İşaret Fişeği: Para ve Sermaye Piyasalarında Oynama
Dünya tarihi, kuvvetlerin yer kapma mücadelesi ile geçmiştir. Bunlar arasında din, sermaye, iktidar ve ilim odaklı 4 grup “elitler” arasında denge kurulması esas alınmıştır. İktidarlar gücünü kaybedince diğerleri güçlenmiştir. Hatta o kadar ki, her bir elit grup elindeki güç ile diğerlerini etkilemiştir. Orta çağ Avrupasında ve islam coğrafyasında bazı cemaat ve tarikatların hakim olduğu zeminlerde, dinî elitler halkın inancı üzerinden güç edinmiştir. Dünya tarihi boyunca siyasi elitler ellerindeki kamu gücünü kullanıp her türlü yönetimi yapmıştır. Kapitalist elitler ise paranın gücüyle hakimiyetlerini tahkim etmiştir. Entelektüel elitler bütüncül olarak hayatın her alanına ilişkin düşünceleri ile hayata yön vermiştir. Her bir grubun da iki yönlü kullanımı mümkün olmuştur, bunlar hayırda, hakta ve insanlığın hizmetinde kullanıldığında, sınırları ve işleyiş kuralları da belirlendiğinde, hepsinin de bu kurallara uyduğunda çok parlak medeniyetler ortaya çıkmıştır. Şerde, suiistimalde, haksızlıkta, kişisel menfaatlerde kullanıldıklarında zulümler, tecavüzler, haksızlıklar, hırsızlıklar ve sefalet ortaya çıkmıştır. Her birinin “denge ve uyum” içinde bir “sistem” ile çalıştığı devlet yapıları başarılı olmuş, halkına da refah getirmiştir. Bu bağlamda meseleye bakıldığında hangi milletten veya hangi dinden olursa olsun, insan fıtratının isterlerine uygun bir denge ile işleyen sistemi kuran başarılı olmaktadır. Bu sistem de insanlığa, yüksek bir medeniyet getirmektedir.
Dünya tarihinin son döneminin hakim unsuru kapitalist
elitler olmuş, bu güçleri ile diğer bütün gruplarda kolayca adam
satın alma veya devşirme imkanına erişmiştir (altın
milyar devri yaşanmaktadır). Kapital oluşturma ve çoğaltma konusunda da hiçbir
zorluk çekmeyecekleri enstümanları üretmiş/ürettirmiş, bunların bilimsel
teorilerini de yaptırmış, toplumlara da bunu din gibi kabul
ettirmiştir. Bu yönüyle kapitalizmin çağının dini, para olmuştur. Bu
dine tapmayı kolaylaştırmış ve tapanları da yalancı cennetine almıştır.
“Para ve sermaye piyasaları” ve
buralarda “oynamak” da bu dinin en
önemli mâbedleri ve dinî ritülleri haline gelmiştir. Özellikle de bu piyasalardaki yöneticilerin zaafları bulunur ve denetim kurumları da aynı dine mensup
olursa çok daha kolay kazanır olmuşlardır. Denetim kurumları hukuku tam ve
eksiksiz uygulamakta tereddüt etmeden uygulama yapmadığı için, her düzeyde
zafiyet doğmaktadır. Kişisel ilişkiler ve telefon görüşmeleri
hukuk kurallarının üzerine çıkınca sistem çökmektedir. Bu süreçte, “kapitalist elitlerin hizmetkârları” da
kendilerinin kullanım kılavuzunun okunmasının ücretini almakta: Eğer kamu görevlisi ise liyakat üstü atamalara ve/veya maaşı
ile izahı olmayan bir aile servetine erişmektedirler. Bu konuda bir model
önerisi de var: “Osmanlıda yolsuzluk,
hırsızlık yapan, kamu kaynakları üzerinden haksız şekilde zenginleşen devlet
adamlarının malları müsadere edilirdi. Şimdi ortalıkta kasıla kasıla
Osmanlıcılık yapan siyasetçiler bu konuda da sıkı birer Osmanlıcı olsalar nasıl
olur? (Akif Çarkçı)”. Bu husus “hukukullah,
yani kamu malı” kavramı ile ilişkilidir. Kamu mallarında yolsuzluk, hile, usulsüzlük vs yapan hukukullahı ihlal
ettiği için, hiç kimse tarafından, hiçbir zaman affı yoktur.
Çok uzun yıllardır hepimizin gördüğü bildiği bir şey vardır;
bir ülkede iktidarın gücü zayıflarsa veya doğru yoldan çıkarsa para ve sermaye
piyasalarında oynayanlar türemektedir. Bu da iktidarların miadının dolduğunun
göstergesidir. Bir ülkede para ve sermaye piyasalarında çokça oyun oynanır olmuşsa, o
ülkede iktidar son dönemini yaşıyor demektir.
Ülkemizde de son dönemlerde bazı kişilerin maaşları ile
orantısız harcamaları ve aile servetlerine sahip olduğunu görmekteyiz. Buradan,
İMKB, BDDK ve özellikle de Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile ilgili son dönemde
çok önemli eleştiriler yapılır olduğunu belirtmek gerektiğini düşünüyoruz. Bazı
şirketler ile ilgili hukuka aykırı uygulamalar/işlemler yapıldığı, el çabukluğu
ve göz boyama ile kurumlar bile aldatılarak izinler/lisanslar/ruhsatlar
alındığı, bunlar bilindiği halde bunlara göz yumulduğu, piyasalarda spekülatif
işlemler olduğu gibi söylemler çokça dillendirilir olmuştur. Bunlar şuyûu vukuundan beter hâdiselerdir.
Oysa, bu kurumlarımız nitelikli personeli olan uzmanlık kurumlarıdır,
dolayısıyla piyasaların aksayan yönlerini çok kolay gören, gözlemleyen ve
sağlıklı işleyişi sağlamak için atılacak adımları çok iyi bilen
profesyonellerdir…
Ayrıca piyasa oyuncuları da hukuk ve etik kurallarına
uymayınca her türlü sorunla karşılaşılıyor, mesela, katılım finansmanının temel
ilkeleri arasında; var olmayan
varlıkların menkul kıymet olarak satışına cevaz verilmemesi kuralı yer alır; borsada da açığa satışa cevaz verilmez,
ancak, bir katılım bankası borsada açığa satış yapıyorsa ve buna da SPK
yasaklama getiriyorsa ve fakat Katılım Bankaları Birliği ve BDDK bu bankaya
müdahale etmiyorsa sistemsizlik, sistem olmuş demektir. Bir ayda döviz
neredeyse iki katına çıkmışsa ve günlük volatilite %10 seviyesinde olmuş ve
hatta günde iki dalga yapmışsa, bu oyunu görmek lazımdır. Borsada bazı
şirketler medya spekülatörleri ile parlatılıp halkın para yatırması ve batırması sağlanıyorsa, keza, spekülatif
işlem yapmak anlamında “tahta yapmak” kavramı kapsamında
işlem yapılıp halk aldatılıyorsa, keza, sıcak para girişi ve çıkışı ile borsada
haksız kazançlar elde ediliyorsa, keza, bazı şirketlerin hisselerini birileri
topluyor ve sonrasında da bu şirketlerin hisseleri karlı pozisyonlar oluşturuyorsa
bunların hepsinde sistem sorunu vardır ve bunun önlenmesini yapmayan, önleyecek
sistemi kurmayan bütün kişi ve kurumlar kamu vicdanı önünde sorumludur. “Kimlerin hisseleri artmış, kimler kazanmış,
hangi bankalarda kimler ne paralarla ne hisseler almış, neler satmış, bakılsın,
borsada yapılan çalışmaya sağır ve dilsiz olmasın kimse, küçük yatırımcı (bizim
insanımız) eziliyor, SPK bunun üzerine gitmeli (Aytunç Erkin)”. Önümüzdeki
dönemde bu tür iş ve işlemlere göz yumanlar, aracılık edenler, izin ve onay
verenler kamu vicdanı önünde olacaktır. Hukuk ağır işler, yarına kalır ama
kimsenin yanına kalmaz. Hak galiptir, hakka karşı galip gelinmez; hepimiz
izleyip bunu göreceğiz…
Ülkemizde istikrarın sağlanması ve altın milyar devrinin
önlenmesi için para ve sermaye piyasalarında oyun oynanamayacak sistemin
kurulup işletilmesi şarttır.