Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2967.51
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 May 2020

İş yapmayıp polemik yapıyor...

Biliyorsunuz CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi 23 Nisan Çocuk Bayramında çocuklar için dağıttığı ‘Cumhuriyet ve Demokrasi’ isimli kitapçık büyük tartışma yarattı.

Kitapçıkta İslamiyet, Hıristiyanlık ve Yahudilik din adamı görseli yanına Alevilik görseli yer aldı. Aleviliğin ayrı bir din olarak gösterilmesiyle ne amaçlanmış olabilir? Toplumsal tecrübe fay hatalarının harekete geçirilmesi ve bir Alevi Sünni çatışması amaçlanmış olabileceğini söylüyor. Bu pis oyun geçmişte de oynanmış ve Türkiye çok büyük bedel ödemişti.

Kin ve öfkeye içeren kitapçığın ardından Ankara ve İzmir Barolarının İslam karşıtı çıkışlarının gelmesi tesadüf olamaz. Yine bir yerlerden işaret alınmış görünüyor.

Hatırlayın…

E. İmamoğlu’nun ilk polemiği bu değil. Makam araçları ile güya eski yönetimin israfına dikkat çekmişti fos çıktı. Buradaki yıpranma öfkesiyle yüzlerce İBB çalışanı işinden oldu. Yerlerini HDP ve CHP’lilerle dolduruldu. Militan tavırlı E. İmamoğlu’nun kin ve öfkesiyle İstanbul’u yönetmesi mümkün görünmüyor.

‘Keskin sirke küpüne zarar verir’ misali temel atmama törenleri gibi dünyada bir ilk olan bir saçmalıkla ‘koltuğunu dolduramıyor’ dedirtiyor. Seçildiğinden beri yönetemezliğini polemiklerle örtbas etmeye çalıştığı açık değil mi?

E. İmamoğlu zaman zaman “Yerel Hükümet” ifadesini kullanıyor. Aynı paralelde ayrılıkçı HDP’de “ Kürdistan ve Eyalet Hükümet” tabirini kullanıyor. Bütün bunlar olurken ortaklar İP ve SP’den çıt çıkmaması anlamlı bulunuyor.

Hani eski bir Cumhurbaşkanını vardı…

Anayasa kitapçığını fırlatarak Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birine sebep olmuştu. E. İmamoğlu da küresel salgını fırsat bilmiş olmalı ki bir ekonomik kriz üretme çabasına girmiştir. Ancak atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiştir. Tek parti CHP dönemi kapanmıştır.

İstanbul halkının beklediği İstanbul’un saat gibi çalışmasını devam ettirmesidir. Kaldı ki her geçen gün İstanbul işlemez hale geliyor. Bu beceriksizlik değilse eğer, kolay elde edilen Başkanlığı fırsat bilip hazırı tüketmektir. Seyretmişsinizdir, yandaş Can Ataklı bile bu kötü gidişata ve beceriksizliğe isyan etti. Yatırım yok, hizmet yok...

İstanbullu ümit var değil...

Salgın nedeniyle herkesin evde olduğu bir dönemde bile İstanbul yönetilemiyor. Hat sayıları azaltılan tıklım tıklım dolu otobüslerle adeta salgına davetiye çıkartılıyor. Gün geçmiyor ki bir kaza olmasın. Şehir yanıyor! Korkarız, İstanbul bir kazaya kurban gidecek!

İBB, fakir fukaraya yardım kolisi dağıtıyor. Gayet güzel. Güzel olmayan yardımlar CHP’li hali vakti yerinde olanlara gidiyor. Bunlardan birinin görüntüleri elinde alkollü içecekle sosyal medyaya düştü. Devletin parasının kimlere peşkeş çekildiğini varın siz düşünün...

E. İmamoğlu yönetemediğinin ortaya çıktığını görüyor. Mağdur edilmiş kahraman figür izlenimiyle kendisini görevden aldırmak istiyor olabilir. Böylece havasını indirmeden Başkanlık seçimine kadar kendisini taşımak istiyor olabilir.

Hakkını teslim edelim, yaptığı iyi şeyler de var...

Diyarbakır ziyaretinde olduğu gibi terör ve destekçilerini sevimli ve meşru göstermeyi iyi beceriyor. Algıda üstüne yok.

Tatil yapmaya düşkün. Elazığ depreminde bir iki saat görüntü verdikten sonra kendisini kayak merkezlerine atmıştı. İstanbul sel felaketiyle boğuşurken zat-ı alileri ailecek Yunanistan’a yakın adalarda tatil yapıyordu. Ancak iki gün sonra İstanbul’a teşrif edebilmişti.

Yanlış anlaşılmasın…

Niyetimiz bağcıyı dövmek değildir. Bir İstanbullu olarak laf değil hizmet ve yatırım bekliyoruz. Çok şey mi istiyoruz yahu. Yeter ki hizmet etsin takdir etmesini de biliriz.

Sabahattin Ali sanki E. İmamoğlu’nu tarif etmiş gibi: “Dünyada hiçbir lisanda bu kabiliyet yoktur. Saatlerce konuşup hiçbir şey ifade etmemek kabiliyeti!”

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” Deyip boşuna hizmet beklentisine girmeyelim.

Bu işin adamı değil vesselam.