alet edilerek devam ediyordu.
PKK hala Uludere/Roboski katliamının emrini Erdoğan’ın verdiğinin propagandasını yapıyor. Tabi ki HDP’de bu propagandayı yapıyor. Amaçları tamamen, bütün Kürtleri AK Parti ve Erdoğan düşmanı yaparak, zihinsel bir kopuş gerçekleştirmek.
***
#CumartesiAnneleri - Ne zaman PKK tarafından öldürülen çocukların anneleri ile birlikte, PKK'nın faili meçhullerine de ses çıkaracaksınız? (22 May 2015)
*
#CumartesiAnneleri560Hafta Cumartesi anneleri; PKK'nın öldürdüğü, faili PKK olan faili meçhuller, için de 1 hafta annelik yapabilir misiniz? (18 Ara 2015)
*
#CumartesiAnneleri594Hafta Bir kere de PKK'nın katliamlarını kınamak için yürüyün be... Bir kere de PKK'nın faili meçhulleri için yürüyün (13 Ağu 2016)
*
#CumartesiAnneleri615Hafta PKK vahşetlerini hiç kınamayan anneler. Artık Cumartesi Anneleri eylemlerine son vermenin zamanı gelmiştir. (6 Oca 2017)
*
#CumartesiAnneleri615Hafta Bir OHAL kararnamesi ile Artık Cumartesi Anneleri eylemlerine son vermenin zamanı gelmiştir. (6 Oca 2017)
*
Değişik tarihlerdeki twitter mesajlarımdan da anlaşılacağı üzere, Cumartesi Anneleri kendi acıları ve mağduriyetleri için eylem yaparken, PKK tarafından öldürülen hiç kimse için ses çıkarmadılar. Cumartesi Annelerinin yakınlarından kaç kişinin ya da kimlerin derin devlet çeteleri tarafından, kaç kişin ve kimlerin PKK tarafından ortadan kaldırıldığını belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. PKK tarafından iç infazlarda öldürülen on binlerce Kürt çocuğunun nasıl ve kimin talimatlarıyla ortadan kaldırıldığını da belki öğrenemeyeceğiz.
Sonuç olarak şunu ifade etmek istiyorum: Hak ararken de hakkaniyetli olmak gerekir. Geçmişin cinayetlerini, suçlarını, bugünkü iktidara, bugünkü insanlara yüklemek de büyük bir hatadır ve hakkaniyete de adalete de sığmaz.
Cumartesi Anneleri eylemi elbette bir hak arama mücadelesiydi. Ama, Cumartesi Anneleri bu eylemleri sadece kendi acıları ve kendi mağduriyetleri için yapıyorlardı. PKK tarafından öldürülen hiç kimse için hak aramadılar. Yasin Börü için mesela, hiç bir şey yapmadılar. Empati yapmadılar. PKK cinayetlerine hiç seslerini çıkarmadılar.
Devletin görevi elbette bütün faili meçhulleri aydınlatmaktır. PKK tarafından iç infazlarda öldürülen 15 binin üzerinde Kürt çocuğunun isimleri de açıklanmalıdır. Aksi halde PKK tarafından yapılan bütün cinayetler de devletin üzerine atılarak propaganda yapılmaya devam edilecektir. PKK’nın faili (belli) meçhulleri, zamanın derin devlet çeteleri tarafından yapılan faili meçhullerden kat be kat fazladır.
Amacından sapmış olan Cumartesi Anneleri eylemlerinin sonlandırılması, aslıda gecikmiş bir adımdır. Devlet; Cumartesi Anneleri eylemini sonlandırıp, söz konusu kişilerin dosyalarını da araştırarak, bunların faillerini bulmak için elinden geleni yapmalıdır. Kimlerin zamanın derin çeteleri tarafından, kimlerin PKK tarafından ortadan kaldırıldığı ortaya çıkarılmalıdır. PKK’nın on binlerce faili (belli) meçhulü de böylece ortaya çıkarılmış olacaktır. Bu, devletin temize çıkması için büyük bir fırsattır ve değerlendirilmelidir. AK Parti ve MHP bunun (PKK faili meçhulleri) için bir kurul kurmalıdır. PKK’nın iç infazlarda öldürmüş olduğu Kürt çocuklarının tamamının kim oldukları bulunarak açıklanmalıdır.