Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2948.80
BIST 100
9879.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 May 2022

İş Bankası kimin parasıyla kuruldu?

İş Bankası, Atatürk'ün direktifleriyle İzmir Birinci İktisat Kongresi'nde alınan kararlar doğrultusunda 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruldu. İş Bankası ilk Genel Müdürü Celal Bayar'ın liderliğinde iki şube ve 37 personel ile hizmete başladı. Nominal sermayesi 1 milyon TL'ydi. Bu sermayenin fiilen ödenen 250 bin TL'lik bölümü ise bizzat Atatürk tarafından karşılanmıştı. Peki, bu 250 bin TL’lik kısmı Atatürk nereden bulup, tahsis etmişti? İş Bankası’nın kurucusu Celal Bayar Mayıs 1982’de çıkan İş Dergisi’ne verdiği bir mülakatta, “Biz Bismillah dedik, işe koyulduk. Atatürk ‘Git Osmanlı Bankası’ndan 250 bin lirayı al, bu işe başla’ dedi” şeklinde anlatmıştır İş Bankası’nın kuruluş hikâyesini. Peki, iyi de Osmanlı Bankası’ndaki o 250 bin lira nereden gelmişti? Nitekim Bayar aynı konuşmasında bu paranın kökeni hakkında yöneltilen soruya kaçamak cevap vermekte ve “böyle bir şeyi araştırmaya lüzum görmediğini” söylemektedir.

****

Bu konuda bize yardımcı olacak bilgiyi Atatürk’ün yakınlarından Hasan Rıza Soyak’ın hatıralarının 2. cildinde buluyoruz. Soyak’a göre “Hindistan Müslümanları, Kurtuluş Savaşı’nda kullanılsın diye Mustafa Kemal Paşa’nın şahsına yaklaşık 500-600 bin lira tutarında bir para göndermiştir. Mustafa Kemal Paşa, bu paranın 500 bin lirasını Büyük Taarruz’dan önce ihtiyaçların karşılanması için Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın emrine vermiştir. Zaferden sonra bu paranın 380 bin lirası İcra Vekilleri Heyeti kararıyla Atatürk’e iade edilmişti. Atatürk bu paranın “en faydalı bir şekilde nerede ve nasıl kullanılabileceğini düşündü ve sonunda 250 bin lirasını İş Bankası’nın temel sermayesi olarak tahsis etti.”

****

İşte CHP, bugünkü piyasa değeri yaklaşık 42 Milyar lira olan ve kuruluş hikâyesini kısaca anlattığımız İş Bankası’nın yüzde 28,09 pay oranına sahip üçüncü büyük ortağıdır. Ortağıdır dediysek alın teri değil, Atatürk’ten mirastır. CHP’nin, Atatürk’ün mirası olarak sahip olduğu İş Bankası’ndaki hissesiyle ilgili tartışmalar gündemin sıcak konularından biri. Atatürk’ün 1938 tarihli vasiyeti gereği İş Bankası’ndaki bu hisselerin kuru mülkiyeti ve idaresi CHP’ye, gelirleri ise Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na bırakılmıştır. CHP’nin İş Bankası hisseleri dışındaki Atatürk’ten miras kalan çeşitli şekillerde edindiği mal varlıkları, Celal Bayar’ın, Cumhurbaşkanlığı dönemi de dâhil olmak üzere daha önce iki kez hazineye devredilmişti. CHP’nin İş Bankası yönetim kuruluna verdiği 4 üye, bankanın her türlü işleminden sorumludur. “CHP, satma ve harcama yetkisine sahip olmasa da siyasi partiler kanununa aykırı bir şekilde bankacılık yapan tek partidir.” Atatürk’ün hisseleriyle ilgili tasarruf, neden bir parti tarafından yönetilsin ki?

****

Tek parti yıllarındaki CHP ile çok partili yıllardaki CHP bir birinden farklı değerlendirilmeli. “Tek parti yıllarındaki CHP, partiden ziyade devlet olarak telakki edilmekteydi. Valiler aynı zamanda CHP il başkanlığı görevini de icra etmekteydi. Atatürk, İş Bankasındaki hisselerinin yönetimini o dönemin siyasi şartlarında CHP’ye bırakmıştı. Ayrıca başka parti de yoktu.” Türkiye artık 1930’lardaki gibi devlet ve partinin özdeşleştiği bir Türkiye değildir. Ne Türkiye eski Türkiye’dir ne de CHP Cumhuriyet dönemi CHP’sidir. Türkiye de çok şeyler değişti. CHP, Atatürk’ün kurduğu eski CHP değildir. 1973 ve 2004 yıllarında, vasiyetnamenin Atatürk’ün iradesine uygun olmadığının tespit edilmesi için mahkemeye başvuran ve TTK ile TDK’nın amaçlarından ayrıldığını, 12 Eylül ile bu iki kurumun devletleştirildiğini, Atatürk’ün kurduğu kurumlar olmaktan çıktığını iddia eden bizatihi CHP’nin kendisiydi. Yani CHP dahi Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını, şartların ve kurumların değiştiğini bizzat teyit ve tevsik etmiştir. Atatürk’ün mirası niçin salt bir partiye ait olsun? Sonuçta şu andaki durum hem Anayasaya hem de siyasi partiler kanuna aykırıdır. “Atatürk, milletin ortak değeriyse her türlü mirası da milletin ortak malı olmalıdır. Herhangi bir şekilde salt bir partinin veya bir grubun mirası olmamalıdır. Her türlü mirasın devlette temsil edilmesi, bizatihi milletin kendisine yani Hazineye devri gerekir.